Dünyamızı Geri İstiyoruz!

Yurt Dışı Haberleri —

.

.

  • 4. kez düzenlenen “Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak” konferansına katılan birçok katılımcı ile yaptığımız sohbetlerde herkesin en çok ortaklaştığı fikir, bu sömürü sisteminin adı kapitalist modernite. Ve sömürü sisteminin sürdürücüsü olan batı dünyası ve onun işbirlikçisi ülkelere karşı gezegeni savunan mücadelelerin de artık ortaklaşması gerektiği oldu.
  • Konferansın konuşmacılardan John Holloway’in gündeminde Hamburg Üniversitesi'nin yasaklama kararı vardı. Holloway, Adorno ve Frankfurt ekolüne hayranlığını dile getirdikten sonra Rektör Dr. Hauke Heekeren için; "Bu kararı aslında yüzlerine vurmak istiyorum. Buna nasıl cesaret ederler? Yazıklar olsun size Dr. Hauke, kendi geleneğinize, zenginliğinize ihanet ettiniz” dedi. 

FEHMİ KATAR - M.ZAHİT EKİNCİ /HAMBURG

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri ışığında Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak konferansının dördüncüsü “Dünyamızı Geri İstiyoruz ve Diren, Geri Al ve Yeniden İnşa Et” başlıklarıyla Hamburg’da 6-9 Nisan arasında gerçekleştirildi. Aralarında "Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürdistan’a Barış İnisiyatifi’nin de bulunduğu birçok Kürt ve Alman kuruluşu tarafından oluşturulan Alternatif Arayış Ağı tarafından organize edilen konferans Hamburg Üniversitesi’nin engellemesine rağmen neredeyse dünyanın bütün kıtalarından entelektüeller, aktivistler ve mücadele edenlerin temsilcilerin katılımı ile gerçekleştirildi. 
4. kez düzenlenen “Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak” konferansında, iklim krizi ve çevre politikaları, göçmen hakları ve ırkçılıkla mücadele, feminizm ve toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyal adalet ve demokratikleşme süreçleri gibi önemli konular ele alındı. Konferansa, dünyanın farklı yerlerinden akademisyenler, aktivistler, gazeteciler, yerel ve uluslararası sivil toplum örgütleri temsilcileri ve sanatçılar konuşmacı olarak katıldı.

Kadın mücadelesi öne çıktı
“Dünyamızı Geri İstiyoruz ve Diren, Geri Al ve Yeniden İnşa Et” başlıklarının işlendiği konferansa, Amazon Ormanları’nda yaşayan yerli Munduruku halkı temsilcileri, Meksikalı şifacı ve yerel halkların 2018’deki Başbakan adayı, Bolivya’daki yerel halklar örgütleri, Hindistan, Pakistan, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve Kurdistan’dan olmak üzere dünyanın neredeyse bütün kıtalarından katılımcılar yer aldı. Konferansa bu yıl küresel ısınmaya karşı yerel mücadeleler, toprak hareketleri ve kadın mücadelesi öne çıktı.

Engele karşı daha güçlü katılım
Konferansa kısa bir süre kala üniversite yönetimi Almanya gizli istihbaratının talebi ile iptal etmişti. Bu karara karşı, kısa sürede onlarca yazar ve akademisyeninin imzacısı olduğu bir bildiri yayınlanmış, karar “Akademik özgürlüğe” yapılan büyük bir saldırı olarak tanımlanmıştı. Almanya  ve Avrupa kamuoyunda kısa sürede büyük bir tepkiye neden olmuştu. Üniversitenin bu kararına karşı, konferans organizatörleri Hamburg’taki demokratik çevrelerin desteğiyle de kısa sürede, konferansı daha da güçlendiren bir alternatif buldu.

Belediye kapılarını açtı
Konferansın ilk iki ve son günü Wilhelmsburg Bürgerhaus’ta (Wilhelmsburg Belediye binası) yapıldı. Normalde tek yerde yapılan atölyeler şehrin dört bir tarafına dağılarak, dört farklı alanda gerçekleştirildi. Organizatörlerden Havin Güneşer, üniversitenin bu kabul edilemez kararının, konferansın şehrin dört bir yanına serpilmesine neden olduğunu belirterek, “İstemeyerek de olsa çok daha güçlü yapılmasına vesile oldu. Bundan sonraki konferansların bir gününü farklı yerlerde atölyeler şeklinde yapacağız” dedi.

Akademiye ihanet
Üniversitenin bu kararını değerlendiren Asta Öğrenci Sendikası ve konferansın da organizatörlerinden olan Luise Dechow, “Sadece karar değil aynı zamanda alınış ve paylaşılma biçiminin de oldukça sorunlu. Buna rağmen bu konferansı yapabilmiş olmamız ve bu kadar insanın buraya gelebilmiş olması mutluluk ve güç verici. Ama bu karara tepkisiz de kalmayacağız" diye kaydetti. 
Üniversitenin yer izninin geri çekilmesine bütün konuşmacılar, tepki gösterdi. Bu konuşmalardan en öne çıkan ise Meksika’da Sosyoloji dersleri veren John Holloway yaptığı ve büyük alkış alan konuşmasıydı. Almanya üniversitelerinin çok özgür geleneklerinin olduğunu, kendisinin de başta Adorno ve Frankfurt Üniversitesi'ne olan hayranlığını dile getiren Holloway, Rektör Dr. Hauke Heekeren bu köklü geleneğin üzerinde tepindiğini belirterek, şöyle dedi: "Bu kararı aslında yüzlerine vurmak istiyorum. Buna nasıl cesaret ederler? Yazıklar olsun size Dr. Hauke, kendi geleneğinize, zenginliğinize ihanet ettiniz.”

Ortak akıl
Konferansta her yıl olduğu gibi Kürtçe, Almanca, İngilizce, Türkçe, İspanyolca, İtalyanca ve Portekizce olmak üzere yedi dilde çeviri yapıldı. Konferansa farklı ülkelerden gelenlerin özellikle yerlilerin hepsi de yıllardan beri edindikleri mücadele deneyimleri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Demokratik Konfederalizme ne kadar yakın olduklarını dile getirdi. Konuştuğum katılımcılardan bazıları ilk kez burada Demokratik Konfederalizmle tanıştıklarını ama burada tartışılan konulardan çoğunun kendilerinin de tartıştıklarını ve ilk defa tanışmalarına rağmen, farklı isimlendirme olsa da aslında tanıdıkları bir sistem olduğunu belirtti. 

 

Yerli hareketleri gezegen için önemi

Konferanstaki kendi bireysel deneyimim aslında, farklı yerlerdeki mücadelelerin aslında geneli ne kadar etkilediği hatta ne kadar hayati olduğuydu. Mesela Amazon Ormanları'nda hem doğayla barışık köylerini hem yaşam kaynaklarını koruyan yerlilerin mücadelesi bütün insanlığa etki edecek derecede önemli. Zira bütün bir gezegenin oksijen deposu olan ve özellikle o kıtayı hayati derecede direkt etkileyen Amazon Ormanları'nın yıkılıp yıkılmaması, o köylülerin mücadelesine bağlı. 
Keza Pakistan’da mücadele eden küçük çiftçilerin, aşırı verim almak için toprakları aşırı suya ve kimyasala boğan büyük şirketlere ve toprak sahiplerine karşı mücadelesi de var.  Hala mutfağımıza giren besinlerin büyük bölümünü üreten bu küçük çiftçiler, temel gıdalarımızın gelecekte sadece büyük şirketlerin elinde kalmaması ve devamlılığı için hayati bir yere sahip. 
Bugün dünyayı sonuna hızla götüren erkek egemenlikçi zihniyete karşı verilen kadın mücadelesinin ne kadar hayati olduğu konferansta ortaya çıkan sonuçlardan biriydi. 
Keza Avrupa’daki solun da Avrupa ülkelerin neden olduğu sömürüye karşı, direkt Avrupa’da müdahil olup bunları teşhir etmeleri, mücadele eden hareketlere alan yaratmaları, mücadelelerin sürekliliği için ne kadar önemli olduğu konferans sonucunda birçok kişinin hemfikir olduğu bir konuydu. 

Bütün kapılar ortak mücadele çıkıyor
Sonuç olarak konferansa katılan birçok katılımcı ile yaptığımız sohbetlerde de herkesin konferansa en çok ortaklaştığı fikir, artık bütün gezegeni tehdit eden, hayati tehdit eden bir sistem olduğuydu. Bu sömürü sisteminin adı kapitalist modernite. Sömürü sisteminin sürdürücüsü olan batı dünyası ve onun işbirlikçisi ülkeler arasında bütün çelişkilere rağmen, demokrat olandan, otoriter olana dek, inanılmaz bir ortaklaşmanın beraber hareket etmenin olduğu. 
Buna karşı konferansta görüldüğü üzere dünyanın her tarafından bu sistemlere karşı yaşamı ve gezegeni savunan mücadelelerin de artık ortaklaşması, dayanışma içinde kolektif, konfederasyon içinde bir mücadele vermesi gerektiği idi. Sonucun sonucu olarak özet olarak şöyle söylenebilir: Gezegenin geleceği, yerel hareketlerin özellikle de yerli hareketlerin, çiftçilerin mücadelesine bağlı. Onların mücadelesinin başarısı da dünyanın diğer tarafındaki mücadelelerin başarısına bağlı. Bütün hepsinin başarısının kilidi de Demokratik Konfederalizm ile bir araya gelip daha güçlü bir mücadele ortaya koymalarına bağlı.

 


Dünyaya taze bir soluk
Öcalan felsefesi

Konferanstan konuşmacıların gazetemize yaptıkları  değerlendirmeleri şöyle oldu: 
*Çiftçi ve Kadın Hakları Savunucusu Azra Talat Sayeed: "Pakistan’da kadın hakları, iklim, yoksulluk ve çevre sorunları had safhada. Bizlerde sosyal ve ekonomik bir adaletin inşası için mücadelemizi sürdürüyoruz. Tüm yasaklamalara ve faşizan baskılara rağmen böylesi bir konferansı düzenleyen Kürt kadınlarını ve kurumlarını kutluyorum."

 

*Yazar Dimitris Rousopoullos: "Bu yasaklamakla belki insanları tedirgin etmek istediler ama bundan dolayı insanlar daha güçlü katılım sağlayarak buna cevap verdiler. Tüm bu yasaklara karşı Kürt halkıyla olan dayanışmamızı büyütmek gerekiyor."

 

*Katalonya'da Jineoloji çalışmaları yürüten aktivist Amara Amude: "Kobani’de Kürt halkının DAİŞ barbarlarına karşı verdigi destansı mücadele ile Kürtleri ve mücadelelerini tanıdım. Tanıdıkça hem hayran oldum, hem de aradığım özgürlük arayışlarının burada olduğunu gördüm. Öcalan sadece Kürt halkının değil özgürlük arayışında olan tüm insanlar için bir imkan. Dünya kadınları olarak Kürt kadınlarının yürütmüş oldukları mücadeleyi kendimize örnek alıyoruz."

 

*Alman Çevre Aktivisti Daniela Rossman: "Kapitalizmin bir kanser gibi dünyayı sardığı bu zamanda Öcalan'ın düşünceleri ve bu doğrultudaki önerileri her zaman ilgimi çekti. Eserlerini okudukça kafamdaki birçok sorunun cevabını bulmuş oluyorum. Bu kadar değersizleştirilmiş ve özünden koparılmış bu dünyada Kürtlerin yürütmüş olduğu ekolojik ve konfederal sistem dünyamıza soluk aldırabilir diye düşünüyorum." 

 

Önder Apo’nun düşünceleri dünyaya açıldı
Konferansın organizatörlerinden olan Havin Güneşer, 2012’de bu konferansı yapmaya başladıklarında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürtlere karşı bir kriminalizasyonun olduğunu vurgulayarak, “Önder Apo’nun düşüncelerini ve  Kürt hareketini dünyanın diğer mücadele edenleri, eleştirel düşünenlerle buluşturduk. Her konferansta farklı dillerde daha fazla yazılı, görsel materyallerimiz oluştu. Bir taraftan sorunları tartışan bir taraftan da herkesin kendi açısından çözümler ortaya koyduğu ve bunların beraber dünyanın farklı yerlerinde mücadele eden insanları bir araya getiren demokratik konfederalizme dönüştürdük konferansı” dedi.

Ortak zeminde buluşuyoruz
Konferansın katılımcılarını ve konularının belirlenmesi ile ilgili, her defasında farklı hareketleri davet ettiklerini belirten Güneşer “Amacımız ortaklaşmak, onlarla doya doya tartışıp beraber yürümenin zemini oluşturmak.Hiç bir şey bir dakikada olmuyor önce bir araya gelip ve tartışmamız lazım. Onun için de yıllara yayması gerekiyor. Son konferansımız engellenmek istenmesine rağmen çok güçlü geçti” diyerek destek veren herkese ve katılımcılara teşekkür etti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.