Rojava’ya destek olalım
Yurt Dışı Haberleri —
- Berlin’de, Demokrasi ve İnsan Hakları Evi’nde, DEM Parti Almanya tarafından düzenlenen etkinlikte, “Tecrit ve Sürgün” ile “Kürt Sorunu ve Küresel Sorumluluk” başlıkları tartışıldı.
HAKAN TÜRKMEN/BERLİN
Berlin’de, Demokrasi ve İnsan Hakları Evi’nde düzenlenen panelde Türkiye’deki insan hakları ihlalleri, tecrit politikaları ve Kürt sorunu ele alındı. DEM Parti Almanya tarafından düzenlenen etkinlikte, “Tecrit ve Sürgün” ile “Kürt Sorunu ve Küresel Sorumluluk” başlıkları tartışıldı.
Moderatör Mert Özkaraman’ın yönettiği panele, Avukat Eren Keskin, Uluslararası Af Örgütü’nden Dilnaz Alhan, Hessen Sol Parti Eyalet Başkanı Jakop Migenda ve DEM Parti Almanya’dan Faysal Sarıyıldız katıldı.
Tecrit çözümsüzlüğü derinleştiriyor
Eren Keskin, İmralı Cezaevi’ndeki tecrit politikasının yalnızca Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın haklarını değil, Kürt halkının demokratik çözüm umutlarını da yok ettiğini belirterek “Tecrit, bir çözüm mekanizmasından çok, çözümsüzlüğü derinleştiren bir politika aracıdır” dedi. Keskin, kadın haklarına da dikkat çekerek artan kadın cinayetlerini ve cezaevlerindeki kötü muameleleri eleştirdi. “Kadınlar, evde ve kamusal alanda güvende değil. Cezaevindeki kadınlar ise erkeklerden daha kötü koşullarda tutuluyor. Garibe Gezer’in süngerli odada izole edilerek yaşamını yitirmesi bunun somut örneğidir” dedi.
Avrupa görmezden geliyor
Jakop Migenda, Kürt sorununun Avrupa’yı da ilgilendirdiğini belirtti. “Türkiye, Kürtlerin haklarını ihlal ederken Avrupa’ya karşı mülteci kartını koz olarak kullanıyor. Bu sorun, AB’nin mülteci politikalarını ve ekonomik çıkarlarını da etkiliyor” dedi. Avrupa’nın Türkiye ile yaptığı mülteci anlaşmaları kapsamında Kürtlerin yaşadığı insan hakları ihlallerini göz ardı ettiğini belirtti.
Yok etme stratejisi
Dilnaz Alhan, Kürt halkına yönelik sistematik ayrımcılığı ve kültürel hak ihlallerini vurguladı. 2015’ten bu yana süren çatışmaların insani krizlere yol açtığını söyleyen Alhan, “Sokağa çıkma yasakları temel ihtiyaçlara erişimi engelledi, şehirler yerle bir edildi. Bu yalnızca bir güvenlik politikası değil, bir yok etme stratejisiydi” dedi.
Rojava’ya destek verilmeli
Faysal Sarıyıldız ise Rojava’nın halkların birlikte yaşayabileceği bir model sunduğunu, ancak Türkiye’nin bu modeli tehdit olarak görüp saldırılar düzenlediğini ifade etti. “Rojava’nın savunduğu değerler tüm dünya için önemli. Uluslararası toplum bu mücadeleye, Rojava’daki direnişe destek verilmelidir” dedi.
Panel, katılımcıların soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Türkiye’deki insan hakları ihlallerine karşı uluslararası desteğin artırılması çağrısı yapıldı.