Suriye'de ne işiniz var?

Tuncer Bakırhan

Tuncer Bakırhan

  • DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, tekçi ve Kürtlerin statüsüz bırakıldığı bir Suriye dayatarak saldıran Türk hükümetine seslendi: "Ne işiniz var? Asıl dışarıdan Suriye’ye giden en büyük güç sizsiniz." 

Ortadoğu’daki kriz ve kaos içerisinde Rojava'da 11 yıldır tek bir Arap’ın, Türkmen'in, Çerkes'in malına canına, Çerkes’in, Türk’ün malına, canına dokunulmadığını, Türkiye'ye tek bir çakıl taşı bile atılmadığını hatırlatan DEM Parti Eşbaşkanı tuncer Bakırhan, Türk hükümetinin halkı 'güvenlik meselesi' diye aldattığını söyledi. Bakırhan, "Asıl güvenlik meselesi, sizin kafanızdaki bu Kürt'ü yok saymadır" dedi. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 7. Olağan Kongresi’ni Ankara Dünya Ticaret Merkezi’nde yaptı. Kongrede konuşan DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, Kürdistan’ın her kentinde örgütlenmelerini büyütmeleri gerektiğine belirterek, “Uzun bir yolumuz var” dedi. Bayındır, "Başarıya ulaşana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra ‘Kürt halk önderini nasıl özgürleştireceğiz’ diye tartışacağız. Sorumluluğumuz bu atmosferi direniş, mücadele ve özgürlük ile sonuçlandırmaktır” dedi. DBP Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise İmralı Heyeti'nin yaptığı görüşmelere işaret ederek, şunları söyledi: "İmralı’ya giden heyetten ve Sayın Öcalan’dan çok önemli çağrılar var. Bu çağrılara kimse gözünü kulağını kapatmasın. Ziyaret edilen partiler, kendi seçmenlerine dönerek söz kurması gerekiyor. Kürtlerin haklı taleplerinin kabulüne doğru gitmesi gerekir bu sürecin. Çözümün bu kadar kendini dayattığı yerde herkesin sorumluluk alması gerekiyor. İkinci yüzyılı neyin üzerine inşa edeceğimizi birlikte konuşalım. Halkları karşı karşıya getirme değil, buluşturma dönemindeyiz ama Rojava’yı tehdit ederek olmaz. Bir yola ihtiyacımız var. O yolun ilk adımı da bir araya gelmektir. Kayyum rejimi, devleti bir kayyum devleti haline getirdi. Bizim yüzümüz ise özgürlüklere, barışa dönük." 

Suriye halkları karar versin

Kongrede konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, "Zulüm varsa direnenler de var. Baskı varsa mücadele edenler de var” dedi. Kürtlerin statüsünün olması gerektiğini ama Türkiye'nin buna karşı çıktığını belirten Bakırhan, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtlerin statü sahibi olmasına engel olmaya çalıştığını vurguladı. Bakırhan, şöyle devam etti: "Gün yok ki saldırılar olmasın. Gün yok ki sivil vatandaşlar katledilmesin. Suriye’de böyle demokrasi gelmez. Suriye 100 yıldır zaten ciddi bir baskı ortamında yaşadı. Şimdi yeni bir rejim inşa edilecekse Kürt'süz bir Suriye rejimi düşünülebilir mi? Alevilerin yok sayıldığı, Hristiyanların, Êzidîlerin, Çerkeslerin, seküler yaşayan Arap Sünni vatandaşların yok sayıldığı bir Suriye düşünülebilir mi? Eğer Suriye tekçi olacaksa, Kürt'ün hakkını reddedecekse, Alevileri ve diğer halklar ve inançları yok edecekse, katledecekse, kaçırtacaksa onların yaşadığı bölgeleri insansızlaştıracaksa nasıl yeni bir rejim diyeceğiz? Esad’dan ne farkı var? İşte buradan Türkiye’deki iktidara sesleniyorum. Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin. Ne işiniz var?" 

Dışarıdan giden sizsiniz

"Asıl dışarıdan Suriye’ye giden en büyük güç sizsiniz" diyen Eşbaşkan Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kürtler, Suriye'nin yüzyıllardır coğrafyasında yaşayan bir halktır. Efrîn, Kürtlerin en tarihi kentidir. Kobanê, direnişin kentidir. Qamişlo, diğer etnik ve inanç gruplarının birlikte kardeşçe yaşadıkları, bütün krize rağmen halkların birbiriyle çatışmadığı, eşitçe kardeşçe yaşadığı bir kenttir. 

Güvenlik sorunu burada

Allah aşkına orada güvenlik sorunu varsa burası nedir? Cezaevleri doldurulmuş, ağzına açanın hakkında dava açılıyor. İnsanlar söz kurup eleştiri yapamıyor. Caddede büyük bir kaygıyla yürüyor. Ne zaman neyin gerekçe edilerek gözaltına alınacağını insanların bilmediği bir ülkede aslında güvenlik sorunu var, demokrasi sorunu var, özgürlük sorunu var. Siz bu Ortadoğu’da kriz ve kaos içerisinde Rojava'da tek bir Arap kadınının yaşamına müdahale edildiğini, taciz edildiğini, yaşamını zorlaştırdığını duydunuz mu? Siz Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin herhangi bir Arap’ın malına canına, Çerkes’in, Türk’ün malına, canına dokunduğunu duydunuz mu? 11 yıldır oradan tek bir çakıl taşının atıldığını duyan, gören bilen var mı? Şimdi Türkiye halklarını aldatmaya, kandırmaya çalışıyorlar. Neymiş? Güvenlik meselesiymiş. Asıl güvenlik meselesi sizin kafanızdaki bu Kürt'ü yok sayan algıdır. Kürtlere hasımlık yapmaktan vazgeçin. Kürtler, güvenlik sorunu değildir. Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayış ve zihniyettir. Bugün onu durdurmanın, yanlıştan vazgeçmenin günüdür. İnsan yanlışını, hatasını kabul eder. Yanlışını kabul etmek erdemdir ama maalesef hala bu politikalarda ısrar eden bir iktidarla karşı karşıyayız. 

QSD ile görüşün

Bir sorununuz varsa bunu topla, tüfekle, SİHA ve İHA ile neden halletmeye çalışıyorsunuz? Diyalog, görüşme, konuşma, müzakere etme durumuna neden geçmiyorsunuz? Bir görüşün, konuşun. Bir zahmet bakanlarınız orayı da ziyaret etsin. Gerçekten güvenlik tehdidi midir değil midir, yerinde incelesinler. Suriye’deki Kürtler, Kuzey ve Doğu Suriye’deki halklar ne istiyor? Türkiye halkları bunu bilmek durumunda değil midir? Onun için iktidarı, Kuzey ve Doğu Suriye ile görüşmeye, diyalog kurmaya, müzakere etmeye, orada ne istediklerini yerinde incelemeye davet ediyorum.  

Öcalan, 30 yıldır söylüyor

Evet 1 Ekim’den beri bir süreç yürüyor. Bu süreç en son heyetimizin İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşmesiyle devam ediyor. Sayın Öcalan çok önemli mesajlar verdi. Sayın Öcalan 94’te ne dediyse hala orada duruyor. Demokratik bir çözüm, demokratik bir cumhuriyet, Kürtlerin Türkiye'de eşit haklara sahip oldukları demokratik bir anayasa, birlikte ve eşit bir yaşam, diyor. 

Kürtlerin haklarını tanıyor mu?

Biz bu kadar netken, bütün kurumlarıyla bir irade ortaya koymuşken iktidara da sesleniyorum; siz ne diyorsunuz? Buyurun lütfen Türkiye kamuoyu ve halklarıyla paylaşın. Çatışma ve şiddet yerine demokratik bir zeminden yana mısınız? Gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyor musunuz? 100 yıldır bastırmaya çalıştığınız, yok saydığınız Kürtlerin temel haklarını tanımaya var mısınız?"

Mevcut Eşbaşkanlar Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, yeniden seçildi. ANKARA

 

* * *

Erdoğan 'tasfiye' diyor

Amed’de konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, bir kez daha 'tasfiye' mesajı verdi. 

 Erdoğan, partisinin Diyarbakır İl Kongresi için önceki gün Amed’deydi. Türkiye bütçesinin savaşa harcandığını itiraf eden Erdoğan, “Ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı için kullanmamız gereken yüz milyarlarca dolar kaynağı terörün önünü kesmek için harcadık” dedi.  

Kürt sorununu bir kez daha “terör sorunu” olarak adlandıran Erdoğan, meselenin Kürtlerle ilgili olmadığını “örgütün tasfiyesine” yönelik olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı: “İç siyasetimizde ve bölgemizde yaşanan kritik bazı değişiklikler sonrasında, terör belasını ilelebet bitirmek için ülkemizin önünde yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır. Bunun heba ve heder edilmesini doğru bulmuyoruz. Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır; terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olması vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgede artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi. Ezcümle; yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir. Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki; bu, sadece ve sadece büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkarılmasıdır. Bu, Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.