AK önünde Alevi protestosu

Yurt Dışı Haberleri —

Rojava işgal protesto

Rojava işgal protesto

  • Avrupa’daki 7 Alevi kurumu ve kanaat önderleri, Avrupa Konseyi (AK) önünde yaptıkları ortak açıklama ile ‘Suriye’deki Alevi katliamını ve insanlığa karşı işlenen suçları’ kabul etmeyeceklerini duyurdu. 6 maddelik talep listesi yayınladı.
  • Ortak açıklamada, “Aleviler, nefret suçlarının hedefi haline gelmiştir. Bu zulüm ve vahşet yalnızca askeri değil, sivil alanda da bir insanlık suçudur ve bu duruma sessiz kalmak suça ortak olmak anlamına gelmektedir” ifadeleri kullanıldı.

ERDOĞAN ZAMUR / STRASBOURG

Suriye’deki Esad rejiminin sona ermesinden sonra, özellikle Hama ve Humus kırsalında Alevilere yönelik artan vahşi saldırıları protesto etmek için Avrupa’daki Alevi kurumları, Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa Konseyi (AK) önünde bir basın açıklaması düzenledi. Protesto, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Arap Alevi Federasyonu (AAAF), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Avrupa Süryani Meclisi (ESU), Türkiye Akdeniz Aleviler Birliği (TAAB), Hollanda ve Almanya’dan Barış için Bilim İnsanları ile Almanya Doğu Hristiyanları Merkez Konseyi’nin (ZOCD) desteğiyle organize edildi.

Protestoya İngiltere, Hollanda, Almanya, İsviçre ve Fransa’daki AABK, AAAF, FEDA, ESU ve TAAB kurumlarının temsilcileri ile ZOCD ve Barış için Bilim İnsanları’ndan çok sayıda kişi katıldı. Etkinlik, katledilen Aleviler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Fransızca, Almanca, İngilizce, Arapça, Kürtçe ve Türkçe olarak yapılan ortak açıklamada, Alevilere yönelik saldırılara dikkat çekilerek, “Aleviler, yanlış bir şekilde Esad rejimiyle özdeşleştirilerek nefret suçlarının hedefi haline gelmiştir. Bu zulüm ve vahşet yalnızca askeri değil, sivil alanda da bir insanlık suçudur ve bu duruma sessiz kalmak suça ortak olmak anlamına gelmektedir.” ifadeleri kullanıldı.

Kutsal mekanlar tahrip edildi

Suriye’deki halklar ve inançların soykırım tehdidi ile karşı karşıya olduğuna vurgu yapılarak, “Suriye’de 10 yıldan beri süren savaş sadece fiziki bir katliam değil, beraberinde ciddi bir kaosu da getirdi. Aynı zamanda Alevi, Hristiyan, Kürt, Asuri, Süryani, Ezidi, Dürzi, İsmailli ve tüm etnik ve inanç gruplarına karşı ciddi hak ihlalleri oldu. Suriye’deki halklar yıllardır açlık ve yoksulluk içinde yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakıldı. Selefi ve cihadist gruplar Alevilere saldırıyor, kutsal mekanlarını tahrip ediyor” denildi.

Alevilerin kutsal mekanlarının yakılıp tahrip edildiğine vurgu yapılan açıklamada, tüm insanların yaşananlara karşı tepki göstermesi gerektiği dile getirilerek 7 maddelik talepler listesi kamuoyuna duyuruldu.

 

 

“Bunlar mı demokrasi savunucusu?”

Basın açıklamasında, ilk olarak Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF) Eşit Başkanı Mehmet Gündüz konuştu. Gündüz, Suriye’de Esad’ın gidişinin ardından demokrasi havarisi olarak sunulan Selefi grupların, Alevilere, Kürtlere ve diğer azınlıklara yönelik katliamlara başladığına dikkat çekti. Konuşmasında, “Daha önce insanlığa karşı suçlar işleyen çeteler, şimdi demokrasi savunucusu olarak gösteriliyor” dedi.

Basın açıklamasından sonra yaşananları gazetemize değerlendiren kurum temsilcilerinin ortak çağrısı ‘mücadeleyi yükseltmek’ oldu.

“Toplumsal refleks ve örgütlülük şart”

AAAF Sözcüsü Süleyman Okur, dağlık bölgelerde yaşayan Alevilerin Selefi grupların saldırılarıyla yüz yüze olduklarını belirtti. Okur, “Aleviler, bıçak kemiğe dayanana kadar harekete geçmiyor. Bu durum değişmelidir. Daha güçlü bir toplumsal refleks göstermeliyiz” dedi.

Sanatçı Zeynep Enhas ise Alevilerin savunmasız olduğuna ve bu nedenle şiddetin hedefi haline geldiklerine dikkat çekerek, “Vicdan sahibi herkes, etnik veya dini fark gözetmeden bu zulme karşı sesini yükseltmelidir” çağrısında bulundu.

Yazar Aziz Tunç ise Alevilerin, yaşananlara karşı özsavunma mekanizmalarını derhal geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Tunç, “Bu durum ertelenemez bir hal aldı. Aleviler, bulundukları tüm coğrafyalarda ortak hareket etmenin yollarını bulmalıdır” dedi. Türk devlet yetkililerinin Şam’ı ziyaretlerinin Alevi düşmanlığındaki rolüne de dikkat çeken Tunç, “Dürziler kendi durumlarını güçlendirmek için silah bırakmayacaklarını belirttiler. Alevilerin de bundan hareketle kendi kurumlarını ve güçlerini oluşturması gerekiyor. Kalıcı sonuçlar almak için bir örgütlülüğün tutması gerekir.

Alevilere yönelik saldırı sadece Suriye’de olmuyor. Türkiye ve Kürdistan’da da Alevi toplumuna yönelik saldırılar tetiklenebilir. Alevilerin, Suriye’de yaşadıkları Erdoğan rejiminin Suriye ziyaretinden bağımsız değildir.”

“Mazlumların sesi olmak için”

İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu Eşit Başkanı Esmender Çöçeli, “Suriye’deki zulme sessiz kalamayız. Mazlumların sesi olmak için her yerde eylemler yapacağız” derken, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Başkanı Hüseyin Mat, “Katliamlar Alevi toplumunun kaderi olmamalıdır. Bugün burada yaptığımız basın açıklaması bir başlangıçtır.”

“Katliam kader olmamalı”

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Başkanı Hüseyin Mat, hangi etnik kimlikten olurlarsa olsunlar Alevilerin katledildiğini söyleyerek, “Katliamlar, Alevi toplumunun kaderi olmamalıdır” dedi. Mat, “Aleviler Kürttür, Türktür, Araptır, Türkmen’dir ama hangi coğrafyada yaşıyorlarsa soykırımla karşı karşıya kalıyorlar. Biz sadece Suriye’deki Aleviler katlediliyor diye buraya gelmedik. Dersim’den Maraş’tan Koçgiri’den Sivas’tan Çorum’a, Gezi’den Gazi’ye, Ankara’dan Suruç’a kadar yaşanan bütün bu katliamların bir daha olmaması için buraya geldik.

Herkesi bu süreçte aktif olmaya davet ediyoruz” diyen Mat, “Bu zihniyet her şeyi kendi yararına kullanacak kadar alçaktır. Seyit Rıza gibi diz çökmemek için buradayız. Asla teslim olmamak için buradayız. Ama unutulmasın ki biz nasıl Türkiye’de bütün inançlar ve kimlikler için demokratik, laik ve hukuk devleti istiyorsak, Suriye halkları için de aynı şeyleri istiyoruz” dedi.

* * *

Alevi Kurumlarının Talepleri

Kurumlar tarafından hazırlanan ve çok sayıda dilde okunan basın açıklamasında şu temel talepler dile getirildi:

1- Yaşam hakkı ve ibadet özgürlüğü:
Tüm din ve inanç gruplarının yaşam hakkı ve ibadet özgürlüğü güvence altına alınmalı; demokratik, özgürlükçü ve laik bir anayasa oluşturularak tüm etnik yapı ve inançlar anayasal koruma altına alınmalıdır.

2- Hassasiyetle kınama ve yaptırımlar:
Mezhep temelli nefret söylemleri uluslararası kuruluşlarca açıkça kınanmalı ve bu propagandaları yayan gruplara yaptırımlar uygulanmalıdır.

3- Kutsal mekânların korunması:
Kutsal mekânlar korunmalı, zorla yerinden edilenlerin güvenli dönüşü sağlanmalı ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar bağımsız mahkemelerde yargılanmalıdır.

4- BM gözetimi ve garantörlük:
Suriye’de istikrar için Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi garantörlük sağlamalı, geçiş hükümetini denetleyerek adil ve demokratik seçimlerin yapılması için gerekli koşulları oluşturmalıdır.

5- Radikal gruplarla ilişkilerin kesilmesi:
Avrupa Birliği, HTŞ ve benzeri radikal grupların işlediği insanlık suçlarını kınamalı ve bu gruplarla olan tüm ilişkileri kesmelidir.

6- Azınlık haklarının güçlendirilmesi:
Başta Aleviler ve Kürtler olmak üzere tüm azınlıklar, kimliklerini özgürce ifade etmeli, anadillerinde eğitim görmeli ve özerk yönetimlerle kendilerini yönetme hakkına sahip olmalıdır.

Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nü, Suriye’deki çatışma ve katliam bölgelerinde konumlanmaya ve bu saldırıları durdurmak için aktif göreve davet ediyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.