TC'ye silah satan Avrupa da suçlu
Yurt Dışı Haberleri —
- Strasbourg’da konuşan Boyun Eğmeyen Fransa, AP Parlamenteri Emmanuel Fernandes: “Türk devletinin saldırılarını durdurması için AB’nin acilen devreye girmesi gerekmektedir.” Yeşiller Milletvekili Sandra Regol, “Rojava’ya saldırılar kabul edilemez. Kürtler, Suriye’nin en kadim halkıdır” diyerek kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.
- Yazar Anja Flach: “Gün, savaş dolayısıyla mağdur olan halkımıza sahip çıkma günüdür” dedi. Die Linke’de siyasetçi Yavuz Fersoğlu, Avrupa’nın rolüne dikkat çekti: “Devletleriniz ve silah baronlarınız para kazanacak diye çocuklarımız katlediliyor. Erdoğan’ı palazlandıran ve halkımızın başına bela eden sizler de bu katliamdan sorumlusunuz.”
Hafta sonu Avrupa’nın birçok ülkesinde kent meydanlarına çıkan Kürtler ve dostları, Türk devletinin Rojava’ya saldırılarını protesto etti. Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) çağrısı ile Almanya, Fransa, Lüksemburg, İtalya, İsviçre, Hollanda ve Avusturya’da meydanları dolduran Kürtler, Türk devletine verilen siyasi desteğin ve silahların Kürtlere karşı kullanıldığını söyledi. Başta Almanya ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Türk devletini silahlandırmasının Kürt katliamı için kullanıldığını belirterek, “Verdiğiniz silahlarla çocuklarımız katlediliyor. Türk devletine silah ve ekonomik desteğinizi kesin, Rojava’daki katliamı durdurun!” dediler. Eylemlerde Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarının istikrarsızlık kaynağı olduğu dile getirildi.
Almanya, Fransa, Avusturya ve İtalya’daki yürüyüş ve eylemlere Die Linke, Boyun Eğmeyen Fransa ve Yeşiller gibi partilerin yanı sıra çok sayıda Avrupalı STK katıldı. Birçok kentte yapılan gösterilere organizatör düzeyinde katılan dost kurumlar öncülük etti.
Verdiğin silah, kardeşimi öldürüyor
Almanya’nın Türk devletine yeniden silah satışını başlatmasının Rojava’ya saldırıları da tetiklediğine dikkat çeken çok sayıda Kürt ve Alman dostu, başta başkent Berlin, Hamburg, Frankfurt, Bremen, Köln ve Dresden gibi metropol kentler olmak üzere onlarca merkezde meydanlara çıktı. Federal Alman hükümetinin son günlerinde 230 milyon euroyu aşan miktarda silah satışını onaylaması, Almanya’da yaşayan Kürtlerin ve dostlarının tepkisi ile karşılandı.
Yapılan protesto gösterileri, yürüyüş ve mitinglerin yanı sıra bilgilendirme standları, bildiri ve broşür dağıtma şeklinde gerçekleşti. Kent meydanlarında, Alman halkına hükümetin silah satışı ile Rojava’ya katliamı taşıdığı anlatıldı.
Yüzlerce Kürt ve Alman’ın katıldığı Hamburg miting ve yürüyüşünde konuşan Die Linke Hamburg Milletvekili Cansu Özdemir, “Jin Jiyan Azadî" sloganının bir slogan olmaktan çıkıp dünya kadınlarının özgürlük manifestosu haline geldiği kadar egemenlerin de korkulu rüyası haline geldiğini söyledi. Yazar ve aktivist Anja Flach, Türk devletinin işgal girişimleri sonucu yüz binlerce insanın ikinci kez yerlerinden olduğunu ve bölgede insani bir dramın yaşandığını belirterek, “Gün, savaş dolayısıyla mağdur olan halkımıza sahip çıkma günüdür” dedi.
Hukukçu ve Die Linke’de siyasetçi Yavuz Fersoğlu ise, “Devletleriniz ve silah baronlarınız para kazanacak diye çocuklarımız katlediliyor, ülkemiz bombalanıyor. Erdoğan’ı palazlandıran ve halkımızın başına bela eden sizler de bu katliamdan onun kadar suçlusunuz” vurgusunda bulundu.
Dostlar Frankfurt’tan ses verdi
Almanya'nın Frankfurt kentindeki protesto gösterisi, Kürt halkının en kitlesel katılımına sahne oldu. Birçok STK, demokratik kitle örgütü ve siyasi yapıyı bir araya getiren yürüyüş ve mitingde, Türk devletinin Rojava'ya dönük işgal, saldırı ve soykırım savaşı kınandı. Frankfurt’ta HFR, Lings Jugend Solid, VVN-BdA, VEDT, DİDF Jungen, DIDF Föderation Demokratischer Arbeitervereine e.V., Die Linke, JXK, Fridays For Future, AURORA, Frauenverband COURAGE, Mujeres Defienden Rojava, End Fossil OCCUPY!, BDAJ, ADGB, PENA-GER, OAT GISSEN, FCDK-KAWA, YENİ KADIN, PRIDE REBELLION, YJK ALMANYA, ZORA, SEEBRÜCKE FRANKFURT TAM MAIN, ATİF, YDG, LINKS JUNGEN SOLID HESSEN, ve FKO karma sol sosyalistler akşam saatlerinde Frankfurt Süd Bahnhof'ta bir araya geldi. Alman sol kurumlarının öncülük ettiği eylemde kitle, Frankfurt Süd Bahnhof'tan Goethe Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş ve mitinglere Kürt halkının Alman dostları örgütlü şekilde katıldı.
Almanya’da gerçekleşen birçok kitlesel yürüyüş ve mitingde, Riseup Für Rojava-Defend Kürdistan Bremen İnisiyatifi ve Gemeinsam Kämpfen, Women Defend Rojava, Defend Rojava, Die Linke’li siyasetçiler ve taraftarları, Demokratik Güç Birliği, Defend Kurdistan, ADGB, Gemeinsam Kämpfen, Jugend gegen Krieg (JGK), Initiative Für Frieden in Kurdistan, Internationalistische Jugendkommune ve Netzwerk Gegen Feminizide Thüringen gibi demokratik kitle örgütleri organizatör düzeyinde çalışma yaptı. Saarbrücken, Friedrichshafen, Köln, Nürnberg, Freiburg, Kassel, Hannover, Kiel, Stuttgart, Dresden, Münih, Mainz, Erfurt ve Magdeburg’da kitlesel gösteriler düzenlenirken, Kürtler ve Kürt halkının dostlarının bulunduğu çok sayıda Almanya kentlerinde eylem vardı.
Türkleştirme politikasına direneceğiz
Avusturya’da yapılan Rojava’yı sahiplenme eylemleri, başkent Viyana, Bregenz ve Innsbruck kentlerinde Avesta Kadın Meclisi ile Avusturyalı Kürt dostlarının çağrıları ile gerçekleşti. Binlerce kişinin katıldığı mitinglerde, Türk devletinin Efrîn ve İdlib’de başlattığı işgali Suriye geneline yaydığına dikkat çekildi. Viyana’da Christian-Broda-Platz’da toplanılıp Neubaugasse’ye kadar yüründü.
Mitingde, Avesta Kadın Meclisi Üyesi Nurcan Güleryüz, “Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMA) ve Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne saldırarak sadece Suriye’yi parçalamayı değil, kadınların özgürleşme mücadelesinin kazanımlarını yok etmeyi amaçlıyor. Türk devleti, yıllardır Kuzeydoğu Suriye’deki Kürt nüfusuna yönelik sürgün, zorla yerinden etme ve Türkleştirme politikaları güdüyor. Buna direneceğiz” dedi.
Yürüyüşe katılan Yeşiller Eyalet Parlamentosu Üyesi Heidi Sequenz: “Bugün burada olmamızın nedeni, Suriye’deki seküler bir diktatörlüğün devrilmesini memnuniyetle karşılamakla birlikte, aynı zamanda başka bir diktatörlüğün, özellikle İslami bir diktatörlüğün iktidara gelmesinden duyduğumuz endişedir. Rojava, tüm Suriye için seküler, demokratik ve feminist bir devlet modeli sunabilir. Ancak Türk hükümetinin bu İslami yönetim değişikliğinin arkasında olduğunu uzun zamandır biliyoruz. 2012’den itibaren İdlib’de bir tür halifelik kurma çabalarına başlamışlardı. Suriye’ye yaptığım birçok ziyaret sırasında, örneğin İdlib otoyolunda, eğer telefonumda bir Türk SIM kartı varsa, Türk sinyali yakalıyordum. İdlib’de Türk SIM kartları kullanılıyor, eğitim dili Türkçe ve Türk Lirası geçerli. Yani Türk devleti, çoktan Suriye topraklarında etkisini göstermeye başlamıştı.”
Bregenz kentinde yapılan protesto ise Sara Kültür Derneği, Partizan ve Avusturyalı Der Funke öncülüğünde gerçekleşti. Mitingde Türk destekli SMO çetelerinin yarattığı tehlikeye dikkat çekildi. Innsbruck kentinin Maria-Teresa Caddesi’nde, Rojava ile dayanışma amacıyla işgal ve katliamları kınamak için Roj a Sor Kürdistan standı kuruldu.
Birlik, ittifak ve kardeşlik
Fransa’da başkent Paris, Strasbourg ve Rouen kentlerinde yapılan yürüyüş ve mitingler, TJK-F ve CDK-F’nin çağrısı ile gerçekleşti. BAAS rejiminin yıkılmasının ardından Türk devleti ve çetelerinin Rojava’ya yoğun bir saldırı başlattığı hatırlatılan gösterilerde, Kürt düşmanlığının soykırım düzeyine taşındığına dikkat çekildi. Paris’te Gare Du Nord'da bir araya gelen kitle, tarihi Stalingrad Meydanı’na yürüyerek orada bir miting düzenledi.
Mitingde, CDK-F’nin yanı sıra Fransa Komünist Partisi ve STK’ların temsilcileri adına konuşmalar yapıldı. CDK-F Eşbaşkanı Xanê Akdoğan: “Türk devleti barbarca, vahşice Rojava'ya, Kürtlerin kazanımlarına saldırıyor. Ama biz Kürtler bu hakikatimizle düşmanın gözünün önünde olmaya devam edeceğiz. Direnişimizi büyüteceğiz. Vakit birlik olma vaktidir, birliğe gelmeyenler kendi sonunu getirir. Bütün Kürt güçlerine çağrı yapıyoruz; bugün varlık yokluk günüdür. Gün birlik günüdür, ittifak günüdür. Başûr’daki güçlere de çağrımız var. Yeter artık sırtınızı düşmana vermeyin, elinizi kardeşlerinize verin, elinizi halkınıza verin. Bir kez daha çağrı yapıyoruz, kutsal topraklar için, bağımsız bir vatan için birlik, ittifak ve kardeşlik diyoruz. Özgür Önderlik, Özgür Kürdistan için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Rouen kentinde düzenlenen protesto gösterisinde Fransızca ve Kürtçe, Rojava’nın tüm Kürdistan’ın kaderini belirleyeceği zorlu bir süreçten geçtiğine vurgu yapıldı. Eylemde konuşan Fransız aktivistler de, “İnsanlık adına hepimiz Rojava’ya borçluyuz. Rojava'yı yalnız bırakmamalı, ortak mücadeleyle işgale karşı ortak mücadele içinde olmalıyız” dedi.
Strasbourg kentinde Place Bourse’da Zîn Kadın Komünü’nün çağrısı ile yapılan mitinge katılan Fransız dostlar, Kürt halkı ile dayanışma mesajı verdi. Mitingde Türk devletinin Kürt düşmanlığının soykırım siyasetine dönüştüğüne dikkat çekildi. Mitinge katılanlar, Boyun Eğmeyen Fransa’dan AP Parlamenteri Emmanuel Fernandes de Rojava’nın statüsünün tanınması gerektiğini söyledi. Fernandes, “Suriye’de tüm halkların, inançların ve kadınların özgürce yaşamlarını sürdürdüğü Rojava, bugün Suriye’deki rejimin değişimi sonrası Türk devletinin saldırısıyla karşı karşıya. Rojava’nın statüsünün tanınması ve Türk devletinin saldırılarını durdurması için uluslararası kamuoyunun sesini yükseltmesi, AB’nin acilen devreye girmesi gerekmektedir” dedi.
Eyleme destek veren Yeşiller Partisi Strasbourg Milletvekili Sandra Regol, “Suriye’de savaştan en fazla kadınlar ve çocuklar mağdur oldu. Rojava’da ise kadınlar ilk defa öncü konumda, yaşamın her alanına özgür iradeleriyle katılım gösterdiler. Rojava’ya saldırılar kabul edilemez. Kürtler, Suriye’nin en kadim halkıdır. Türk devleti saldırılarını durdurmalı ve Kürtlerle barışçıl, demokratik bir zeminde çözüm geliştirmelidir” dedi.
İtalya’nın başkenti Roma’da DDL güvenlik yasasına karşı protesto gerçekleştirdi. Protestoya katılan Roma Kürt Komitesi, UIKI, Ararat ve İtalyan Kürt dostlarının Rete ağı (Rete Kurdistan), Rojava saldırılarını kınayarak Türk devletinin ve çetelerinin Rojava’ya karşı yürüttüğü savaşın bir an önce bitirilmesi için çağrı yaptı. Rete Kürdistan adına konuşan temsilci, “Birlikte yaşam projesi olan Rojava’daki sistem hemen tanınmalı ve acilen Rojava halklarıyla dayanışma çerçevesinde eylem ve etkinlikler başlatılmalıdır” dedi.
Lüksemburg’un Limpertsberg kentinde Kürdistanlılar ve dostları, Türk konsolosluğu karşısında Rojava ile dayanışma eylemi gerçekleştirdi. Eylemde DKTM adına konuşan Alan Sidar, yurtseverliğin en temel görevinin insanına ve ülkesine sahip çıkmak olduğunu belirtti, soykırım siyasetinin ancak örgütlü bir güçle boşa çıkarılabileceğini dile getirdi. Alan, Kürdistan devriminde öz gücün önemine değindi.
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da, Hollanda Kürt Kadınlar Birliği’nin (YJK-H) organizasyonu ile Leidsplein’den Dam Meydanı’na kadar yürüyen kitle adına, Türk devletinin işgal saldırılarına ilişkin İngilizce bildiri okundu. Çevredekilerin ilgisini çeken yürüyüşün sonunda Kürtçe, İngilizce ve Hollandaca açıklamalar yapıldı.