Öfkemiz de mücadelemiz de ortak
Yurt Dışı Haberleri —
- Paris 10. Belediyesinin ev sahipliğinde Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde yapılan panelde, Fransız seçilmişler acının ortak olduğunu ve adalet mücadelesini birlikte yürüttüklerini belirtti.
- Belediye Başkanı Cordebard: “Sizler gibi biz de öfkeliyiz. 12 yıldır bizi terk etmeyen bu acıyı sizlerle paylaşıyorum. Yaptığımız anmalarda ortak direnişi yaşıyor ve geliştiriyoruz.”
SELMA AKKAYA / PARİS
Fransa'nın başkenti Paris'te, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledildiği tarih olan 9 Ocak günü saat 18.00’de Paris 10. Belediye Binası'nda Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde bir panel düzenlendi. Panele, Paris 10. Belediye Başkanı Alexandre Cordebard, Paris katliamının avukatı Sylvie Boite, ikinci Paris katliamının avukatlarından David Andic ve Christian Charriere Bournazel, Belçika’da Kürt siyasetçilerinin davalarını takip eden avukat Selma Benkhelifa ve Kürt Kadın Hareketi adına Zîlan Diyar konuşmacı olarak katıldı.
Salonda Fransız Komünist Parti üyeleri, belediye encümenleri, France Kurdistan, MRAP, Barış Hareketi, İnsan Hakları Ligi, Paris Kadın Evi, ACTIT kurum temsilcilerinin yanı sıra Alman, İtalyan ve Galiçya’dan gelen avukatlar da hazır bulundu.
Panelin konusu mücadeledir
Ev sahibi olarak Belediye Başkanı Alexandre Cordebard’ın açılış konuşmasını yaptığı panelde, ‘adalet mücadelesini Kürtlerle birlikte yaptıkları’ vurgulandı. Cordebard, “Bugün öğlen saatlerinde Kürdistan Enformasyon Bürosu önünde yapılan anma etkinliğinde bir aradaydık. Sizinle olmaktan ve bugün burada bu panelde sizleri ağırlamaktan onur duyuyorum. 12 yıldır bizi terk etmeyen bu acıyı sizlerle paylaşıyorum. Öfkemizin gereği olarak birlikte olmaya ve adalet talebini canlı tutmaya devam edeceğiz.
Bir diğer konu ise, yaptığımız anmalarda ortak bir direnişi yaşıyor ve geliştiriyoruz. Ayrıca, arka arkaya gelen Fransız hükümetlerinin Türk devleti ile işbirliklerini biliyoruz. Bu ortaklık ve işbirliği, adaletin önündeki engeldir ve bu engeli aşmak bizim önümüzdeki önemli bir sorumluluktur.” diyerek mücadele ortaklığına dikkat çekti.
Kürtlere bedel ödetiliyor
Belediye Başkanı Cordebard, “Öfkemizi her zaman olduğu gibi mücadeleye dönüştüreceğiz. Bugün Sakine, Fidan ve Leyla’nın ölüm yıl dönümü. Direniyoruz, onlar gibi. Devletimizin, Türk devletinin baskısı altında kalarak dosya üzerinde gizlilik kararını kaldırmaması kabul edilemez. Bu ilişki biçimi, ortak çıkarlar, adaletin önündeki engeldir ve bu engeli aşmak için çalışmalıyız” diyerek tepkisini dile getirdi. “Her defasında Kürtler bizi korudu deniliyor ama Kürtlere ağır bedeller ödetiliyor” diyerek Suriye’deki son gelişmelere dikkat çekti. Cordebard, Türkiye’nin saldırıları karşısında daha net bir tutum alınması gerektiğinin altını çizdi.
Dava sürüncemede bırakılıyor
Sara Marscha’nın moderatörlük yaptığı anmada, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez için açılan soruşturmanın avukatlarından Sylvie Boitel, Fidan Doğan’ı yakından tanıdığını belirterek sözlerine başladı: “Sakine, Fidan ve Leyla’nın katledilmesinin ardından davaya anti-terör masası baktı. Mahkemeye üç hafta kala katil zanlısının ölmesi birçok noktayı karanlıkta bıraktı. Daha sonra yapılan başvurularla yeniden bir soruşturma açıldı ama dosyaya ilişkin Fransız istihbarat birimleri ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri gizlilik gerekçesiyle dosya ile paylaşmıyor.
Elbette siyasi davalar zaman alıyor, ama aynı zamanda bu dava üzerindeki siyasi zemini de görüyoruz. Davanın çözümünün Türkiye’deki siyasi gelişmelerle de bağlantılı olduğunu belirtmekte fayda var.” Boitel, davanın gelinen aşamada ilerlemediğini vurguladı.
Terör kapsamına almamak için ısrar
Eski Baro Başkanı ve aynı zamanda CDK-F’nin avukatlığını yapan Christian Charriere Bournazel, "Kürt mücadelesini yakından tanıyorum. Daha önce Leyla Zana ve birçok Kürt siyasetçinin davasını yakından takip ettim. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Kürtlerin kendi kültür, dil ve tarihleriyle yaşamalarına engel olmuş bir medeniyetin mensubuyum.
‘Kürtlere nasıl böyle bir şey yapılabilir?’ diye etkileniyorum. Bundan dolayı 'ulusların kendi kaderini tayin hakkı' varken, Kürtlerin neden böyle bir hakkı olmasın diye düşünüyorum. Bütün bu süreçte hukuksuzluklar sıralandığında, Kürtlere karşı uzun bir liste oluşur. Gelinen aşamada Paris’te daha önce adalet bekleyen bir dosya varken, ikinci kez Kürtler öldürüldü. Ama bu kez terörle mücadele kapsamında değerlendirilmiyor. İlk günden bu yana bu olayın terörle mücadele kapsamında ele alınması gerektiğini söylemekten geri durmadık. Bundan sonra da yargı organlarına çağrımız bu yönde olacak.”
Katilini terörist görmüyor
CDK-F Avukatı Delil Andıç, birinci Paris katliamının hemen ardından anti-terör hakiminin dosyaya atanmasının o dönem amacının yine Kürtleri yargılamak olduğunu belirtti. “O dönem dosyaya anti-terör hakiminin atanmasındaki amaç, tüm kamuoyunun da bildiği gibi, Türklerin ‘PKK kendi elemanlarını vurdu’ tezi üzerinden şekillenmişti. Ancak tüm bilgi ve belgeler gösterdi ki dosyada ele geçen zanlı, Türk gizli servislerinin elemanıydı” diyen Andıç, Fransa’nın Kürtleri hep yargılayan ve terör kapsamına alan tutumuna dikkat çekerken, aynı Fransa’nın Kürtleri korumadığını vurguladı. Türk konsolosluğu önüne “Abdullah Öcalan’a özgürlük” yazarak grafiti yapan Kürt gençlerinin anında anti-terör kapsamında soruşturmaya tabi tutulduğunu belirten Andıç, katil William Malet’in anti-terör kapsamında değerlendirilmediğini ifade etti.
Bu mücadele sınırları aşıyor
TJK-E adına konuşan Zîlan Diyar, “Hakikat ve adalet bizim açımızdan önemli iki kavram. 12 yıldır bu uğurda büyük bir çalışma yürütüldü. Avrupa’da Kürdistan’da konsolosluk önlerinde bunu haykırdık. Biz yılmadan 12 yıl boyunca onların bizi yıldırma politikasına karşın, mücadeleyi büyüttük” diyerek sözlerine başladı. Kürt kadın hareketinin ve onun mücadelesinin büyüdüğüne dikkat çeken Diyar, “Mücadelemiz sadece Kürtlerle de sınırlı kalmadı bu mücadele enternasyonal boyuta taştı. 9 Ocak’ta Sakine, Rojbin ve Leyla yoldaşlarımızı katledenler daha sonra Rojava’da, Başur’da ve diğer bölgelerde siyasi kadınları katledenlerin hedefi mücadelemizi geriletmekti. Mücadelemizi daha da büyüttük. Kadın özgürlük mücadelesini yok etmek için bu kadınları hedef aldılar ancak bu plan tutmadı. Tam tersine kadınların mücadelesi büyüdü" diyerek 11 Ocak günü Paris’te yapılan büyük yürüyüşe çağrısını yineledi.
Kürt düşmanlığını elçiliklerde şekillendiriyorlar
Belçika’da 25 yıldır Kürt kurumlarına avukatlık yapan Selma Benkhelifa da konuşmasında, Adem Uzun’un tutukluluk süreci öncesinde hukuk dosyalarına yansıyan bir istihbari görüşmeye dikkat çekti. Benkhelifa, “Belçika Türk Büyük elçiliğinde Belçika İstihbarat birimleri ve Amerikan istihbarat birimleri bir görüşme gerçekleştiriyor. Türkler Belçikalıları adeta azarlıyor ve Belçika’da faaliyet gösteren Kürt siyasetçileri, muhalifleri direk PKK militanı olarak gösteriyorlar ve tutuklanmalarını talep ediyorlar” diyerek, elçiliklerin Kürtleri hedef gösterdiğine dikkat çekiyor. Bu görüşmeden sonra Adem Uzun’un Fransa tarafından tutuklandığını belirtti.