Êlih üç koldan yürüdü
- Kayyuma karşı direnişin sürdüğü Êlih’te üç koldan yürüyüş düzenlendi.
Türk İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atanan kentlerden olan Êlih’te halk ve seçilmişleri, dört gündür direnişini sürdürüyor. Dün de Êlih’in üç noktasında toplanacak kitle, Gülistan Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Seyid Bilal Caddesi’nde bulunan Gök Taksi önünden yapılan yürüyüşe, yerine kayyum atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, DEM Parti Ebaşkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki ile milletvekilleri Sümeyye Boz ve Mahmut Dündar katıldı.
Yılmaz Güney Parkı’nda toplanan kitleye de yerine kayyum atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Yeşil Işık, DEM Parti milletvekilleri Ceylan Akça ve Ömer Faruk Hulakü katılacak.
Kültür Mahallesi’nde biraraya gelen kitleye de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP ) Eşbaşkanı Keskin Bayındır, DEM Parti milletvekilleri Sebahat Sarıtaş ve Serhat Eren katıldı.
Haberhazırlanırken kitlesel yürüyüş kollarının Gülistan Caddesi’nde birleşerek, kayyum atanan belediyeye yürümesi bekleniyordu.
* * *
Gençler, gece de durmadı
Kayyumlara karşı gündüz belediye önünde direnen gençler, gece saatlerinden sokak ve caddelerde ateş yakarak irade gaspını protesto etti.
Êlih, Mêrdîn ve Riha’nın Xelfetî belediyelerine kayyum atanmasına karşı Êlih’te gün boyunca alanda olan gençler, gece saatlerinde ise mahallelerde eylem düzenledi. Kayyuma karşı çıkan gençler Hilal, Karşıyaka, Petrolkent, Bağlar, Cudi ile Petrol mahallerinde yol kapattı. Sloganlar eşliğinde sokak aralarında ve caddelerde ateş yakan gençler, kendilerine saldıran polislere de karşılık verdi. Polis biber gazı, TOMA ve plastik mermi kullanırken, gençler yolu kapatarak ateş yaktı, havai fişekle karşılık verdi.
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde de gençler, gece boyunca sokaklarda protesto eylemi düzenledi. Orman, Kışla ve Esentepe mahallelerinde sokaklara çıkan gençler, “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganı attı. Mahallerde barikat kurup ateş yakan gençlere polis saldırdı. Gençler, polis saldırısına taş ve havai fişeklerle karşılık verdi.
Qoser’de (Kızıltepe) gece sokağa çıkan gençler, havai fişeklerle kayyum atamalarını protesto etti.
* * *
Kayyuma karşı insan zinciri
Wan'ın en işlek caddesinde kayyumlara karşı insan zinciri oluşturuldu.
Wan’ın merkez İpekyolu ilçesinde bulunan Cumhuriyet Caddesi'nde bir araya gelen partililer, Feqiyê Teyran Parkı'nda açıklama yaptı. “İradeye saygı, kayyuma geçit yok" önlükleri giyen kitle, “Berxwedan jiyan e” ve “Kayyumlar gidecek halk gelecek” sloganları attı. Eylemde konuşan DEM Parti Agirî Milletvekili Necla Demir, AKP-MHP iktidarının her sıkıştığı vakit kayyum politikasına başvurduğunu söyledi.
Sonrasında cadde boyunca insan zinciri oluşturuldu. Eylemde sık sık "Belediyeler halkındır” ve “Kürdistan’da kayyum istemiyoruz” sloganları atıldı. ayrıca “Lêxin birano” ve “Berxwedan xweş doz e” marşları seslendirildi.
* * *
Özer'in tutukluluğuna itiraz
Türk İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak, yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Ahmet Özer'in tutukluluğuna itiraz edildi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in avukatı Seraf Özer Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde tutukluluğa itiraz başvurusu yaptı. Özer'e; CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer ve CHP İstanbul İl yöneticileri eşlik etti. İstanbul Adliyesi'ndeki Sulh Ceza Hakimliği'ne yaptıkları itirazın ardından adliye önünde açıklama yapıldı. Murat Bakan, önce Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasına karar verildiğini, sonra da hukuki altyapısının oluşturulmak istendiğini belirterek, "İtiraz dilekçemizde sorgu hakimliğinde tutuklanmasına sebep olan tüm sebeplerle ilgili avukat meslektaşlarımız ayrı ayrı konuyu irdelediler. Bunların tamamı delilleriyle birlikte çürütülmüştür" diye konuştu.
Ardından konuşan İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, Türkiye'nin hukuka ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "Anayasa'ya aykırıdır. Toplumsal barış, ancak hukuka saygı ile sağlanır" dedi.
Ahmet Özer'in kızı ve avukatı Seraf Özer de şunları ifade etti: "Yalnız olmadığımızı biliyoruz. Kendisi gayet iyi. Bir sıkıntısı yok, ancak bu yaşananlar bir zulüm. Bu vatandaşların hukuk devletine inancını yok etmiş bir yargı sistemidir. Ülkenin bu durumda olması, yargının bu durumda olması umut ettiğimiz Türkiye hayalinden bizi uzaklaştırıyor. Ciddi bir algı operasyonu yapılıyor. Sorgu esnasında yöneltilen sorularda ilk önce hüküm verilmiş. İddialara karşı biz bütün somut delilleriyle açıklamalarımızı yaptık. Tamamen mesnetsiz, bırakın tutuklanmayı, isnat edilen suçun bile ne kadar haksız hukuksuz olduğunu ortaya koyuyor."
* * *
İçişleri Bakanlığına mektup
İHD, belediyelere atanan kayyumlara dair İçişleri Bakanlığına gönderdiği mektupta, karadan geri dönelmesini istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) şubeleri, kayyum atamalarına karşı birçok kentte İçişleri Bakanlığına mektup gönderdi. Türk İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya ithafen yazılan mektupta, Colemêrg, Mêrdîn Büyükşehir, Êlih, Riha/Xelfetî ve Esenyurt belediyelerine kayyım atandığı hatırlatıldı. Mektupta, şunlar belirtildi: "Bilindiği üzere, kayyum atama işleminin dayanağı olarak Anayasanın 127. Maddesinin 4. Fıkrasının son cümlesi geçmektedir. Burada 'görevle ilgili bir suç sebebiyle' İçişleri Bakanı kararıyla geçici görevden uzaklaştırma kararı verilebileceği yazılıdır. Nitekim 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. Maddesinde de paralel bir düzenleme yer almaktadır. Yasal düzenleme bu olmasına rağmen 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında oluşturulan olağanüstü düzen ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle devleti yönetme uygulamasıyla birlikte yeni bir yasa ortaya çıkarılmıştır. 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen ardından 6758 sayılı kanunla yasalaşan 45. Maddenin 2. Fıkrasında tarafınıza yeni bir yetki ihtas edilmiştir. Bu yetki 'terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık' suçları sebebiyle görevden uzaklaştırma durumunu düzenlemektedir. Söz konusu düzenlemenin demokratik hukuk devleti ilkeleriyle çeliştiği ortadadır. Kaldı ki Kanun Hükmünde Kararnamelerle bir devletin yönetilmesi de hukuk ve demokrasi ilkeleriyle bütünüyle çelişmektedir. Görevden uzaklaştırılan tüm belediye başkanlarının masumiyet karinesinden yararlanması ana ilkesi zedelenmiştir.
Hiçbir belediye başkanı hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmamasına rağmen halkın iradesiyle seçilmiş söz konusu belediye başkanlarının görevden alınarak, belediyelere kayyum atanması anti demokratik bir uygulama olmuştur. Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin gerek Anayasası ve iç hukuk düzenlemeleri gerekse altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle bütünüyle çelişen bu uygulamanın kabul edilebilir bir yanı olmadığı gibi toplumsal ilişkilerin gerginleşmesine de neden olan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle İnsan Hakları Derneği olarak İstanbul Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması işleminin tarafınızca bir kez daha gözden geçirilmesi demokratik işleyiş açısından son derece önemli olacaktır. Sizi, kararınızı bir kez daha sorgulayarak verdiğiniz karardan geri dönmeye davet ediyoruz."