EMEP: Herkes elini taşın altına koymalı

• EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, demokratikleşmeyi isteyen her kesimin Kürt sorunuun demokratik çözümü konusunda elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. 

MA'ya konuşan Aslan, içeride ve dışarıda sıkışan, güç kaybeden ve çözümsüz kalan iktidarın, Kürt sorununun çözümünde adım atmadan çeşitli açıklamalar yaptığını belirterek, "Açıklamalar önemli ama gerçekten adımlar atabilir mi?" diye sordu. Aslan, ‘içeride barışı sağlamak üzere adımlar atmak istiyoruz’ ifadesinin aksine uygulamalara dikkat çekti;

* En son 13 Ekim’de barışın sağlanması ve tecridin kaldırılması için yapılması gereken mitinge yasak getirdiler.

* Halay çekip türkü söyleyen gençler tutuklanıyor. Y

* DEM Parti'li yöneticiler, evleri basılarak, gözaltına alınıp cezaevlerine konuluyor.

* Kobanî Davası’nın sonuçlarını hep birlikte görüp yaşadık.

* AYM’nin ya da AİHM’in hiçbir kararı uygulanmıyor.

* On binlerce siyasi tutsak var ve bunlar tecrit koşulları altında yaşamak zorunda kalıyor.

* Kürtçe, hala Meclis’te  ‘bilinmeyen dil’ olarak ifade ediliyor.

 

İçeride barışın sağlanması için

 

İçeride barışın sağlanması için öncelikli atılması gereken adımlar olduğunu, üstelik bunun için iktidarın önünde hiçbir engelin olmadığını kaydeden Aslan, şu örnekleri verdi:

* Colemêrg Belediyesi’ne atadığınız kayyumu görevden alın ve oradaki halkın iradesine saygı gösterin.

* Öcalan ve diğer siyasi tutsaklar üzerindeki tecridi kaldırın.

* Askeri v esiyasisoykırım operasyonlarını derhal durdurun.

* Miting, gösteri v ebölge yasaklarından vazgeçin.

 Tek taraflı dayatma olmaz

Bahçeli’nin PKK’yi tasfiye etmesi çağrısının gerçekçi olmadığını belirten Aslan, "Yüzyılın birikmiş sorununu oturup her yönüyle tartışmadan, konuşmadan, adımlar atmadan Kürtlerden adım atmayı ve silah bırakmayı, varlıklarını bir kenara bırakıp karşılıksız bir şekilde müzakere masasına oturmayı beklemek gerçekçi değil. Sonuçta bir mücadele ve onun üzerinden kazanımlar, ödenmiş bedeller var. Hiç kimsenin bunları görmeden tek taraflı bir yaklaşım içerisinde olmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

Kürtleri iradesini esas alıyoruz

Abdullah Öcalan’ın Kürt halkı tarafından lider olarak görüldüğünü ve bu anlamda Kürt sorununun çözümünden ayrı tutulamayacağını ifade eden Aslan, “Kürtlerin kendi özgür iradesi ve kendi yaklaşımı bizim açımızdan önemli. Devletin de iktidarın da bunu dikkate alması lazım. Muhatap Öcalan ise Meclis’teki herkesle bunları oturup konuşmak, tartışmak ülkemizde sorunun daha fazla şiddet, baskı yoluyla değil de barış, eşitlik içerisinde ve birbirinin haklarını gözetecek bir biçimde çözümünü kolaylaştırır. ‘Öcalan düşüncesini söylesin, örgütü tasfiye etsin, silahları bıraksın’ diyorsanız tecridi kaldırın ve herkes de Öcalan'ın ne söylediğini bilsin” şeklinde konuştu.

Demokrasi güçlerinin sorumluluğu

Kürt sorununun çözümünün salt iktidarın dönemsel politikalarını güncellemesiyle sağlanamayacağını vurgulayan Aslan, bu konuda CHP başta olmak üzere demokrasi güçlerine de büyük sorumluklar düştüğünü belirterek, şu çağrıda bulundu: “Tartışmasız, ör yargısız ve hiçbir karşılık beklemeden bu sorunun çözülmesini istiyoruz, diye çok net biçimde bizim tutumumuzu kamuoyuna deklare etmemiz ve iktidar üzerinde bu sorunun çözümünü istemeyen kesimleri yalnızlaştıracak ve onlar üzerinde baskı kuracak politikaları üretmemiz gerekiyor. Türkiye’de demokratikleşmeyi isteyen kim varsa Kürt sorununun çözümü konusunda elini taşın altına koymalı. Burada hiçbir tereddüt olmaması lazım, çünkü bu demokratikleşme sadece Kürt halkı için değil hepimiz için önemli.”