En büyük ilçeyi gasp girişimi

Ahmet Özer

Ahmet Özer

  • Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'ta belediyeyi yüzde 10 daha fazla oy alarak AKP'den devralan Belediye Başkanı Ahmet Özer, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da görevlendirdiği yargıdaki tetikçilerden Başsavcı Akın Gürlek'e talimatıyla gözaltına alındı.
  • Erdoğan ve ortakları, bu zorbalığı savundu, üstelik tehditler savurdu. CHP ve DEM Parti ise bunun yasa dışı bir siyasi operasyon olduğunu vurguladı. CHP Genel Başkanı, 6 ay önce adaylığı önünde engel görülmeyenlerin, "10 yıldır takibimizdeydi" deme ahlaksızlığına dikkat çekti.

Kent uzlaşıyla seçilen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, dün sabah saatlerinde evi basılarak gözaltına alındı. Türk devlet güçleri, Özer'in evinde ve Esenyurt Belediyesi'nde arama yaptı, Esenyurt Belediyesi binası da polis ablukasına alındı. Bu siyasi operasyonun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dünkü iddialı konuşmasının ertesi ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü Grup Toplantısı konuşmasına öncesi denk getirilmesi dikkat çekti. İktidar, hukuk ve kanunların askıyı alındığı operasyonu savunurken CHP ve DEM Parti ile hukukçu, siyasetçi ve sivil toplum örgütleri tepki gösterdi. 

Türk hükümeti, dün sabah yine bir siyasi operasyona imza attı. Bu kez hedef, AKP'den yüzde 10 daha fazla oy alarak seçilen Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt Belediyesi Başkan Ahmet Özer. Evi basılarak gözaltına alınan Özer'in yanı sıra 18 kişi de aynı anda gözaltına alınarak "İstanbul'da terör operasyonu" algısı oluşturuldu. CHP'den kenti uzlaşısıyla seçilen ve öncesinde de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile çalışan Ahmet Özer'in hedef seçilmesi, hem CHP içine müdahale hem de demokratik muhalefetin ortaklaşmasını kriminalize etme olarak yorumlandı.

6 ay önce 'seçilebilir'di , 10 yıldır takipte, denildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, Özer hakkında yaklaşık 10 yıldır dinlendiği, fiziki takipte olduğu belirtildi. Özer'in bu 10 yıllık süreçte örgüt mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan 694 kişi ve ayrıca özellikle KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ve KCK yönetiminden isimlerle 14 kez görüştüğü iddia edilerek, "PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak" suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı ileri sürüldü.

Özer ile birlikte gözaltına alınanlar, Fatih'te bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) üyeleri, CHP'liler, İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu'nun aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve parti, Özer'in götürüldüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde durumu protesto etti. 

Hizmet dışında 'suçu' yok

Burada konuşan CHP İstanbul Milletvekili Gökhan Zeybek, Özer hakkında 24 saat avukat görüş kısıtlaması getirildiğini ve kimseyle görüştürülmediğini söyledi. Zeybek, "Sayın Özer devletin değişik kurumlarında yıllarca hizmet vermiş bir isim. Esenyurt Belediye Başkanımız Esenyurt'a hizmet etmek dışında başka bir şey yapmamıştır. Van doğumlu Belediye Başkanımızın İstanbul'da bir belediyeyi yönetiyor olması, belli ki birilerini rahatsız etmiş. Sahte delillerle siyaset kurumu üzerine vesayet kurulmasını kabul etmiyoruz. Bu gözaltını, Türkiye gündeminin 1 Ekim'de başlayan sürecine müdahale olarak görüyoruz" dedi.

Anayasa'ya aykırı

İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, yapılan gözaltının Anayasa kapsamında açıklanabilecek bir dayanağa sahip olmadığını söyledi. Kaboğlu, "Belediye başkanı görevi başındadır, davet edilir, her makama gelip ifade verebilecek konumdadır. Buradan bu işlemler, baro başkanı olarak emniyet müdürlüğü kapısında yarım saat bekletildim ve açıklama yapılmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve diğer yargı makamlarını göreve davet ediyorum. Prof. Ahmet Özer İstanbul’dadır, makamının başındadır. Serbest bırakılmalıdır, herhangi bir suçlama varsa Anayasa ve yasalara uygun şekilde hareket edilmelidir" diye konuştu.

30 yıldır kamu görevlisi

Avukatı Şevket Tuci, Özer'in 30 yıldır kamu görevlisi olduğunu, belediye başkanı seçilirken de kamu görevinde bulunduğunu belirterek, "Başkanımız şerefiyle, onuruyla, bilime hizmet eden bir karakterdir. Bu anlamda dekanlık, akademisyenlik ve en son geldiği dönemde rektör yardımcılığı yapmış bir kişiydi. Ve başkan seçilirken de kamu görevlisiydi. Yani bu kocaman bir soru işareti ve bu soru işareti, bu kamunun vicdanına dokunacaktır. Yani ne oldu da 30 yıldır kamu görevi gören bir insana dokunulmuyor da, belediye sürecinde gözaltına alınıyor?" diye sordu.

Sızdırmalarla algı oluşturuluyor

Tuci, soruşturmanın bir yandan gizli tutulurken bir yandan da ayrıntıların basına sızdırılmasına tepki göstererek "Nihayetinde başkan beyin lekelenmeme hakkı vardır. Kişilerin, her bir vatandaşın lekelenmeme hakkı vardır. Masumiyet karinesi esastır. Ortada sadece bir şüphe vardır. Böylesi bir şüpheden yola çıkarak gerçekten böylesi bir operasyonla çok aciz bir davranışla bunu yapmak gerçekten hukuk çiğnemek olmuştur" dedi.

Muamele haksız, iddialar temelsiz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ilk açıklamasında "Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabaha karşı yapılan operasyonla gözaltına alındı. Süreci yakından takip ediyorum. Yıllarca kamuda ve akademide üst düzey görevlerde bulunmuş, daha altı ay önce aday olurken ilgili makamlardan temiz kağıdı almış, girdiği seçimlerde Esenyurtlu seçmenlerin büyük teveccühü ile göreve gelmiş bir bilim insanı, kanaat önderi ve siyasetçiye yapılan muamele haksız, iddialar ise temelsizdir. Bu yaşananlar son birkaç haftada yaşananlardan bağımsız değildir. Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne parçası oluruz, ne size teslim oluruz" dedi.

Bir dezenformasyon yayıyorlar

Özel, Ankara'da katıldığı "Emek Örgütleri Buluşması"nda da açıklamalarını sürdürdü. "Belediyeye kapıyı kırarak girdiler. Avukatıyla bile görüştürmediler" diyen Özel, yaşananlara şu sözlerle tepki gösterdi: "Neymiş, Öcalan'la çözüm sürecine yönelik bilim adamlarından oluşan heyetle ilgili görüşme yapılmış. Devlet Bahçeli'nin 'Çıkaralım kürsüden konuşsun' dediği süreçte bunlarla suçlanıyor Ahmet Hoca. İki Esenyurt'ludan biri oy vermiş. Türkiye'nin en büyük ilçesi. Bir dezenformasyon yayıyorlar. Ahmet Özer'e verilen temiz kağıdı var elimde. Burada diyor ki, adli sicil kaydı yoktur. Esenyurtlu soruyor: 'Belediye başkanı seçeceğim, kimler içinden çekebilirim, mahsurlu olan birisi varsa seçmeyeyim' diyor. Sen daha 6 ay önce 'Seçebilirsin' demişsin. Bugünkü basın bülteninde '10 yıldır takibimizdeydi' diyor. Yaratılmaya çalışılan algıya bak. Burada aynı adliyenin kaşesi var, amblemi var. Teröristse seçemezsin zaten. 'Mahsuru yok' diyorsun, 10 gündür de Devlet Bahçeli o söylediğiniz görüşmelerin acaba dediğiniz kişinin ta kendisinin 'umut hakkı'ndan bahsediyor. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz. Gerçekten anlamak mümkün değil."

Başsavcı bir piyondur

CHP lideri, Ahmet Özer hakkındaki soruşturmayı yürüten savcıya da dikkat çekerek, şunları söyledi: "İzni kim veriyor? Başsavcı. Başsavcı kim? Akın Gürlek. Düne kadar bakan yardımcısıydı. Kimin başı vurulacaksa Akın Gürlek (İstanbul Başsavcısı) orada. Seyyar giyotin gibi. Şimdi İstanbul'da. O piyonu, o seyyar giyotini oradan alın. Kendilerini nasıl yönetmesi gerektiğini Esenyurt halkı mı karar verecek Akın Gürlek mi?"

İktidarı bırakma vakitleri geldi

Önceki günkü konuşmasında bir nevi yeni döneme ilişkin vizyonunu paylaşan, Büyükşehir Belediyesi Başkanı'ndan çok Cumhurbaşkanı adayı gibi konuşan Ekrem İmamoğlu ise eski çalışma arkadaşı Özer'in gözaltına alınmasına hep yazılı hem de Bursa'daki konuşmasında tepki gösterdi. İmamoğlu, "Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabah gözaltına alındı. Süreci titizlikle takip ediyoruz. Devlette görev yapmış, üniversitelerde dekanlıktan rektör yardımcılığına kadar üst düzey çalışmalarda bulunmuş Sayın Özer, kıymetli bir bilim insanı ve yerel yöneticidir. Türkiye, siyasilere, biliminsanlarına karşı sabah ev baskınlarının yapıldığı bir ülke olmaktan çıkmalı" dedi.

Belediyeler Birliği Başkanı da olan İmamoğlu, Bursa'da gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında da açıklamalarda bulundu. Özer'in gözaltına alınmasına bir kez daha tepki gösteren İmamoğlu, şöyle konuştu: "Bu kişi bir ilim insanıdır. Bu ülkenin üniversitelerinde dekanlık yapmış bir kişidir. Bu iktidarın milletin emanet ettiği koltuğa müdahale etmesinden bıktık. Artık bu ülkede iktidarı bırakma vakti gelmiştir. Bunu ancak milletten uzaklaşan akıl yapar. Yargıyı siyasetin ayarı için kullanan aklın bu ülkede artık iktidarı bırakma vakti gelmiştir."

DEM Parti'den tepki

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları ifade etti: "Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri 'önyargısız değerlendirmek' için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir. Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında. Esenyurt Belediyesi’ne yönelik bu saldırıya son verilmeli, Esenyurt Belediye Başkan’ı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır. Bu irade gaspına kimse seyirci kalmamalıdır."

DEM Parti Eşbaşkanı Bakırhan da Grup Toplantısı'nda gözaltına tepki göstererek, "Ahmet Özer, demokratik, toplumcu bir belediyeciliği hayata geçirdiği için belli ki biraz zorlarına gitmiş, rahatsız olmuşlar. Buradan bu operasyonu yapanlara sesleniyoruz; defalarca bunu gördük, yeter artık. Bu oyunları bırakın, bu yanlıştan dönün, halkın iradesine saygı gösterin, Ahmet Özer’i de derhal serbest bırakın” dedi.

Erdoğan, Meclis kürsüsünde savundu

Türk Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan,  dünkü Grpu Toplantısı'nda bunun bir siyasi operasyon olduğunun işaretlerini verdi. Erdoğan, siyasi operasyonu savundu, üstelik CHP Genel Başkanı'nı da savunmaya çağırdı. Erdoğan, Özel'e şöyle yanıt verdi: "Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken terör örgütünün mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan neden rahatsız oluyorsun? Tam aksi mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız."

MHP: Toroslar ve Akdeniz de

İktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman ise “CHP’nin terör örgütü ile somut bağı ve Özgür Özel’in ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında kurduğu ittifakla belediyeleri Kandil’deki teröristlere peşkeş çektiği ayyuka çıktı. Bu kapsamda ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında CHP-DEM ortaklığı ile kazanılan Akdeniz ve Toroslar Belediyeleri, İmamoğlu tarafından DEM Parti’ye kontenjan olarak verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri incelemeye alınmalı, belediyelerin terör örgütüne peşkeş çekilmesinin yolu kapatılmalıdır” dedi. HABER MERKEZİ

 

* * *

Kent uzlaşısı neydi?

DEM Parti’nin 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine, kentin tüm toplumsal ve siyasi dinamiklerinin üzerinde anlaştığı adaylarla seçime girme stratejisine verilen isim. Kavram, kent halkının ve yerel paydaşların ortaklaşa destek verdiği isimlerin aday olarak belirlenmesini hedefliyor. Bu yöntemle DEM Parti, farklı bölgelerde farklı siyasi partilerle işbirliği yapabildi ve uzlaşılmış adaylar üzerinden ortak aday stratejisi geliştirdi. DEM Parti, bu strateji ile seçmenlerin yerel düzeyde daha fazla söz sahibi olduğu, halkın geniş bir mutabakat sağladığı adaylar üzerinden bir temsil hedefledi.

Bu bağlamda, 19 Şubat 2024’te CHP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre partinin Esenyurt ve Güngören adayları değişti. Esenyurt'ta "kent uzlaşısı" çerçevesinde Prof. Dr. Ahmet Özer'in adaylığı ilân edildi.

 

* * *

Prof. Ahmet Özer kimdir?

Esenyurt’tan seçimi büyük farkla kazanan Prof. Ahmet Özer, 1960, Wan doğumlu. 1980’de Van Eğitim Enstitüsü'nü, 1986'da Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü birincilikle ve bir dönem erken bitirdi ve aynı üniversitede Sosyoloji Bölümü'nde yan dal yaptı. Hacettepe Üniversitesi'nde “Aşiret Düzeni ve Brukanlar” tezi ile Sosyoloji, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde ise “Karl Popper ve Thomas Kuhn’un Bilim Felsefelerinin Karşılaştırması” tezi ile Bilim ve Siyaset Felsefesi alanında olmak üzere iki mastır yaptı. 1995'te Hacettepe Üniversitesi'nde “GAP’ın Sosyo Ekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile Sosyoloji Doktoru unvanını aldı; mastır ve doktora tezleri kitap olarak yayımlandı.

DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde 1980’li yılların sonunda sürdürülen ve merkezi Urfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. 1989'da hazırlanan "Kürt Sorunu Raporu"na katkıda bulundu.

AB tarafından 1992-94 yılları arasında desteklenen Almanya, İtalya, Fransa, Filistin ve İsrail’in paydaş olduğu yerel yönetimler alanında gerçekleştirilen Akdeniz Ülkeleri Kentsel Gelişme Projesi’nde görev aldı. Bu projede üç yıl çalıştı ve bu ülkelerin deneyimlerini yakından takip etti.

Merkezi Amed'de olan GAP Belediyeler Birliği’nin kuruluşunu gerçekleştirdi, Genel Sekreterliğini ve Yönetim Kurulu üyeliğini 7 yıl yürüttü. Amerika, Almanya, İtalya, Portekiz, İsrail, Filistin, Kazakistan ve Azerbaycan’da inceleme ve araştırmalarda bulundu, bu çalışmalarının tümü kitap olarak yayımlandı.

İstanbul'da 1996’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Habitat II Zirvesi’ne Türkiye delegesi olarak katıldı. Bu zirve çerçevesinde “Göç ve Kentleşme” adında Türkçe ve İngilizce hazırladığı bir sunum gerçekleştirdi.

1997'de doktora sonrası ABD’nin 8 eyaletinde demokrasi, insan hakları, başkanlık sistemi ve sosyolojik konularda araştırma ve incelemelerde bulundu ve bu çalışması daha sonra “11 Eylül, ABD-Türkiye ve Küreselleşme” adıyla kitap olarak yayımlandı.

“Osmanlıdan Cumhuriyete Siyasal Kurum ve Düşüncelerde Süreklilik ve Değişme” tezi ile 1999'da Mersin Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi Doçenti oldu.

YÖT tarafından 2001'de hukuka aykırı şekilde Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'ne gönderildi, ardından üniversite ile ilişiği kesildi. YÖK aleyhine açtığı davayı 2004'te kazandı, tekrar üniversiteye döndü. 2009'da ABD’de yaptığı araştırma sonucu yazdığı “11 Eylül, ABD Türkiye ve Küreselleşme” taktim tezi ile Süleyman Demirel Üniversitesi'nde profesör oldu.

Üniversitede bölüm başkanlığı, merkez müdürlüğü, dekanlık, kurucu dekanlık, rektör yardımcılığı ve senato üyeliği görevlerinde bulundu. Bilimsel hakemli Sosyal Bilimler Dergisi’nin editörlüğünü, Toros Vizyon Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 2002-2004 arasında Mersin Üniversitesi görevlendirmesi ile Akdeniz Belediyesi Başdanışmanı olarak görev yaptı.

2022-2023 Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi olarak Göç ve Kent Araştırmaları Merkezi’nde danışman öğretim üyesi olarak çalıştı. 2022-2023 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı olarak görev yaptı.

Özer, aynı zamanda Türkiye -Irak İş İnsanları Derneği (TISİAD) Bilim Kurulu Başkanı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Cemevi, İçel Sanat Kulübü (İSK) Danışma Kurulu, Van Dernekler Federasyonu Onur Kurulu ve Danışma Kurulu, Van Vakfı Bilim Kurulu Başkanı, Erciş Vakfı Sosyoloji Derneği ve Eğitim Sen üyesi.

Bugüne kadar yayımlanmış 200’ün üzerinde ulusal ve uluslararası bilimsel makalesi, 350 civarında bildirisi ve dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.