Filmler meydan okuyor

• Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından başlayan direnişten ilham alan ve İran rejiminin sansürüne, baskılarına meydan okuyan ‘My Favourite Cake’ (Favori Pastam) ve ‘The Seed of the Sacred Fig’ (Kutsal İncir Tohumu) filmleri Avrupa’da gösterime giriyor.

İranlı yönetmenler Maryam Moghaddam ve Behtash Sanaeeha'nın prömiyerini bu yılki Berlinale'de yapan 'My Favourite Cake’ filmi, öğlene kadar uyuyan, çiçeklerini sulayan ve ‘eski kız arkadaşlarıyla’ öğle yemeği buluşmaları için market alışverişine çıkan 70'lerindeki eşini kaybetmiş Mahin'e (Lily Farhadpour) odaklanıyor.

Mahin, kadınların evliliğin ve erkeklerin yararını tartıştığı bir öğle yemeğinden sonra artık tanınmaz hale gelen İran'da yok olan gençliğinin kayıp özgürlükleriyle yeniden bağlantı kurmaya karar verir. Eşini 30 yıl önce kaybetmiş olan Mahin, yeni bir mutluluk şansını ve anlamlı bir bağ kurmayı arzular. Taksi şoförü Faramarz'la (Esmaeil Mehrabi) tanışır, Devrim öncesi İran’ı anımsar ve içlerine yeniden umut doğar.

Euronews Kültür Servisi’nin incelediği diğer film ‘The Seed of the Sacred Fig’in yönetmeni Mohammad Rasoulof. Bu yıl Cannes'ın en çok konuşulan filmlerinden olan bu yapım 2022 direnişleri sürecinde dört kişilik bir aileyi merkeze alıyor. Patrik İman (Misagh Zare) 20 yıllık devlet memurluğunun ardından terfi eder. Araştırmacı olacağı yeni görevi ona bir tabancayla gelir. İtiraflar alacağı ve muhalif olduğu iddia edilen kişilerin ölüm cezalarını imzalayacağı için bu silah ona kendisini korumak için verilmiştir.

İran hükümeti tarafından sansürlenen gerçek telefon görüntülerinin film boyunca aralara serpiştirilmesi, Rasoulof'un filmine gerilim unsuru katmasının yanı sıra kontrolü kabul etmeyi reddedenler için yüksek sesli bir silahlanma çağrısı haline getiriyor. FRANKFURT