Garê'ye uzanma planında zorlanıyor

Besê Hozat

Besê Hozat

  • KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Türk ordusunun Bradost'u da içine alan Batı Zap'ı düşürerek Garê'ye kadar uzanan bir saldırı planı yaptığını, ancak bunu tek başına yapamadığı için Irak ve KDP ile ortaklık arayışını sürdürdüğünü söyledi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Medya Haber TV’ye konuştu. Savaş hızından bir şey kaybetmeden devam ettiğini; Metîna ve Batı Zap'ta saldırıların kimyasal silahlar da kullanılarak çok yoğunlaştığını belirten Hozat, "Türk devleti her gün, her dakika, her saat savaş suçu işliyor. Medya Savunma Alanları, savaş uçakları ve tanklarla çok yoğun ve sürekli bir bombardıman altındadır" dedi. Şu anda savaşın en yoğunlaştığı yerin özellikle de Batı Zap ve Metîna olduğunu tekrarlayan Hozat, "KDP, Metîna ve Zap'ı bir bütünen Türk devletine peşkeş çekmiş, işgale açmış durumdadır. Her türlü istihbarat, lojistik desteği veriyor. İlerlemesi için kolaylık sağlıyor, hatta öncülük de ediyor" şeklinde konuştu.

Garê'ye uzanma planı duruyor

Türk ordusunun şu anda Metîna’da parça parça, adım adım ilerlediğini kaydeden Hozat, şöyle devam etti: "Arkadaşlar da buna karşı çok ciddi bir direniş sergiliyor. Bu son süreçte de yoğun eylemler var. Zap’ta da öyledir. Şikeftlere (sığınak) dönük her biçimde yasaklı silah kullanıyorlar. Qendîl'de, Xakurkê'de, Behdînan'ın her yerinde her gün çok yoğun savaş uçaklarıyla bombardıman var. Çok yoğun bir saldırı, bombardıman ve karadan da yayılma çabaları var. Tabii Haziran'la birlikte şu anda ortaya koyduğum bu savaş çerçevesini de çok aşan bir saldırıyı hedefledi. İşte Bradost'u da içine alan, bir bütünen Batı Zap'ı da düşürerek Garê'ye kadar uzanan bir saldırı planı yaptı. Bunu amaçladı. Bu plan halen gündemindedir fakat bu planı böyle hemen Haziran'ın başında pratikleştirecek daha güçlü bir desteğe ihtiyacı vardı. Irak, belli ki Türkiye'nin dayatmalarını tam kabul etmiş değil. O yüzden bu tarzda adım atamıyor.

Tek başına yapma gücü yok

Kendi gücü de buna yetmiyor. Zaten şu anda bu rejim çökmüş durumdadır. Ekonomisi çökmüş, siyaset çökmüş. O gücü yalnız başına Garê'ye, Qendîl'e, Bradost'a kadar yayma gücü yok. Askeri, ekonomik gücü yok. Elinde ne kadar teknik olursa olsun yapamıyor. 3-4 yıldır yasaklı silahlarla savaşıyor. Savaş uçaklarıyla savaşıyor. Teknolojiyle bir savaş yürütüyor gerillaların üzerinde. Teknikle savaşıyor ama sonuç alamıyor. Çakılıp kalmış yani. Irak destek sunmazsa, bir bütün olarak pêşmergeler bu işin içine girmezse gücü yok. O yüzden şimdi çok yoğun bir biçimde Irak'ı dahil etmeye çalışıyor. KDP, YNK üzerinde daha fazla duruyor. Sonuç alamadığı için ikinci planlamasını pratikleştiremiyor." BEHDÎNAN

 

* * *

Kayyum, soykırım politikasıdır

Colemêrg Belediyesi'ne kayyum atanmasının, sadece Colemêrg'e dönük bir yaklaşım olmadığını, Kürt halkına dönük soykırım politikasının gereği olduğunu söyleyen Eşbaşkan Besê Hozat, "Kayyum politikası soykırım politikalarının, Kürt inkar ve imha politikalarının bir parçasıdır" dedi.

Türk devletinin, hiçbir yerde Kürtlerin irade olmasını, kendi kendisini yönetmesini istemediğini belirten Hozat, şunları söyledi: "Kendini yönetme, öz güç sahibi olmak, varlığına anlam katmak; varlığını ve özgürlüğünü sağlamak için çok önemli bir gelişim düzeyi sağlamaktır. Kendisini yönetemeyen bir halk köleliğe mahkumdur. Kürt halkı, yüzlerce yıldır kendi öz yönetimini kuramadığı, kendi kendisini yönetemediği için köle statüsünde yaşıyor. Kurdistan sadece klasik bir sömürge değil. Kurdistan'da uygulanan da klasik bir sömürge hukuku, politikası değil. Kurdistan'da soykırımcı sömürgeci bir politika uygulanıyor. Soykırımcılığa dayalı bir sömürgecilik var yani. İşgal etmiş, sömürge hale getirmiş ama sömürge hale getirdiği ülkede de sistematik soykırım yapıyor. Kültürel, fiziki, ekonomik, ekolojik soykırım yapıyor. Kurdistan'da çok boyutlu, çok yönlü bir soykırım var. Kürtlerdeki kölelik çok katmerlidir. Öz yönetim bu noktada büyük bir anlam, büyük bir değer kazanıyor. Kendini yöneten halk, varlık kazanmış oluyor. Varlığına anlam kazandırmış oluyor. Kendini yöneten halkın kendine öz güveni, cesareti gelişiyor. Dolayısıyla özgürleşiyor, kendini savunma gücü kazanıyor. Bu özgürleşmektir işte. Bu çok önemlidir. Soykırımcı sömürgeci, Türk devleti ve mevcut soykırımcı, sömürgeci AKP-MHP rejimi bunun olmasını istemiyor. O yüzden 2016 ve 2019 yetmedi, 2024'te de Kurdistan'a kayyum atıyor."

Kürtler köle kalsın istiyor

Türk ulus devlet sisteminin faşist karakterine rağmen belediyeler belli konularda halka hizmet götürdüğünü; bazı kurumlar açtığını, kolaylıklar sağladığını, en azından az çok dil asimilasyonunun, kültürel asimilasyonun önüne geçtiğini; kadın üzerindeki kırım politikalarını birazcık engellemeye çalışğp buna karşı örgütlemeye gittiğini; göç konusunda bazı engelleyici çalışmalar yaptığını; ekonomi konusunda halka hizmet alanları açtığını hatırlatan Hozat, şöyle devam etti: "Mesela bunun olmasını istemiyor. Kürt halkı sürekli aç, yoksul, çaresiz, çözümsüz, dilenci pozisyonda, devlete muhtaç olsun ve sadece devlete hizmet etsin istiyor. Bu halkın bilinç ve irade kazanmasını, örgütlenmesini, kendisini yönetip savunmasını istemiyor. Bundan korkuyor. Kürtleri köle olarak yönetmeye alışmış. Bunu bir beka sorunu olarak görüyor. Kayyum politikası da kesinlikle soykırımın ayağıdır. Şimdi Amed Belediyesi'ni, Wan Belediyesi'ni, Siirt Belediyesi'ni hedefine almış. Her yer, bütün belediyeler şu anda hedefindedir. Bunun biraz toplumsal biraz zeminini de oluşturdu mu, meşruluğunu kazandırdı mı tek tek bütün belediyelere el koymayı hedefliyor. Böyle bir plan var. Bunun önüne geçmek için direnişi topyekunleştirmek gerekiyor."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.