Hareket Özgürlüğü Fonu kuruluyor

Dünya Haberleri —

Medico

Medico

  • Frankfurt’taki merkezinde mülteciler için ‘Hareket Özgürlüğü Fonu’ oluşturacağını açıklayan Medico İnternational Başkanı Tsafrir Cohen, “Hareket özgürlüğünü savunmak insan haklarını savunmaktır” dedi.

BERDAN DOĞAN/FRANKFURT

55 yılı aşkın süredir dünyanın farklı bölgelerinde savaştan zarar görenlere yardım eden Medico İnternational, mültecilere yönelik artan baskılar nedeniyle harekete geçti. “Hareket Özgürlüğü Fonu” oluşturduğunu duyuran Medico İnternational, oluşturulan kaynakları mültecilere aktaracak.

Merkezi Frankfurt’ta bulunan Medico International ‘Hareket Özgürlüğü Fonu’ adıyla yeni bir mülteci yardım fonu kuruyor. Medico, fonla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek için Frankfurt’ta bir tanıtım akşamı düzenledi. Tanıtıma, Frankfurt, Offenbach, Hanau, Darmstadt ve çevre kentlerinden, mültecilerle ilgili çalışma yürüten kişi ve kurum temsilcileri katıldı.

Hareket özgürlüğü insan hakkı

Medico İnternational Başkanı Tsafrir Cohen, Medico’nun ilk olarak mültecilere ilişkin on yıllardır süren çalışmalarını anlattı. Solingen saldırısının mültecilere yönelik artan baskılara gerekçe yapıldığını ifade eden Cohen, mültecilerin hareket özgürlüğü ve güvenli bir ülkeye sığınma haklarının engellenmeye çalışıldığını söyledi. Almanya’da 16 Eylül’den itibaren tüm kara sınırlarında kontrol ve aktif çevirmenin hayata geçeceğine işaret ederek “Hareket özgürlüğünü savunmak insan haklarını savunmaktır” diyen Cohen, “Hareket Özgürlüğü Fonu”nun mültecilere destek için önemli bir adım olacağını ifade etti.

 

Mülteciler kategorize ediliyor

Gazeteci ve yazar Şeyda Kurt, işci göçü ile mülteci göçü arasında büyük farklılıkların olduğunu belirterek, işçi olarak gelenlere ilişkin prosedürler hızla işletilirken, mülteciler veya yasadışı gelenlerin kabul edilmediklerini belirterek, “Bu yöntem insanları kategorize ediyor ve hiyerarşik bir şekillenme anlamına geliyor” dedi.

Avrupa’ya sınırlar yeniden geliyor

Göç uzmanı ve araştırmacı ve Prof. Dr. Bernd Kasparek ise Almanya İçişleri Bakanı Nancy Facer’ın sınır kapılarında kontrollerin yeniden uygulanmaya başlanacağını açıklamasına dikkat çekerek 1957’de ‘Schengen ülkeleri’ adı altında açılan sınırların ve hareket özgürlüğünün, Solingen saldırısı gibi saldırılar öne sürülerek kaldırılmasının amaçlandığını söyledi. Sınır kontrollerinin Almanya ile komşu ülkeleri arasında başlatılacağını dile getiren Kasparek, ‘altı aylık bir deneme süresi’ olduğunu söyleyen Nancy Facer’e inanmadığını belirtti. Bu uygulamanın kalıcı hale getirileceğini düşünen Kasparek, Almanya’nın ardından diğer Avrupa ülkelerinin de sınır kontrolleri uygulamasına geçeceğini ve bunun Avrupa’da sınırların yeniden çizileceği anlamına geldiğini kaydetti.

Haksız yere 19 yıl

“Free Homayoun” (Homayoun’a Özgürlük) kampanyası sözcüsü, 19 yıl suçsuz yere tutuklu kalan İranlı insan hakları aktivisti ve mülteci Homayoun Sabetara’nın kızı Mahtap Sabetara, babasının göç hikayesini paylaştı. 2021’de mülteci olarak İran’dan Türkiye’ye oradan da Yunanistan’a geçiş yapan babasının Yunan mahkemeleri tarafından mülteci olarak değil, orada bulunan şebeke üyesi olarak suçlandığını ve bir yıl gözetim hapisinde tutularak 2022’de 18 yıl hapis cezasına çarptırıldığını anlatan Sabetara, 24 Eylül tarihinde bu davanın tekrar görüleceğini söyledi.

 

Mültecilere kaçakçılık suçlaması

Uzun yıllar avukat olarak mültecilerin yanında yer alan Natasha Dailiani, ‘Pylos 9’ kampanyasının ve Legal Centre Lesvos’un sözcüsü. Midilli’de batan mülteci tekne/gemilerine değinen Dailiani, Haziran 2023’te Pylos kentinde batan bir mülteci gemisinde aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu 600’ün üzerinde mültecinin yaşamını yitirdiğini, 104 mültecinin ise kurtulduğunu hatırlattı. Gemiden kurtulan mültecilerden 9’unun ‘şebeke suçundan’ tutuklayarak hapis cezası aldığını kaydeden Dailiani, verdikleri uzun hukuk mücadelesi sonucunda tutuklanan mültecilerin yeniden özgürlüklerine kavuştuğunu dile getirdi.

İtalya genelinde mültecileri gözlemleyen ve koşullarını iyileştirmek için mücadele eden Captain Support Network üyesi, Doc. Dr. Deanna Dadusc ve Maldusa insan hakları aktivisti, Lampedusa Projesi üyesi Cheikh Sene ise İtalya’daki mültecilerin durumunu aktardı.

Devlet bütçesinden bağımsız

İran, Yunanistan ve İtalya’daki mültecilerin yaşadığı zorlukların aktarılması ardından Medico çalışanı Dr. Kerem Schamberger ile Julia Winkler ile Imke Behrends, moderatör Valeria Hänsel’ın Hareket Özgürlüğü Fonu’nun önemi ve işleyiş tarzına ilişkin sorularını yanıtladı. İzledikleri, araştırdıkları ve bizzat yaşadıkları insanlık dışı koşulları aktaran konuşmacılar, Hareket Özgürlüğü Fonu’nun herhangi bir devlet etkisi ve bütçesinden bağımsız, yalnızca bağışlarla oluşturulacağını söyledi. Bu fonla başta avukat, yol, danışmanlık ve geçinme masrafları olmak üzere mültecilere birçok konuda yardım sunulacağını aktardı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.