İttifak bu seçimde sınıfta kaldı
- HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek: Ortaya çıkan sonuç, toplumsal ve örgütsel olarak yapamadıklarımızı gösteriyor. Toplumsal çalışma olan emek sürecinin yetersiz olduğunu ortaya çıkardı. Kimi taktiksel kararlarla stratejik hedefler arasındaki açı/uyum farkını tartışmalıyız.
- Seçim sonuçları, Kürt halkının 50 yıllık özgürlük mücadelesinin ne kadar örgütlü bir kıvama geldiğini de gösterdi. Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanlığı için en çok oy, Kürt illerinden çıktı. Bu durum, Kürt halkının hedeflerinde ne kadar örgütlü olduğunu gösterdi.
- Bu seçimler, 3. Yol'un daha fazla Türkiye’de toplumsal ve radikal örgütlenmesinin gerekliliğini gösterdi. Emek ve Özgürlük İttifakı, bugünden itibaren Türkiye’de bir toplumsal örgütlenme programı önüne koyamazsa toplum, iktidarın bu milliyetçi politikalarına teslim olacak.
- Seçim sonuçlarına baktığımızda; Emek ve Özgürlük İttifakı hedeflerine ulaşamamış, sınıfta kalmıştır. İttifak, bunu mücadele ittifakı olarak önüne koymadığı sürece seçimlerde istediği başarıyı elde edemeyecektir. Daha fazla güçlenmenin hesabını yapmak zorundayız.
HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, toplumun umutsuzluğa düşmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Bu kadar hırsızlıklara, gaspa ve darbeci yaklaşımlara rağmen hala yüzde 50 artı 1’i alamamış bir cumhurbaşkanı var. Bu onların en zayıf karnıdır. Bu noktada ikinci turda bu zayıflıklarına odaklanmak zorundayız. Bu iktidara tarihsel bir tokat atılması gerekiyor. İkinci tur geleceğe sahip çıkma mücadelesidir” dedi.
Kurdistan ve Türkiye’de milyonlarca seçmen Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilli Seçimleri için 14 Mayıs’ta sandık başına gitti. Tartışmalı hale gelen Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırken, seçmenler 28 Mayıs'ta bir kez daha sandık başına gidecek. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekilli seçilen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, seçimlerde ortaya çıkan tabloyu, ittifakların durumunu ve seçim sürecinde yaşananları, MA'dan Ergin Çağlar'a anlattı.
Muhalefet tamamen başarısız değil
Devletin tüm olanaklarını çıkarları için kullanan AKP-MHP iktidarının, 14 Mayıs’ta bir zafer elde edemediğini belirten Çiçek, seçim öncesi ve sonrası başta Yeşil Sol Parti olmak üzere tüm muhalefet partilerine dönük yürütülen baskı ve saldırıları hatırlattı. Çiçek, iktidarın bugüne kadarki seçimlerde yürüttüğü ayrımcı, ötekileştirici, düşman ve kutuplaştırıcı dilin yanında milliyetçi şoven argümanları da bu seçimde kullandığını söyledi. Çiçek, “Muhalefet açısından seçimin tamamen başarısız bir sonuç olarak addedilmesini doğru bulmuyorum” dedi.
Bir siyasi darbe yapıldı
Seçim öncesi gazeteci, siyasetçi, hukukçu ve sanatçıları gözaltına alıp tutuklandığını hatırlatan Çiçek, şöyle devam etti: “11 yıldır siyaset sahnesinde olan, halk tarafından tanınan, bilinen HDP'ye yönelik kapatma davası varken, Yeşil Sol Parti ile seçime girmek zorunda kalması bir siyasi darbeydi. AKP’nin son 8 yıldır yaptığı darbelerin bizzat muhatabıyız. Bu darbe ortamında elde edilen sonuçları kimse başarısız olarak addetmesin. Elbette ki yetmezliklerimiz var, sorumluluklarımız var. Tüm bunların muhasebesi yapılacak ama şu unutulmasın; son derece eşitsiz koşullarda mücadele yürütüyoruz. Bu sadece seçim zamanında değil. Yaklaşık 10 yıldır sistematik; yargıdan, kolluktan, askeri, siyasi ve kültürel olmak üzere her yönlü bir darbe zemini içerisindeyiz ve darbenin doğrudan muhatabıyız.”
Kurdistan'da direnişe çarptı
İktidarın, Kurdistan’da bütün olanaklarına, baskı ve faşizan politikalarına; özellikle de Kürt halkına dönük topyekun savaşına rağmen bir kez daha direnişe çarptığını vurgulayan Çiçek, "Kürt halkı, bir kez daha iradesini sandıklarla ortaya koydu. İktidar, bu seçimde Hüda Par'a alan açması, Kürt halkının direnişi karşısındaki çaresizliğin itirafıdır. Egemen devlet aklı Kürtler için bir HAMAS yaratmak istiyor. AKP, Kurdistan’da tabela partisi olmuş, bitmiş; Hüda Par gibi yapıların önünü açmaya çalıştı. Türk- İslam sentezci olan bu iktidar, Kurdistan’da din, Türkiye’de Türkçülük politikasına sarıldı. Bu durum bile ne kadar zor durumda olduklarının göstergesidir. İktidar bu duruma düşmeseydi bu iki yakada bu siyasi argümanlarla sahaya inmezdi” şeklinde konuştu.
Millet İttifakı ödevlerini yapmadı
AKP-MHP iktidarının oluşturduğu Cumhur İttifakı’na karşı bir araya gelen Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aldığı oylar üzerinden seçim sonuçlarına işaret eden Çiçek, sistem muhalefeti olarak tanımlanan 6’lı Masa’nın bu seçimde ev ödevlerini yapmadığın belirtti. Çiçek, şunları savundu: “Eğer bugün itibarıyla Erdoğan ve oluşturduğu ittifaktan milyonlar kopmamışsa 6’lı Masa’nın, toplumun bu ceberut iktidardan koparılmasına, uzaklaştırılmasına dönük ev ödevlerini yapmadığı anlamına geliyor. Aynı siyasal ve ideolojik damardan beslenen, aynı seçmen kitlesine seslenen siyasi yapılar, Cumhur İttifakı’nda da Millet İttifakı’nda da vardı. Demek ki siz Erdoğan’ın milliyetçi politikaları karşısında doğru bir toplumsal örgütlenme çalışması yapmamışsınız. Milliyetçi politikalar karşısında toplumu gerçek sorunlarıyla buluşturmamışsınız.”
3. Yol hedefinde yetersizlik
Millet ve Cumhur ittifaklarının karşısında yer alıp Erdoğan’a kaybettirmeyi hedefleyen Emek ve Özgürlük İttifakı’nın listelerinden seçime girdiği Yeşil Sol Parti’nin durumuna da işaret eden Çiçek, şunları dile getirdi: “Faşizme, Erdoğan’a, yani tek adam rejimine kaybettirme üzerinden iddiamızı kurduk fakat bunu yaparken 3. Yol sözünü, politikasını ve toplumsal örgütlenmesini daha radikal, daha inançlı ve daha örgütsel yapmamız gerekiyordu. Ortaya çıkan sonuç, hedefleri toplumsal ve örgütsel olarak yapamadıklarımızı gösteriyor. Toplumsal çalışma olan emek sürecinin yetersiz olduğunu ortaya çıkardı. Tabii böyle bir sonucun ortaya çıkmasının birçok nedeni var. Unutmamak gerekir ki siyasi soykırıma uğrayan bir siyasi yapıyız. Yoksa aldığımız kimi taktiksel kararlarla stratejik hedefler arasındaki açı farkını, uyum farkını tartışmamız gerekiyor. Yani stratejik hedefte bir sıkıntı yok. Bu faşist iktidarı yıkmaya çalışırken kendi sözünüzü, alternatifinizi topluma daha güçlü sunmanız, toplumla daha güçlü buluşturmanız gerekmektedir. Bu konuda yaşanan sıkıntılar var, bu sıkıntıların bizlerden kaynaklanan nedenleri var ama bizim dışımızda da baskı rejimiyle ve doğrudan siyasi soykırım nedenleri de var. Bunları gözardı ederek kendimize haksızlık yapamayız.
Kürt mücadelesi politik merkezdir
Bu seçim sonuçları aynı zamanda bize Kürt halkının 50 yıllık özgürlük mücadelesinin ne kadar örgütlü bir kıvama geldiğini de gösterdi. Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanlığı için en çok oy, Kürt illerinden çıktı. Bu durum Kürt halkının hedeflerinde ne kadar örgütlü olduğunu gösterdi. Artık şunun herkes tarafından kabul edilmesi gerekiyor; Kürtlerin yürüttüğü özgürlük mücadelesi, hem Kürt sorununun demokratik, Kürt halkının statüsü hem de Türkiye halklarının demokratik geleceği için politik merkezdir. Kurdistan ve Kürtler, demokratik direnişin, özgürlüğün merkezidir. Bu seçimler, yine 3. Yol'un daha fazla Türkiye’de toplumsal ve radikal örgütlenmesinin gerekliliğini de gösterdi. AKP’nin dinci ve Türkçü politikalarına Kürt halkı geçit vermedi. Türkiye'de geçit vermemek için Karadeniz’de, Ege’de, Marmara’da, Akdeniz’de ve İç Anadolu’da örgütlenmesi gerektiğini gösterdi. Emek ve Özgürlük İttifakı bugünden itibaren Türkiye’nin batısında bir toplumsal örgütlenme programı önüne koyamazsa toplum, iktidarın bu milliyetçi politikalarına teslim olacak. Seçim sonuçlarına baktığımızda Emek ve Özgürlük İttifakı hedeflerine ulaşamamış, sınıfta kalmıştır. İttifak, bu ittifakı mücadele ittifakı olarak önüne koymadığı sürece seçimlerde istediği başarıyı elde edemeyecektir.”
Devlet aklı devreye girdi
Meclis'te ortaya çıkan görüntü için siyasi mühendislik yapıldığını savunan Çiçek, şöyle devam etti: “Türkiye’deki siyaset, tekrardan Türkçü, İslamcı, milliyetçi, gerici ve ırkçı bir dizayna tabi tutuldu. Meclis’te bu aritmetiğin ortaya çıkması için devlet aklı düğmeye bastı. Bu durum ikinci yüzyıla giderken devletin yüzyıllık korkusunun da doğal bir sonucudur. Siyasal mühendislik dediğim bu, çünkü son yıllarda AKP- MHP faşizmine karşı Kurdistan ve Türkiye’deki sosyalistlerin, devrimcilerin ne kadar kilit rolde olduğunu sadece biz değil, devlet de gördü. Son seçim, bu ülkede ortak kurtuluş ve geleceğin yegane teminatının sosyalistler, devrimciler ve Kürtler olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu seçimler, bu kurtuluşa aynı zamanda bir müdahaledir. Bundan sonra hem ikinci turda hem de sonrasında bu ülkenin devrimcilerinin, emekçilerin bir bütün olarak toplumsal özne olacağını ve gerçek kurtuluş, gerçek özgürlük olacağını göstermek zorundayız. Tam da bu müdahaleyi akılda tutarak bundan sonraki süreçte tarihsel stratejimizi, daha fazla nasıl güçleneceğimizin hesabını yapmak zorundayız."
Devirmek için odaklanmalıyız
Toplumun umutsuzluğa düşmemesi gerektiğinin altını çizen Çiçek, “Bu kadar hırsızlıklara, gaspa ve darbeci yaklaşımlara rağmen hala yüzde 50 artı 1’i alamamış bir cumhurbaşkanı var. Bu onların en zayıf karnıdır. Bu noktada ikinci turda bu zayıflıklarına odaklanmak zorundayız. Bu sefer devirmek için odaklanmalıyız” dedi.
Sandığa gitmeyen kalmamalı
İkinci turda Erdoğan’ı göndermenin, tüm Türkiye halklarının geleceği için çok önemli bir süreç olacağını vurgulayan Çiçek, şunları ekledi: "Erdoğan karşıtlığımız, başka bir siyasal yapıya destek anlamı değil hayatlarımızla ilgilidir. Bu iktidara tarihsel bir tokat atılması gerekiyor. İkinci tur geleceğe sahip çıkma mücadelesidir. Sonuç olarak 21 yıllık AKP iktidarının yaptıkları ortadadır. Bütün seçmenlerimiz adeta bir örgüt, bir demokrasi ve özgürlük neferi gibi çalışmalı. Sandığa gitmeyen her seçmeni sandığa götürmeliyiz.” İSTANBUL