‘Kadın dostu kentler’ için mücadele büyütülecek
Kadın Haberleri —
- Haziran ayı başında Amed ve Êlih’e giden Feminist Kadın Grubu, kayyumların yarattığı tahribat ve DEM Parti’nin ‘kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik’ paradigma eksenli projelerine dair edindikleri izlenimleri raporlaştırdı.
- Kurdistan temaslarına önümüzdeki günlerde de devam edecek kadınlar, hem kayyum politikalarına karşı dayanışmak hem de kadın dostu belediyeciliğin yaşam bulması için ortak projeler üretip, işbirliğini güçlendirmeyi hedefliyor.
Amed ve Êlih’i ziyaret ederek, hem yerel yönetimlerdeki kadın odaklı projeler hem de kayyumun yarattığı tahribatı yerinde gözlemleyen Feminist Kadın Grubu üyeleri, kadın dostu kentlerin inşası için ortak mücadele hattının büyütülmesi için çalışmalarını sürdürecek.
Feminist Kadın Grubu, Amed ve Êlih’te (Batman) Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde 8-9 Haziran’da gerçekleştirdikleri buluşmaya dair izlenim raporunu Beyoğlu’nda bulunan Feminist Mekan’da basın toplantısı ile paylaştı.
Bir grup feminist, Haziran ayının başında Amed’e giderek Kobanê Davası’nda ceza alarak tahliye olan siyasetçiler Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve Ayla Akat Ata ile buluştu. Kadınların ziyaretinin devam ettiği esnada ise 31 Mart seçimlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) yönetime geldiği Colemêrg Belediyesi’ne kayyum atandı. Yaşanan gelişme üzerine kadınlar, kayyuma karşı DEM Parti’li Amed ve Êlih belediyelerinin kadın eşbaşkanları ile bir araya geldi. Feminist kadınlar, hem geleneğini DEM Parti’nin sürdürdüğü “Kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik” paradigma eksenli projeler hem de kayyumun yarattığı tahribata dair edindikleri izlenimleri raporlaştırdı.
Colemêrg’e de gidecekler
Kürt kadın hareketi ile ortak mücadele hattını yeniden kurmayı gündemlerine alan feminist kadınların Kurdistan’daki temasları önümüzdeki günlerde de devam edecek. Kadınlar, bu kapsamda ilk olarak kayyum atanan Colemêrg’e bir ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret Colemêrg ile sınırlı kalmayacak ve kayyum tehdidi bulunan tüm belediyelerle dayanışma ağı kurmak amacıyla sürdürülecek. Ziyaretlerle kayyum politikalarına karşı dayanışmanın yanı sıra eşit temsiliyet, kadın dostu belediyeciliğin yaşam bulması için ortak projeler üretip, işbirliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Kayyum kadının adını sildi!
Amed ve Êlih ziyaretlerine dair izlenim raporlarını önceki gün kamuoyu ile paylaşan kadınlar, ziyaretlerin aynı zamanda yerel yönetimlerin ve kayyumun kadınlar için ne anlama geldiğini gözlemlemek ve anlatmak açısından bir fırsat olduğuna dikkat çekti.
Raporda, 2019 seçimlerinde HDP’nin kazandığı belediyelerde, kayyum atamalarıyla en çok kadın kazanımlarının gaspedildiği ‘kadının adının silindiği’ tespiti yapılarak şu hususların altı çizildi:
Kadınların evden uzaklaşabildiği, birbirinden güç alabildiği, nefes alabildiği ortak alanlar erkekler için kıraathaneye dönüştürülmüş. Batman’da belediyenin kadınlar için açmış olduğu spor salonu kayyumdan sonra erkeklere özel salona çevrilmiş. Hem Diyarbakır’da hem Batman’da neredeyse belediyede çalışan kadın kalmamış. Batman’da Kadın Politikaları Daire Başkanlığı’na dahi bir erkek daire başkanı atanmış, tepkiler üzerine değiştirilmiş. Burada istihdam edilen iki psikolog da erkek. Dalga geçer gibi erkeklerin atandığı bu birimler, kadınların şiddete maruz kaldığında başvurduğu yerler. Yani kadınlar yine erkeklere, patriyarkal yapılara başvurmak durumunda bırakılıyorlar. Bunlar kadınlar evden çıkmasın, eve ve aileye hapsolsun, yaşadığı kentte söz sahibi olmasın diye atılmış bilinçli adımlar. Kayyumla beraber belediyeler gerçekten halktan, bizlerden, kadınlardan, hepimizden alınmış, demir bariyerler ardında, erişilmez küçük saraylara çevrilmişti. Şimdi ise yeniden kapısından girilebilen, halka ait yerler olmuşlardı.”
Kadın belediyeciliği ve projeler
Eşbaşkanlık sistemi ile belediyelerde eşitlikçi bir çalışma ortamının yaşam bulması için mücadele edildiği belirtilen raporda, şu an Amed Büyükşehir Belediyesi’nde 7-8 daire başkanının kadın olduğu, belediyenin regl izni uygulaması başlattığı, çalışan kadınların dilekçe vermesini kolaylaştırmak için önce yönetici kadınların dilekçe vereceğine dair bilgiler edindikleri yer aldı.
Êlih Belediyesi’nde kadrolaşmanın aşılıp, kadın çalışanların istihdam edildiği kaydedilen raporda, “Tam da bu perspektifle Batman’da 35 belediye meclisi üyesinden 22’sinin kadın olduğunu görmek, bu kadınların 90’lı yıllarda Hizbullah’ın saldırdığı dönemlerden beri burayı kadın kenti haline getirmek için verdiği mücadeleyi dinlemek umut veriyor” denildi. Kayyumların belediyeleri borç batağına sürüklediği, her şeyin talan edildiği ve belediye namına sadece “dört duvar” bırakıldığı belirtilen raporda, DEM Partili belediyelerin projelerine yer verildi. Örnek olarak Jin Kart projesine işaret edilen raporda, “Diyarbakır’da pilot mahalle seçerek aylık ücretsiz ped dağıtımı, bunun için fon bulunabilirse Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından HPV aşılarının karşılanması, gittikçe derinleşen kadın yoksulluğuna karşı istihdam destek politikaları gibi planlar var” diye belirtildi.
Kapılar sonuna kadar açık
Kadın belediye eşbaşkanlarının kadın örgütleri ve feminist hareketlerle birlikte çalışmaya açık olmasının önemine dikkat çekilen raporda, “Genellikle belediyelere ulaşmaya çalışırken bürokratik engellere takılmaya alışık olan bizler için bu bile oldukça farklı bir durum. Stratejik planlama, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme gibi konularda kapıları eşitlik için mücadele eden biz kadınlara sonuna kadar açık ve bu çok önemli bir imkan” ifadeleri yer aldı.
Dayanışma büyütülecek
Raporun devamında ise şunlar belirtildi: “Bu son 8 yılda nasıl politikasızlaştığımızı, fikirsizleştiğimizi de tartıştık. Türkiye’nin batısına başka Kürtlere başka hukuk olmasını kabullenmememiz gerekiyor. Bunun ilk adımı da bunun meşrulaştırılmasına engel olmak. İkinci aşama ise kanıksanma haliyle müdahale etmek. Biz feministlerin aslında yıllardır süren bir mücadele bağı var. Ama şimdi, bizi her yerden sıkıştıran, hapseden, birbirimizle temasımızı engellemeye çalışan iktidar ve aslında iktidarla da sınırlı olmayan, ufkumuzu daraltan muhafazakarlaşma hali karşısında bu bağlarımızı güçlendirmeye daha çok ihtiyacımız var. Tam da bu bağlamda, nasıl muhafazakarlaştığımızı da konuştuk. Daha güçlü bir birlikteliğin hepimizi ne kadar heyecanlandırdığını hissettik. Konuşurken çoğumuzun sesi heyecandan titredi; yani bu bize, hepimize çok iyi geldi. Dayanışmayı büyütmek ise hepimizin sorumluluğu.” DİREN YURTSEVER - MA/İSTANBUL
* * *
Üçüncü Yol ile kadın ittifakına
Amed ve Êlih’i ziyaret eden feminist kadınların ziyaretleri ve kadın ittifakının önemine değinen DEM Parti İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aygül Sincar, iktidarın kadınların güçlenmesini tehdit olarak gördüğünü belirterek, buna karşı bir araya gelmeye devam edeceklerini, 3’üncü Yol ile kadın ittifakını, eşbaşkanlığı, kadın özgürlüğünü geliştireceklerini vurguladı.
Erkek egemen ittifaklara, savaş ittifaklarına, krizleri derinleştiren ittifaklara karşı kadınlar da “Kadın ittifakı”nı geliştiriyor, büyütüyor. “Jin jiyan azadî” ile sınırları aşan evrenselleşen kadınların ittifakı giderek tüm kadınları bir araya getiriyor. Kadın ittifakının geliştirilmesi için son dönemde atılan adımlardan biri de “Kobanê’den Gezi’ye adalet ve özgürlük için buluşuyoruz” forumu ve gerçekleştirilen feminist kadınların Amed ve Êlih (Batman) ziyaretleri oldu. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aygül Sincar, kadın ittifakına dair konuştu.
Neden kadın ittifakı?
Yaşamın içerisinde gerçekleşen tüm krizlerin hedefinin kadınlar olduğunu bundan dolayı ortak kadın mücadelesinin kaçınılmaz olduğunu belirten Aygül, “Kürt kadın hareketi köklü bir hareket ama aynı zamanda Kürt kadın hareketi ile birlikte feminist hareketlerin, kadın kurumlarının hepsinin bir arada olması demokrasinin olmazsa olmazıdır. Kadın ittifakı neden gerekiyor? Kadın sorunları her yerde ve aynı. Bu yüzden çözüm için de birbirlerine destek sunmaları ve güç vermeleri gerekiyor. Erkek egemen sisteme karşı tüm kadınların birlikte örgütlenerek çözüme ulaşılacağını biliyoruz. İktidarlar erkek sistemini devam ettirmek isterken kadını da dört duvar arasına sıkıştırmak. Gezi’de, Kobanê’de, Wan’daki kayyım eylemlerinde yani her yerde kadınların ön saflarlarda olması, güçlü durması sistemlere bir tehdit. Bilinçli kadın sistemi alt üst edebilecek güçte. Kadınlar bunun farkında” dedi.
3’üncü yolumuz var
Gezi direnişi ve Kobane serhildanının ortaklaştığı noktalar olduğunu ifade eden Aygül, “Gezi olaylarında önde kadınlar ve gençler vardı. Kobanê’de de vahşete karşı dayanışma vardı. Dayanışma sonucunda Kobanê düşmedi. Bu ikisi başkaldırıdır ve öncüsü de demokrasiyi savunan halk ve kadınlardır. Bunun için biz de 4 Haziran’da bir araya geldik. Kobanê davasından beraat eden arkadaşlarımızın, feministlerin, kadın örgütlerinin katılımı gerçekleşti. Kadınlar Kurdistan belediyelerine de ziyaret etti. Kadınlarla birlikte sözümüzü, siyasetimizi kurabileceğimizin ve sorunları aşabileceğimizin farkındayız. Biraraya gelmeye devam edeceğiz” diyerek ittifakın giderek büyüyeceğine işaret etti.
“İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmeleri, 6284’e saldırmaları kadın örgütlülüğünü çökertmek için” diyen Aygül, kadınların kazanımlarının hedef alınmasının tesadüf olmadığını belirtti. Aygül devamla şunları kaydetti: “Bizim talebimiz ve amacımız tek. Biz kadınlar dünyanın yarısıyız. Yarısıysak bizim söz hakkımız olacak. Kendi hayatımıza dair kararları biz vereceğiz. Amaçları kadınları dört duvar arasına hapsetmek. Bizim 3’üncü yolumuz var. 3’üncü yolda demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmamız var. Bizim paradigmamız olması gerekendir. 3’üncü yolda kadın ittifakını, eşbaşkanlığı, kadın özgürlüğünü oluşturuyoruz.” ROZERİN GÜLTEKİN - JİNNEWS/İSTANBUL