Kahire ‘Arap Planı’nı konuştu

• Gazze’de Hamas’ın marjinalleştirilmesini de içeren Arap planı, Kahire’de Cezayir ve Tunus olmadan konuşuldu. Mısır’ın planı maliyet ve göç konusu sebebiyle yeterli ilgi görmedi. 

Arap Birliği, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasını görüşmek için Kahire'de toplandı. ABD'nin Gazze planına karşı bir alternatif oluşturmayı hedefleyen Mısır öncülüğündeki girişim, Cezayir ve Tunus'un katılmama kararıyla kötü bir başlangıç yaptı. Zirveye birçok üye devlet, devlet başkanlığı ve bakanlık düzeyinde katıldı.

Arap planı, Gazze'nin tam anlamıyla yeniden inşasını sağlamak amacıyla dört yıl boyunca uygulanacak üç aşamadan oluşuyor. Mısır’ın planına göre, Hamas yönetimindeki Gazze hükümetinin yerini belirsiz bir süre boyunca Yönetim Yardım Misyonu alacak. Bu misyon, insani yardım sağlamak ve savaş nedeniyle harap olan bölgenin yeniden inşasından sorumlu olacak. Mısır ve Ürdün, Filistin polisini bölgeye konuşlandırılmak üzere eğitecek. Planda ayrıca, İsrail'in tüm yerleşim faaliyetlerini, toprak ilhakını ve Filistinlilerin evlerini yıkmasını durdurması istenecek.

Hamas'ın marjinalize edilmesi

Zirve öncesinde dışişleri bakanları, Gazze'nin sakinlerini yerinden etmeden yeniden inşasına yönelik “Arap planı” üzerinde son düzenlemeleri yapmak için bir araya geldi. Bakanlar, Mısır’ın önerisini tartışarak Arap liderlerine sunulmak üzere bir taslak hazırladı. Reuters'e göre, taslak plan Hamas’ın Gazze yönetiminde marjinalize edilmesini ve yerine Arap, İslam ve Batı ülkeleri tarafından kontrol edilen geçici organların getirilmesini öngörüyor.

Ancak taslakta, önerinin Gazze’deki savaşı sona erdirecek kalıcı bir barış anlaşmasından önce mi yoksa sonra mı uygulanacağı belirtilmediği gibi, yeniden inşa masraflarını kimin üstleneceği ve bölgenin nasıl yönetileceğine dair kesin ayrıntılar da yer almıyor.

Cezayir ve Tunus yok

Cezayir ve Tunus liderlerinin Acil Arap Birliği Zirvesi’ne katılmayacaklarını açıklamaları hayal kırıklığı yarattı. Mısır’ın eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Büyükelçi Muataz Ahmedin, uluslararası zirvelere katılımın ülkenin belirlediği temsilci tarafından gerçekleştiğini belirterek “Cumhurbaşkanı varsa iyi, başbakan varsa yine iyi, bir bakan varsa makul; yoksa devletin zirvenin yapıldığı ülkedeki daimî temsilcisi ya da büyükelçisi olur ve bu durum ülkenin temsiline gölge düşürmez” yorumunda bulundu. KAHİRE