Kayıp yakınlarının mücadelesi sonuç verdi
- Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti ve faillerin yargılanması için her hafta Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapan, 5 yıldan fazladır da AYM kararına rağmen yasak getirilen kayıp yakınlarının mücadelesi sonuç verdi.
ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL
Cumartesi Anneleri, ısrarlı mücadeleleri sonucunda 5 buçuk yıldır kendilerine yasaklanan Galatasaray Meydanı’na yeniden girip açıklama yaptı; 28 yıl önce kaybedilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş'ın faillerinin cezalandırılmasını istedi.
Eylemlerinin 972. haftasında ellerinde karanfiller ve kayıpların fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nden Galatarasay Meydanı’nda geçti. Meydan ve çevresi her hafta olduğu gibi polis ablukasına alınırken, kayıp yakınlarından sadece 10 kişinin açıklama yapmasına izin verildi. Bunun üzerine Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
28 yıldır hakikatin izindiler
Cumartesi Anneleri adına açıklamayı 21 Kasım 1980’de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in annesi İlkbal Eren okudu. “5 buçuk yılın ardından yeniden bu meydandayız. 972 haftadır gözaltında kayıplar gerçeğine, bu suça eşlik eden inkar ve cezasızlık politikalarına dikkat çekmek için bu toprakların en uzun hakikat ve adalet mücadelesini sürdürüyoruz. Bizim bu çabamız, 25 Ağustos 2018 ‘den beri polis şiddeti ve gözaltılar ile engelleniyordu. Geçen 5 yılı aşkın zamandan sonra kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği temsilcileri olarak karanfil ve fotoğraflarımızla Galatasaray’dayız" dedi.
Üç kişinin akıbetleri soruldu
Eren, bu haftaki eylemlerini de 28 yıl önce kaybedilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanmasını talep etmek için yaptıklarını söyledi. Yurtseven, Özeken ve Sarıtaş’ın, 27 Ekim 1995’te Gever’in Ağaçlı köyünü basan Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Türk askerlerinin, yurttaşları işkenceyle köy meydanına toplamasının ardından rastgele seçilerek gözaltına alındığını hatırlatan Eren, “73 yaşındaki yürüme zorluğu çeken Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Tabur’una götürüldü. Binbaşı Yurdakul, onları sormak için tabura giden ailelere, ‘24 saat gözaltında tutulacaklar’ dedi. Aileler tekrar tabura gittiğinde ise ‘kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin’ dedi. Ailelerin yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı, üç köylüden bir daha haber alınamadı."
Benzin dökülerek yakıldı
Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına, ‘Sanık Yurdakul’un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir. İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır’ şeklinde geçtiğini anımsatan İlkbal Eren, tanık beyanlarına, olaya karışanların itiraflarına rağmen açılan davanın kesin beraatle sonuçlandığını vurguladı.
AKP kabul etmişti
Ailelerin, iç hukuk yolları tükendiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdığını ifade eden Eren, “AKP hükümeti, AİHM’e yaptığı savunmada suçu kabul ederek, üç kişinin kaybolması nedeniyle üzgün olduğunu belirtti ve kayıplarla ilgili etkin soruşturma yürütmeyi taahhüt etti. İhlali kabul ederek tazminat ödeme yoluna gitti. 972. haftamızda bir kez daha söylüyoruz; tüm kayıplarımızı aramaktan, faillerinin yargılanarak cezalandırılmalarını talep etmekten vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, açıklamanın ardından ellerindeki karanfilleri abluka altında tutulan Galatasaray Meydanı’na bıraktı.