Kız çocukları güvende değil!

Kadın Haberleri —

Çocuklar için eylem

Çocuklar için eylem

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi üyesi Büşra Eylül Özgültekin’le 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nü ve çocuk haklarını konuştuk:

  • Toplumsal cinsiyet normları, kız çocuklarını belli bir kalıba koyarak dizayn etmeye çalışıyor. Türkiye’de kız çocuklarının yüzde 50,1’i eğitime erişemiyor ve ev içi sömürü, çocuk işçiliği, erken yaşta zorla evlendirilmeyle karşı karşıya kalıyor. Bu ihlalleri cinsel şiddet, fiziksel, psikolojik ve cinsel sömürü suçları takip ediyor.
  • Cinsel şiddet mağduru, yaşam hakkı elinden alınan çocuk sayısı medyada görünenden çok daha fazla. Şiddet ve istismarın önüne geçmek için derhal etkin, sürdürülebilir çocuk dostu politikaların hayata geçirilmesine, toplumsal bilincin artırılmasına ihtiyaç var. Devlet, çocuklar için tüm önlemleri almalı.

HAVİN DERYA

Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan ortak girişimler sonucunda, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından alınan kararla “kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak” amacıyla 11 Ekim, 2012’den bu yana "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak kabul ediliyor. Her sene 11 Ekim’de kız çocuklarının maruz bırakıldığı cinsiyet temelli eşitsizliklere, hak ihlallerine dikkat çekiliyor, farkındalık yaratmak amaçlanıyor. 

Dünya Kız Çocukları Günü vesilesiyle gazetemize konuşan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi üyesi Büşra Eylül Özgültekin, toplumsal cinsiyet normlarının katı kurallarla belirlendiği bu sistemde, kız çocuklarının hak öznesi olarak görülmemesinin sonuçlarına değinerek kız çocuklarının yaşam haklarının korunması için toplumsal bilinçlenmenin artırılmasının ve etkili politikaların hayata geçirilmesinin gerekliliğine dikkat çekti.

 

Büşra Eylül Özgültekin

 

Kız çocuklarının temel insan haklarına erişiminin önündeki engeller nelerdir?

Ne yazık ki, günümüzde özellikle Ortadoğu ve dünya çapında yaşanan savaşlar, ekonomik krizler, iktidar ve güç odaklarının çocukları hak sahibi olarak görmeyen politikaları, pandemi, iklim krizi ve zorla göçe sürüklenme gibi birçok yerel ve küresel faktör sebebiyle kız çocuklarının haklara erişiminin neredeyse olmadığı bir dönemdeyiz. Çocukların sağlık, beslenme, eğitim, temiz çevrede barınma, oyun hakkına erişimin yanı sıra psikolojik, fiziksel ve cinsel sömürüye karşı korunma gibi temel haklarının tümünün ihlal edildiği ve hatta yaşam haklarının dahi ellerinden alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bu sebeple dünya, hele ki kız çocukları için çok güvensiz bir hal almaya başladı.

 

Kız çocuklarının eğitimden uzak kalmalarının nedenleri ve bunun yol açtığı sorunlar nelerdir?

Toplumsal cinsiyet normları, kız çocuklarını belli bir kalıba sokuyor ve onları dizayn etmeye çalışıyor. Hele ki günümüz Türkiye’sinde 4+4+4 kesintili eğitim modelinin uygulanması ve karma eğitim düzeninden vazgeçmeye yönelik bir takım girişimlerde bulunulması, çocuk haklarına yönelik pratikte güçlü politikaların uygulanmaması, kız çocuklarının temel düzeyde zorunlu eğitime katılımını azalttı. TÜİK’in verilerine göre; 2022-2023 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitim dışında kaldı. Bu çocukların yüzde 50,1’i kız çocuğu. Eğitim hakkından yoksun bırakılan kız çocukları, ev içi sömürü, çocuk işçiliği ve erken yaşta zorla evlendirilme gibi ihlallerle de karşı karşıya kalıyor. Bu ihlalleri cinsel şiddet, fiziksel, psikolojik ve cinsel sömürü gibi suçlar takip ediyor. Aynı zamanda çocuğun istismarı ve her türlü sömürüsüne karşı çocuk dostu yaklaşımların benimsenmemesi, onarıcı adaletin sağlanmaması, failler hakkında etkin soruşturma yürütülmemesi ve bunun sonucu olarak caydırıcılığın sağlanmaması kız çocuklarına yönelik saldırı ve tehditlerin artmasına yol açıyor.

 

 

Peki şiddet ve istismarın çözümü için hangi somut adımlar atılmalı?

Bu konuda kamuoyunda infial yaratan, toplumun sinir uçlarına dokunan iki örnek verebilirim. Biri Narin Güran, diğeri ise şiddet ve cinsel istismara uğraması sebebiyle 8 Eylül’de Tekirdağ’da yaşamını yitiren 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri. Kamuoyunun bütün baskısına ve tüm çalışmalara rağmen, hala Narin'in kim tarafından, hangi saikle ve nasıl katledildiği çözülebilmiş değil. Cinsel şiddet mağduru, yaşam hakkı elinden alınan çocuk sayısı medyada görünenden çok daha fazla. Şiddet ve istismarın önüne geçmek için çocukların mağduriyet alanlarına dair derhal etkin, sürdürülebilir çocuk dostu politikaların hayata geçirilmesine, toplumsal bilincin artırılmasına ihtiyaç var. Bununla beraber, tüm idari ve adli merciler çocuk hakları alanında kesintisiz eğitimlere tabi tutulmalı, devlet çocuğun iyi olma hali için gerekli önlemleri almalı, çocukların mağdur olduğu olaylarda failler yönünden caydırıcı ve mağdurlar yönünden onarıcı adaletin sağlanması gerekiyor.

 

Kız çocuklarına ve ebeveynlerine tavsiyeleriniz olacak mı?

Özellikle şunu belirtmek gerekir; her bireyin, hele ki kız çocuklarının yaşam haklarını korumak, devletlerin yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin bir gereğidir. Devletler, çocukların sağlıklı ve güvenli yaşamaları için gerekli ortamı sağlamak zorunda. Çocuklara bakım verenlerinin ise çocukların haklarının ne olduğunu bilmeleri gerekir. Çocuklarını dinlemeleri, çocukların iyi olma hallerini korumaları ve çocuklarına yönelik her tehditte gerekli tüm mekanizmaları işletmeleri hayati önem taşıyor. Yine aynı zamanda kız çocuklarına temel cinsel eğitim vermelerini ve kız çocuklarının kendi geleceklerini sağlıklı bir şekilde kurabilmeleri adına, hayatın her alanında fırsat eşitliğinden yararlandırılarak güçlendirilmesini, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmelerini ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde olmalarını tavsiye ederim.

Kız çocuklarının hak öznesi olarak görülmediği ve toplumsal cinsiyet rollerinin bu kadar katı sınırlarla ayrıldığı bir dinamikte, elbette tehditlerin toplumsal yapının karakterinden ayrıksı düşünülmesi beklenemez. Ancak kız çocuklarına kendileriyle ilgili verilecek kararlarda katılım haklarının var olduğunu söylemek gerekiyor. Her türlü şiddete karşı mücadele edebileceklerini, bedensel özerklikleriyle ilgili kararı kendilerinin verebileceğini ve iyi olma halleri için mücadele edebileceğini kavratmak çok önemli. Aynı zamanda Amed özelinde mağduriyet yaşayan çocukların ve bakım verenlerinin, adli merciler dışında Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi’ne, İnsan Hakları Derneği Çocuk Komisyonu’na başvurarak sivil toplum desteği alabileceklerini belirtmek isterim.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.