Konuşmalarından dolayı tutuklandı
- Borçka'nın Cankurtaran bölgesinde ormanı korumak isterken katledilen Reşit Kibar için yapılan eylemlerde yaptığı konuşmalardan kaynaklı gözaltına alınan Artvin Halkevi Yöneticisi Dursun Ali Koyuncu tutuklandı.
Artvin Borçka ilçesi Cankurtaran bölgesinde yapılmak istenen mesire alanına karşı nöbet tuttuğu sırada katledilen Reşit Kibar için yapılan eylemlerle ilgili gözaltına alınan Artvin Halkevi Yöneticisi Dursun Ali Koyuncu ile Yıllar Kibar ve Mutlu Akyüz, Emniyet işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dursun Ali Koyuncu'ya emniyet ve savcılık ifadelerinde, Reşit Kibar’ın öldürüldüğü saldırıda AKP Milletvekili Faruk Çelik’i, Cankurtarna'a mesire alanı yapmak isteyen Yapısoy Beton'un sahibi Yunus Mertürk’ü, Artvin Valiliği ve Borçka Kaymakamlığını suçlamasıyla ilgili sorular soruldu. Yıllar Kibar ve Mutlu Akyüz ise Reşit Kibar'ın katili Muhammet Ustabaş'ın ağabeyine ait kereste atölyesinin yakılmasıyla ilgili sorular soruldu.
Savcılık ifadeleri tamamlanan üç kişi, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, Dursun Ali Koyuncu ise "Kamu görevlisine hakaret" "Kamu görevlisine mukavemet" suçlamalarıyla tutuklandı.
Dosyada delil yok
Konuya ilişkin konuşan Halkevleri Hukuk Sekreteri avukat Haktan Özcan, olay yerinde bulunan ve failin öldüremediği Dursun Ali Koyuncu'nun olayla ilgili ifade verdiğini belirtti. Dursun Ali Koyuncu'nun ifadesinde ruhsatlı silahın sahibi olan şirket yetkilisinin de olayda parmağı olduğunu söylediğini aktaran Özcan, "Olay esnasında bir yerlerden talimat olduğuna dair ifadeler verdiler. Fakat bunun akabinde Dursun Ali Koyuncu evine yapılan baskınla gözaltına alındı ve tutuklandı. Dosyada Dursun Ali'ye yöneltilen iddiaların ne olduğu, kullanılan sözler, hakaretin neye ilişkin olduğuna dair bir bilgi ve veri yok" dedi.
Silahın sahibi tutuklanmadı
Dosyanın Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılmasına rağmen Dursun Ali Koyuncu'nun Hopa'daki evinden alınarak Artvin'e götürüldüğünü söyleyen Özcan, şunları dile getirdi: "İfadesini usule aykırı olarak SEGBİS ile başka mahkemeden aldılar. Dolayısıyla dosyada bir gerekçe bulunmuyor. Dursun Ali'nin sorgulamasından anladığımızın kadarıyla olayın ilk günü hastane önünde söylediği sözlerde kaymakama hakaret ettiği iddia ediliyor. Burada iş sulandırılmaya çalışılıyor. Saldırgan Muhammet Ustabaş'ın yanında olan ve katliamda kullanılan ruhsatlı silahın sahibinin tutuklanması gerekiyorken bunu sümen altı etmek için Dursun Ali acele bir kararla, savunma hakkı ihlal edilerek tutuklanmıştır. Biz bu sürecin takipçisi olacağız. Reşit Kibar'ın öldürülmesinde dahli olan bütün isimlerin araştırılması için hukuki sürecin başlatılması ve etkili soruşturma yürütülmesine yönelik gerekeni yapacağız." ARTVİN
* * *
Devlet, cinayetini üstlenmedi
Metin Lokumcu davasında sanık polislere verilen beraat kararına tepki gösteren Ulaş Lokumcu, hukuka inancının kalmadığını ve kararın tetikçileri cesaretlendireceğini söyledi.
Artvin'in Hopa ilçesinde AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakan olduğu 31 Mayıs 2011'de kent ziyareti sırasında yapılan protestolarda biber gazından etkilenerek yaşamını yitiren Metin Lokumcu'nun davası 13 yılın ardından tüm sanık polislerin beraat etmesiyle sonuçlandı. Artvin'de yapılan çevre tahribatı nedeniyle Erdoğan'ı sorumlu tutan protestolar sırasında işlenen cinayetle ilgili dönemin Artvin İl ve Hopa İlçe emniyet müdürleri hakkında "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın, 28 Haziran 2021'deki duruşmasında Lokumcu ailesinin talebiyle "görevsizlik" kararı verilerek Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Burada görülen 12 duruşma boyunca avukatların olay yerinde keşif ve delillerin yeniden incelenmesi talebi her seferinde reddedildi. Metin Lokumcu'nun sağlık geçmişine dair hastanelerden istenen bilgilerde de herhangi bir kalp rahatsızlığı olmamasına rağmen mahkeme heyeti, biber gazıyla ölüm arasında bir bağ olmadığı gerekçesiyle tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Babamı öldürdüklerini kabul ettiremedik
Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu, davanın zaten bekledikleri gibi sonlandığını, ancak bu kadar vicdansız bir şekilde gerekçe sunulacağını beklemediğini söyledi. Olay günü görüntüleri ve hastanelerden gelen cevaplara rağmen polisin orantılı güç kullandığı kararının hayal kırıklığı yarattığını kaydeden Lokumcu, "Hakimin bizi dinlediğini ve anladığını düşünüyorduk. Meğerse dinliyormuş gibi yapıp kafasındaki sonucu vermiş. Hukuk kurallarına uygun bir şekilde insanların ölüm fermanını vermiş oldu. Beni yıkan bu oldu. Zaten o polislerle bir işim yoktu, baştan beri emri veren insanı yargılatmak istiyorduk. Benim şahsen hukuka inancım kalmadı. Hukuk güçlüden yana. Aynı gün Engin Polat tahliye oldu, babam devletin sıktığı gazla öldürüldüğü halde bunu yargıya kabul ettiremedik. Zaman aşımı durumu da var ama biz elimizden geleni yapacağız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğiz" dedi.
Tetikçiler de cesaretlenecek
Babasının ölümüne neden olanlarına ceza verilmesi gibi bir olumlu sonucun ekoloji mücadelesine umut ışığı olacağını dile getiren Lokumcu, "Bu olumlu sonuç insanlara 'Bana bir şey olursa, devlet arkamızda durur' güveni verebilirdi. Borçka'da 5 gün önce Reşit ağabeyimiz bir tetikçinin kurşunu ile öldü. Reşit ağabey, hemen ormana sınırı olan bir evde yaşıyor. Kendi yaşam alanını koruyordu. Proje alanını ben de gördüm. Gerçekten doğası harika bir yer. Orada mesire alanı hikaye, orada amaç maden sahası açmak. Turizmden kar edemediğini ve bölgede maden ruhsatı olduğunu, 'Nasıl olsa ormanlar kesildi maden açalım' diyecekler. Herkes burada buna inanıyor. Tetikçiye ceza verecekler, arkasındaki güçlere ceza vermeyecekler. Tetikçiler de cesaretlenecek. Bir kaç sene yatıp çıkacak, çıktığında da kendi cenahında kahraman olacak. Yaşam alanlarını savunan insanlar ölecek, onlar milyarlarına milyar katacaklar" şeklinde konuştu.