Makul süre nedir?

DEM Parti

DEM Parti

  • DEM Parti Eşbaşkanlarının, İmralı ziyareti için Adalate Bakanlığına yaptığı başvuruya henüz yanıt verilmedi. Bakanlığın  "Makul süre içinde yanıt verilecek" açıklamasına tepki gösteren DEM Parti, "Makul süre nedir" diye sordu. 

DEM Partili milletvekilleri, İmralı tecridi, savaş ve kayyumlara karşı Meclis’te oturma eylemi gerçekleştirdi; İçişleri Bakanlığı önünde açıklama yaptı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda milletvekili, tecrit, savaş ve kayyum atamalarına dair Meclis'te protesto eylemi düzenledi. Vekiller, Grup binalarından Meclis Şeref Kapısı’na kadar yürüdü. Temelli, şunları söyledi: “Israrla bir Anayasa suçu işlenmektedir. Halkın seçme ve seçilme hakkını yok saymaktadır. Kayyumları kabul etmiyoruz. DEM Parti'ye ‘Siz Türkiye partisi olun’ diyenlere soruyorum; seçme ve seçilme hakkını yok saydığınız bir yerde siz ne kadar Türkiye partisisiniz?” 

Savaşa ve tecride karşı çıkmaya devam edeceklerini belirten Temelli, "Suriye’nin barışı Türkiye’nin barışıdır. Bunun için de yapılacak yegane şey Kürt barışından geçer. Kürtleri yok sayarak değil, Kürt-Türk ittifakını var ederek, bunu hayata geçirebiliriz" diye konuştu. 

Adım atmıyorlar

Temelli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme iddiaları ile Adalet Bakanlığına yaptıkları başvuruya ilişkin de şunları ifade etti: "Her yer ateş çemberi. Bir adım atacaklarını söylüyorlar ama bir türlü atmıyorlar. Bu makul süre nedir? Bu adımı atmanın önündeki engel nedir? Herkes çok iyi biliyor ki; o adım atıldığında, o kapı açıldığında, Öcalan konuştuğunda toplumsal barış umutları yükselecek.” 

DEM Parti'liler, bir saat oturma eylemi gerçekleştirdi.

Bakanlık önünde açıklama

Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile milletvekilleri, öncesinde de İçişleri Bakanlığı önünde belediyelere kayyum atamalarına dair açıklama yaptı. Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Halk iradesini ve halkın seçme seçilme hakkını gasp eden bir bakanlık. Hukuksuzluğu ve demokrasi darbesini buradan teşhir edeceğiz" dedi.

Rota çizmeye çalışıyorlar

Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları söyledi: “İktidar açık ve net bir şekilde bize darbelerle yol alacağını, ayakta kalacağını ve 2028’de iktidara gelmek için Kürt halkını terbiye edeceğini söylüyor. DEM Parti’yi terbiye ederek ‘yol almak istiyorum’ diyor. DEM Parti'nin son seçimlerdeki 2019’dan beri olan siyasi tercihlerini mahkum etmek ve Kürt halkını kez daha cezalandırmak istiyor. Şimdi bir taraftan kayyum, bir taraftan siyasi soykırım operasyonlarıyla bize rota çizmeye; demokratik siyaset alanında etkisiz bırakmaya çalışıyorlar. Söyleyelim; bu mesele masa başındaki planlara benzemez.” 

Barışı nasıl sağlayacaksınız?

Gülistan Kılıç Koçyiğit, iktidarın ne demokrasi ne de hukuk diye bir derdinin olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Barış diyenlere soruyoruz; üst üste kayyum atayarak, Rojava’da çetelerin önünü açarak, Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt halkının, Hristiyanların, Dürzilerin, Êzidîlerin, Arap Alevilerinin katliamlarına yol vererek Türkiye’de barışı nasıl sağlayacaksınız? Halep’e Türk bayrağı dikildi diye sevinenler var. Halep kimin toprağı? Kimin şehri? Türkiye Halep’i, Suriye’yi işgal mi etmek istiyor? Soruyoruz; Kürt halkının, orada yaşayan halkların iradesine neden saygı duymuyorsunuz? Neden Suriye halklarının barış içinde yaşaması için bir politika geliştirmiyorsunuz?

Barış için fırsat var

Efrîn’den 300 bin insan başka kentlere sığındı. Şimdi o 300 bin insan yeniden yerlerinden edildi. İşte AKP'nin 'Kürt anasını görmesin' politikası. Bugün barış için her zamankinden daha fazla fırsat var. Suriye’nin barışı için de Türkiye’nin barışı için de koşullar vardır ama sizin niyetiniz barış değil. Siz barış diyerek savaşı kışkırtıyor, ülkedeki gerginliği tırmandırıyorsunuz. Kayyum atayarak halkın iradesini yok sayıyorsunuz; böyle bir barış olabilir mi? Barış deyip tecridi derinleştirmek, barış deyip halka darbe yapmak, barış değildir. Böyle bir barış yolu olamaz. 

Katliamların müsebbibi Türkiye'dir

Türkiye, Kürtler başta olmak üzere orada yaşayan halkların yaşayacağı her türlü katliamın müsebbibidir. Haberimiz yok diyemezsiniz. Bize, Suriye’deki Kürtler ayrı Türkiye’deki Kürtler ayrı, diyorlar. Öyle bir dünya yok. Suruç ile Kobanî aynıdır, sadece arada sınır vardır. Qamişlo ile Nusaybin aynıdır. Orada halkımızın katledilmesine göz yummayız." ANKARA

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.