Koşulların eşitlenmesi lazım

• Dünyadaki çözüm ve diyalog süreçlerinde de görüldüğü gibi muhatapların özgürlük koşullarının sağlanması gerektiğini belirten TJA üyesi Sebahat Tuncel, "Devlet, tek taraflı bu işi kendi tekelinde yürüterek, kendisi bütün olanaklara sahipken Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarında tutulması kabul edilemez. Dolayısıyla koşulların eşitlenmesi lazım” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ile yapılan görüşme ve kamuoyuna yansıyan mesajları, MA'dan Müjdat Can'a değerlendiren Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) üyesi Sebahat Tuncel, sıklıkla “Türkiye barışının, Ortadoğu barışının yolu İmralı’dan geçer” söylemini dile getirdiklerini hatırlatarak, devletin bir kez daha bu gerçeği fark ettiğini söyledi. Kürt Halk Önderi'nin hem Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümünde hem de Türkiye’nin demokratikleşmesinde başat rolünün görülmesi gerektiğini ifade eden Sebahat Tuncel, “Devlet Bahçeli’nin o açıdan çağrısı bence önemliydi. Henüz devletin pozitif adım attığını görmüyoruz. Devlet, barış talebini gerçekleştirmek için topluma güven verecek adım atmak durumundadır. Sayın Öcalan’ın çağrısı sadece iktidarın görevi değildir. Bu süreci 'iki devlet’in (Devlet Bahçeli-devlet) insafına bırakamayız. Barış ve çözüm isteyen herkesin yan yana gelmesi ve barış talebini toplumsallaştırması gerekir. Onurlu, eşit ve özgür yurttaşlık temelinde bir barışı inşa etmek mümkündür” dedi. 

CHP ve muhalefete büyük görev

Bu konuda CHP’ye ve diğer muhalefet partilerine de görevler düştüğünü ifade eden Sebahat Tuncel, “Mecliste çözülmesi konusunda bütün partilerin inisiyatif alması gerekir. Bütün partilerin içerisinde yer alacağı bir süreç ya da dönem başlarsa şimdiye kadar umut edilen barış da mümkün olabilir” şeklinde konuştu.

Silahların susması yetmez

Barışın sadece silahların susması meselesi olmadığını belirten Sebahat Tuncel, kalıcı barışın demokrasi ve özgürlüklerin güvence altına alınması; insanca yaşam koşullarının sağlanması; eğitimden sağlığa, ekonomiye onurlu bir yaşamın sağlanması; şiddetin ortadan kaldırılması, demokratik hukuk düzeninin inşa edilmesi; kadınların, doğanın, halkların, inançların özgürlüğünü sağlayacak demokratik bir ortamın yaratılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. 

Anayasal güvenceye alınmalı

Başlayacak sürecin anayasal güvence altına alınması gerektiğini kaydetti. Abdullah Öcalan’ın bundan kaynaklı Meclis’i işaret ettiğini de kaydeden Sebahat Tuncel, şunları söyledi: “Yine parlamento da gerekli yasaların çıkartılması gerekir. Şimdiye kadar Kürtlere karşı kullanılan TMK (Terörle Mücadele Kanunu) var. Bu var oldukça demokrasi ve özgürlüklerin güvencede olması söz konusu değildir. İktidar bu yasayla kısıtlama yetkisini eline alıyor, her türlü faaliyet ‘terörizm’ duvarına çarpıyor. Yeni bir süreç eğer olacaksa, iç barışımızı sağlayacaksak  bunun güvenceye alınması ve toplumsallaşması açısından bir sürece ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.”

Muhatapların özgürlük koşulları

Dünyadaki çözüm ve diyalog süreçlerinde de görüldüğü gibi muhatapların özgürlük koşullarının sağlanması gerektiğini belirten Tuncel, şöyle devam etti: "Devlet, tek taraflı bu işi kendi tekelinde yürüterek, kendisi bütün olanaklara sahipken Kürt sorununun çözümü konusunda muhataplığı tüm toplumsal kesimler tarafından kabul edilen Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarında tutulması kabul edilemez. Dolayısıyla koşulların eşitlenmesi lazım. Sayın Öcalan’ında sözünü söyleyebileceği, görüş, öneri, eleştirilerini alabileceği ortamın olması gerekir. Eşit koşulların yaratılması, sürecin geleceği açısından bence önemli ve iktidara bu konuda sorumluluk düşüyor.”