Kader belirleyici aciliyet

Abdullah Öcalan

Abdullah Öcalan

  • İmralı'da 5 Nisan 2015'te gerçekleşdikleri görüşmenin ardından 9 yıldır devam eden tecrit altındaki Kürt Halk Önderi ile görüştürülmeyen heyet, önceki gün İmralı'ya gitti. 
  • Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'dan oluşan heyet, ziyaretin ardından dün bir açıklama yaptı; Kürt Halk Önderi'nin düşün ve yaklaşımının genel çerçevesini paylaştı.
  • Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmenin kader belirleyici aciliyetine dikkat çeken Kürt Halk Önderi, sorunun çözümünün artık ertelenemez bir hal aldığını vurguladı.
  • "Pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" diyen Kürt Halk Önderi, şunu kaydetti: "Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir."

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 9 yıl sonra görüşen İmralı heyeti ile Kürt sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik hayati önemdeki değerlendirmelerini paylaştı. Kürt Halk Önderi, Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri  değerlendirerek, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sundu. Heyet, bunları gerek devlet gerekse siyasi çevrelerle paylaşacak. Kürt Halk Önderi, bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazır olduğunu söyledi. 

DEM Parti, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın, önceki gün İmralı'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile üç saate yakın yaptığı görüşmeye dair, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder
imzasıyla basına ve kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:

Çözüm önerilerini sundu

İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile 28 Aralık 2024'te kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisinin sağlığı iyi, morali oldukça yüksekti. Kürt sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmeler hayati önemdeydi.
Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur.
Düşünceleri ve yaklaşımının genel çerçevesi aşağıdaki gibidir:

Kardeşliği yeniden güçlendirmek

* Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.

Tüm siyasi çevreler ve Meclis

* Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.

Sorunun ciddiyetiyle doğru orantı

* Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.

Ehil ve kararlılığa sahip

* Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.

Gelecek yanıtlara göre adım

* Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.

Demokratik dönüşümün kılavuzu

* Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.

* Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.

DEM Parti Eşbaşkanı Bakırhan:  Cesaret ve feraset zamanı

DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan da heyetin açıklamasını, şu ifadelerle paylaştı: "İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan'ın çözüm ve barış odaklı değerlendirmeleri, tarihi bir sorumluluğa işaret ediyor: Türk-Kürt ilişkilerini demokratik bir zemine çekmek ve Türkiye’de onurlu barışı tesis etmek. Bu çağrı, yalnızca bir çözüm önerisi değil, aynı zamanda ortak bir geleceğin inşası için tarihi bir fırsattır. Bu süreçte başta tüm siyasi çevreler olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne büyük sorumluluk düştüğü açıktır. Gazze ve Suriye’deki gelişmeler, ertelemeye tahammülü olmayan bir çözüm ihtiyacını gözler önüne seriyor. Barış, demokrasi ve kardeşlik çağrısına hep birlikte yanıt verelim. Türkiye ve bölge için demokratik dönüşüm imkanın arifesindeyiz. Şimdi onurlu barış için cesaret ve feraset zamanı…"

Bahçeli'nin çağrısından sonra

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'deki Grup Toplantısı konuşmasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Meclis'e gelerek çağrı yapmasını dile getirdi. DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 43 aydır hiçbir haber alınamayan İmralı'ya 23 Ekim'de giderek, Kürt Halk Önderi ile iki saate yakın bir görüşme yaptı. 

Teorik ve pratik güce sahibim

Ömer Öcalan, ertesi gün paylaştığı kısa açıklamada, ziyaretinin aile görüşmesi kapsamında gerçekleştiğine işaret etti. Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi'nin, genel siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak kamuoyuna şu mesajın iletilmesini istediğini belirtti: "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim."

Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi'nin bu görüşmede tecridin devam ettiğini de söylediğini paylaştı. 

Bahçeli konuştu, adım atılmadı

Bu görüşmeden sonra hem tecrit devam etti hem de siyasi soykırım operasyonları, kayyum atamaları ve işgal saldırıları devam etti. Bahçeli, 26 Kasım'da da DEM Parti ile İmralı arasında derhal temas kurulmasını istedi. Aynı gün DEM Parti Eşbaşkanları da görüşmek için Türk Adalet Bakanlığına yazılı başvuruda bulundu.

Adalet Bakanlığı yanıt verdi

Türk Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hava şartlarına göre yarın (28 Aralık) ya da Pazar günü İmralı'ya gidecekler. DEM'lilerin görüşme talebine olumlu yanıt verdik. DEM heyetinde Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan olacak" dedi. Sırrı Süreyya Önder de hava şartları müsait olduğunda deniz yoluyla İmralı Adası'na gideceklerini söyledi. Görüşme, önceki gün gerçekleşti. 

İlk heyetin ardından katilam

Hatırlanacağı gibi; dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Aralık 2012'de İmralı’ya giderek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesiyle 2013 - 2015 arasındaki ilk 'diyalog süreci' başladı. Fidan’ın ziyaretinin ardından 3 Ocak’ta BDP Êlih Milletvekili Ayla Akat Ata ve Mêrdîn Milletvekili Ahmet Türk’ten oluşan heyet, İmralı'ya gitti. Bir hafta sonra 9 Ocak’ta PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, Paris’te MİT'in organizasyonuyla katledildi. 

Buldan ve Önder'li heyetler

İmralı’ya ikinci ziyaret, 23 Şubat’ta BDP’li milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan'dan oluşan heyet tarafından gerçekleştirildi. Önder ve Buldan’dan oluşan heyet, üçüncü kez 18 Mart’ta; Selahattin Demirtaş, Önder ve Buldan’dan oluşan heyet, dördüncü defa 3 Nisan’da İmralı’yı ziyaret etti. 2015'e kadar devam eden İmralı ziyaretlerine; Leyla Zana, İdris Baluken, Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık gibi isimler de eklendi.

Deklarasyon ve heyetler

Heyetin 18 Mart’taki ziyaretinin ardından Abdullah Öcalan’ın mektubu MİT tarafından BDP’ye iletildi ve 21 Mart 2013'te Amed'deki Newroz kutlamasında Buldan ve Önder tarafından okundu. Bunun üzerine 3 Nisan’da belirlenen Akil İnsanlar Heyeti, 4 Nisan’da dönemin Başbakanı Recep T. Erdoğan’la ilk toplantısını yaptı. 9 Nisan’da AKP'nin verdiği önerge ile Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildi. CHP ve MHP, 4 Nisan’da kurulacak komisyona üye vermeyeceklerini duyurdu. AKP ve BDP’li milletvekillerinin yer aldığı komisyon, 2 Aralık’ta 438 sayfalık bir rapor yayımladı.

'Çözüm süreci yasası'

Önder, 15 Nisan’daki İmralı ziyaretinin ardından Kuzey Kürdistan'daki gerillaların 25 Nisan’da sınır dışına çekilmeye başlayacağını söyledi; KCK de 8 Mayıs’tan itibaren çekilmenin başlayacağını duyurdu. BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, 5 Temmuz’da KCK ile görüştü. Hükümet adım atmayınca KCK, 9 Eylül’de çekilmeyi durduğunu açıkladı. Erdoğan, 30 Eylül’de “Demokratikleşme Paketini açıkladı. Kürt Halk Önderi'nin sürecin aktörleri için ısrar istediği düzenleme ise 10 Temmuz 2014'te “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Teklifi" olarak Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi.

'Çöktürme Planı' hazırlığı

Görüşmeler sürerken Türk tarafı, Suriye'de Kürtlere kendi askeri olması dayatmasında sonuç alamadığı ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi nüfuzunu genişlettiği için 'Çöktürme Planı' hazırlıkları da yaptı. DAİŞ, Şam'a doğru ilereleyeceği zaman devreye giren Türk tarafı, Kobanê'nın üzerine saldı. DAİŞ'in işgal saldırıları 7-8-9 Ekim 2014'te Kuzey Kürdistan genelinde ve Türk metropollerinde protesto edildi. 35 il ve 96 ilçedeki protestolarda 46 kişi yaşamını yitirdi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 19 Ekim’de Akil İnsanlar Heyeti ile görüşme gerçekleştirdi. Aynı gün HDP heyeti, KCK ile görüştü. "Çöktürme Planı", MGK toplantısında karar altına alındı.  

Dolmabahçe ve Erdoğan'ın bitirmesi

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ile Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken, 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldi. Tarihe "Dolmabahçe Mutabakatı" olarak geçen görüşmelerde 10 maddelik bir mutabakat paylaşıldı. HDP, Haziran 2015’teki genel seçimlere parti olarak girme kararı aldı ve Erdoğan'ın başkanlığını desteklemeyeceğini duyurdu. Erdoğan, 22 Mart’ta "Dolmabahçe Mutabakatı"nı sahiplenmedi. İmralı'ya 5 Nisan 2015'te giden heyet, bir daha götürülmedi.

HDP barajı aştı, iktidar düştü

HDP, 7 Haziran 2015’teki genel seçimlerde yüzde 13 oyla barajı geçip 80 vekil çıkardı. Yüzde 41’de kalan AKP, tek başına iktidar olamadı. Seçim sonuçlarını hazmademeyen Erdoğan, iptal ettirdi. "Çöktürme Planı"nın uygulanması talimatı verdi. Devlet, DAİŞ'e katilamlar yaptırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Temmuz’da da masayı devirdiğini resmileştirdi; 24 Temmuz'da da Kürtlere yeniden savaş ilan edip başlattı. HABER MERKEZİ

 

* * * 

Tekrar görüşme olacak

DEM Parti Wan Milletvekili Pervin Buldan, ortak açıklamadan sonra MA'ya konuştu. 

9 yılı aşkın süreden sonra Kürt Halk Önderi ile yüz yüze görüştüklerini hatırlatan Buldan, “Kendisini çok coşkulu ve heyecanlı gördüm. Çok moralli gördüm. Heyecanla görüşmenin başlamasını bekliyordu. İçeriye girer girmez hemen görüşmeye başladık. ‘Ben hemen konuya gireceğim’ dedi ve değerlendirmesini yapmaya başladı” dedi. 

Kürt Halk Önderi'nin zaten görüşme olacağından haberi olduğunu belirten Buldan, şöyle devam etti: “Bizim siyasi parti genel başkanları ile görüşme yapmamızı istedi. Bu sürece herkesin katkı sunmasını istiyor ve bekliyor. O yüzden bana ve Sırrı Süreyya Önder’e, ‘Yanımıza Ahmet Türk’ü de alabilirsiniz. Üçünüz bu konuda görüşmelerinizi en kısa zamanda gerçekleştirmelisiniz. MHP de dahil tüm siyasi partilerin genel başkanları ile görüşüp, benimle yaptığınız görüşmeyi, benim bu sürece yaklaşımımı ve beklentilerimi aktarabilirsiniz’ dedi. Biz yılbaşından sonra partilerin genel başkanlarından randevu alıp görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz.” 

Kürt Halk Önderi ile tekrar görüşeceklerini aktaran Pervin Buldan, “İkinci kez gideceğinize dair size bir garanti verildi mi?” sorusuna “Evet” yanıtını verdi. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.