Mücadele değil, müzakere
- DEM Parti Agirî Milletvekili Sırrı Sakık, Türk hükümetine Kürtler ile mücadele değil, müzakere etme çağrısında bulundu.
Sakık, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerine söz aldı. Türkiye'nin Rojava'ya düşmanlıktan vazgeçmesini isteyen Sakık, "Kendi Kürt'üyle barışmalı ve diğer Kürtlerle mücadele değil, müzakereyi sürdürmelidir" dedi.
Türkiye'nin dışındaki herkesin Rojava'daki güçlere ‘seküler bir hareket’ olarak baktığını, sadece Türkiye'nin ‘terörist’ ezberini tekrarladığını kaydeden Sakık, şunları söyledi: "Oysaki onlar kendi topraklarında yaşıyor. Hakan Fidan, ‘Çekip gitsinler’ diyor. Kardeşim, orası onların toprakları; onlar orada doğdu, orada büyüdü, kökleri orada, hayatları orada. Oradan gitmesi gereken tek bir birim varsa oradaki cihatçılardır, orayı işgale giden güçlerdir, siz gitmelisiniz; o halk orada yaşıyor, o topraklar o halkın toprakları.”
* * *
Barış istemeyen Türkiye'dir
Suriye’de sadece Türkiye’nin barışa şans vermediğini belirten, DEM Parti'li Mehmet Rüştü Tiryaki, “Kürt-Türk kardeşliği böyle nasıl sağlanacak” diye sordu.
DEM Parti Êlîh Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi kapsamında söz aldı. Tiryaki, Türk devletinin Kürt sorununu demokratik, barışçıl yol ve yöntemlerle çözmek yerine silah kullanmayı tercih ettiğini belirterek, bu kapsamdaki harcamalara işaret etti. Tiryaki, “Eğer bu savaş olmasaydı bütçe 14 trilyon TL değil de 34 trilyon TL olacaktı, belki kişi başına düşen milli gelir bugün 30 bin dolar olacaktı, dış borç 512 milyar dolar olmayacaktı. 40 yıllık politika, maalesef bambaşka sonuçlar doğurdu” dedi.
On binlerce gencin de yaşamını yitirdiğinin altını çizen Tiryaki, şimdi, ‘İç barışımızı temin edeceğiz’, ‘Kürt-Türk kardeşliği’ gibi sözler sarfedildiğini hatırlattı. 1 Ekim’den itibaren yaşanan gelişmelere işaret eden Tirkyaki, hiçbir somut adımın atılmadığını, adım atmak yerine kayyum atandığını hatırlattı. Tiryaki, Suriye’deki gelişmelere de dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Kürt kardeşlerinizin Suriye'deki bölgelerine tehditler savuracaksınız ve savurmaya devam ediyorsunuz. ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye dahil olmak üzere herkes orada bu çatışmasızlığa bir şans verilsin istiyor. Geleceğe dair bir çatışmasızlık umudu besleniyor ama bir devlet hariç. Bir tek siz barışa şans vermiyorsunuz. Siz ısrarla SMO'yu Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya sürmeye devam ediyorsunuz. Bakın, bütün dünya terör örgütü listesinin başında olan bir örgüte şans veriyor, liderine şans veriyor, çatışmasızlık için bir şans veriyor, gelecekte bir çatışma olmasın diyor ama siz ısrarla, Suriye'de çatışma yaratmak için her şeyi deniyorsunuz. Böyle kardeşlik olabilir mi? Yani Kürt-Türk kardeşliği böyle nasıl sağlanacak?”
* * *
Hangi iç barışı sağlayacaksınız?
Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye saldırılarına tepki gösteren DEM Parti'li Semra Çağlar Gökalp, “Sınırın öte tarafındaki Kürt'ü bombalarken, buradaki Kürt'ü birlikte yaşama nasıl ikna edebilirsiniz” diye sordu.
DEM Parti Bedlîs Milletvekili Semra Çağlar Gökalp ile Elîh Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerine konuştu. Semra Çağlar Gökalp, Suriye'de çetelere ve paramiliter güçlere gönül rahatlığıyla sırtını dayama cesareti gösterenlerin çözümden değil, kaostan beslendiğini söyledi. Semra Çağlar Gökalp, “Rojava'da bir kadının çetelere esir düşmesi yanı başımızdakinin sevinci oluyorsa; burada bir sorun var. Böylesi bir atmosferde bu ülkede hangi Kürt veya hangi Kürt kadını kendini güvende hissedebilir ki? Sınırın öte tarafındaki Kürt'ün kazanımlarını yok sayan politikalarla Türkiye'de hangi iç barışı sağlayacaksınız? Sınırın öte tarafındaki Kürt'ü bombalarken; buradaki Kürt'ü birlikte yaşamaya nasıl ikna edebilirsiniz? Bu ne kadar gerçekçi olabilir? Varın bunu siz düşünün. Kobanî'ye saldırmak için fırsat kollarken hangi Kürt'ü barış konusunda ikna edeceksiniz? Güveni tesis etmek güvenlikçi politikalarla olmaz; güven, Türkiye'nin demokratikleşmesi, başta Kürt halkı olmak üzere bütün halkların ve inançların farklılıklarının anayasal zeminde güvence altına alınmasıyla tesis edilir” dedi.
Türkiye halkına tehdit değil
‘Kardeşiz’ sözünün tek başına yetmediğini söyleyen Semra Çağlar Gökalp, şöyle devam etti: “Kardeşliğin anayasal güvence altına alınması gerekir. Bu da ancak yeni bir mutabakatla, eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasayla mümkün olur. Tek bir kimliği, dini ve mezhebi dayatan ve hak gören, farklı dilleri tek bir dilin eziciliğinde eriten bir anayasa, sorunları çözemez. Rojava, Türkiye halklarına tehdit değildir, aksine yaşadığımız çoklu krizler için çözüm perspektifi sunmaktadır. Bu perspektiften korkmayın. Cumhuriyetin 2. yüzyılında yeniden şekillenen Ortadoğu'da geçmiş hataları tekrar etmek, sadece Kürtlere değil, halkların hepsine kaybettirir.”
Savaş isteyen zihniyete karşı
Êlîh Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi ise Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile barış yerine savaşı, çözüm yerine şiddeti dayatan zihniyetin karşısında durmanın insanlık onurunu savunmak olduğunu söyledi. Zeynep Oduncu Kutevi, kürsüden İngilizce barış çağrısında bulunurken mikrofonu kapatılmazken, Kürtçe yapılan çağrı sırasında ise AKP Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından kapatıldı.