Neandertallerin nasıl yok olduğunun gizemi çözülüyor mu?
Doğan Barış ABBASOĞLU Haberleri —
- Modern insanların en yakın akrabası olan Neandertallerin soylarının nasıl tükendiği konusunda çok fazla bir bilgimiz yok. Ama Fransa’da bir mağarada ortaya çıkan kanıtlar Neandertallerin en azından bir kısmının nasıl yok olduğuna ilişkin bir perspektif sunabilir.
Dünya üzerindeki son Neandertal bundan yaklaşık 41 bin sene önce son nefesini verdi. 260 bin sene kadar yeryüzünde en yaygın insan türlerinden biri olan Neandertallerin bu noktaya nasıl geldiğini bilmesek de yok oluşları ile modern insanların Dünyaya yayılmalarının aynı döneme rastlaması önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor. Fransa’da bir mağarada yapılan incelemelerin ortaya çıkardığı sonuçlar insanlarla Neandertallerin karşılaşmaları sırasında neler yaşandığı sorusuna bazı cevaplar vermemizi sağlayacak nitelikte.
Genlerimizin yüzde 1-4’ü Neandertallerden
Modern insanlar ve Neandertaller yaklaşık 400 bin sene önce yaşamış olan ortak bir atadan geliyor. Ön Asya, Avrupa ve Sibirya’ya kadar olan coğrafyada hakim olan Neandertaller, en çok fosil kayıt bırakan insan türü konumunda.
Modern insanlar ise yaklaşık 300 bin sene önce Afrika’dan ortaya çıktı ve 170 bin yıl önce Dünyaya yayılmaya başladı. 43 bin sene kadar önce Avrupa’ya ulaşan modern insanlar Neandertaller ile burada çok yoğun olarak karşılaştı. Ve birkaç bin yıl içinde de Neandertallerin soyları tükendi.
Neandertallerin soylarının tükenmesi bugüne kadar aralarında Dünyanın manyetik alanının değişmesi, devasa volkanik patlamalar ve iklim değişikliği gibi nedenlerle açıklanmaya çalışıldı. Bir kısım bilim insanı ise Neandertallerin, modern insanlar tarafından ya soykırımla ya da taşıdıkları hastalıklar nedeniyle yok ettiklerini savundu. Kimi araştırmacılara göre ise Neandertaller, modern insanların içine karışarak kayboldu.
Melezleşme teorisinin genetik düzeyde kanıtları bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre günümüzde Afrika dışındaki ülkelerdeki insanların genlerinin yüzde 1 ila yüzde 4’ü Neandertallerden gelmektedir.
Grotte Mandrin’de yeni keşifler
Bilim insanları modern insanlarla Neandertaller karşılaştıkları zaman neler yaşanmış olabileceğine dair en önemli kanıtları geçtiğimiz günlerde Fransa'nın güneydoğusunda, Akdeniz'i kuzey Avrupa'ya bağlayan Rhone nehri vadisine bakan bir dizi mağarada buldu.
Grotte Mandrin olarak bilinen mağaralarda 1990 yılından bu yana arkeolojik kazılar sürüyor.
Mağara tabanındaki tortu katmanlarında kalan taş aletler ve diğer eserlerden, Neandertallerin bu barınağı yaklaşık 80 bin yıl önce kullanmaya başladıkları ve yok oldukları zamana kadar periyodik olarak ziyaret etmeye devam ettikleri anlaşılıyor.
Modern insanlar ile Neandertaller aynı mağarayı paylaştı
Kazılar sürdükçe ortaya oldukça şaşırtıcı veriler çıkmaya başladı. 1990'larda, 52 bin ila 57 bin yıl öncesine tarihlenen mağara tabanındaki bir tortu tabakasında ok ucuna benzeyen bin 500 küçük, üçgen taş ortaya çıkarıldı. Bu ok ucuna benzeyen taşlar Neandertallerin kullandığı eşyalar benzemiyordu. Bunun üzerine bilim insanları bu ok uçlarına benzer kalıntıları peşine düştü ve Grotte Mandrin’de bulunan 3 bin kilometre uzaklıktaki Lübnan'daki Ksar Akil adlı bir bölgede modern insanlar tarafından kabaca aynı zaman diliminde bırakılan eserlerle neredeyse aynı olduğunu buldu. Bu keşfin ardından 2018 yılında, aynı tabakalarda Neandertal yerleşimine dair kanıtların arasına sıkışmış bir Homo sapiens çocuğuna ait bir diş bulundu.
Bundan hareket eden uzmanlar modern insanların Güney Fransa’ya geliş tarihini 10 bin yıl öne çekerek M.Ö 52 bin olarak güncelledi.
Mağaralarda araştırmalarını derinleştiren bilim insanları içeride yakılan ateşin duvarlarda bıraktığı izleri modern tekniklerle inceleyerek modern insanlar ve Neandertallerin aynı dönemde bölgede yaşadığını tespit etti. Hatta insanlarla Neandertallarin mağara ziyaretlerinin arasında bir dönemde bir yıl olduğu görüldü.
Grotte Mandrin, modern insanlar ve Neandertallerin aynı yaşam alanlarını uzun süreler paylaştıklarını gösteren ilk kanıt.
Neandertaller izole gruplarda yaşıyordu
Bölgede ortaya çıkan bir diğer bulgu ise mağaranın hemen girişinde bulunan ve 42 bin ila 45 yıl öncesine tarihlenen Neandertal kemikleri. Mağaranın önündeki ölü yaprakların altında tesadüfen bulunan dişlerden hareket eden araştırmacılar yaptıkları kazılarda 31 dişin yanı sıra aynı Neandertale ait kafatası, el ve diğer kemik parçalarını buldu. Bu kemikler Dünya üzerindeki son Neandertallerden birine aitti ancak yapılan DNA incelemesi bölgedeki diğer Neandertallerden farklı bir genoma işaret ediyordu. Söz konusu kemiklerde bulunan DNA, yaklaşık 105 bin yıl önceki Neandertallerle daha çok benzerlik gösteriyordu.
Araştırmacılara göre “Thorin” adı verilen Neandertal, aşırı izole edilmiş bir sosyal grup içerisinde yaşamıştı. Bölgede birçok kalıntı üzerinde yapılan DNA incelemelerinde başka izole bir topluluğa ait bir birey daha bulundu. Buradaki bulgular Neandertallerin sosyal yapısına ilişkin Sibirya’da yapılan bir araştırmayla örtüşüyordu.
Sibirya’da izolasyonu destekleyen araştırma
Sibirya'daki Altay dağlarındaki iki bölgede 44 bin ila 59 bin yıl önce yaşamış 13 Neandertalin genomlarını analiz eden başka bir grup, popülasyon içerisindeki akrabalık düzeylerini inceledi. Yapılan araştırmalarda yüksek düzeyde akraba evlilikleri tespit edildi ve Neandertallerin muhtemelen bir seferde yaklaşık 20 bireyden oluşan küçük gruplar halinde yaşadıkları, çoğaldıkları ve yabancılarla çok az etkileşime girdikleri görüldü.
Genetik çeşitlilik eksikliği yok olmalarına sebep olmuş olabilir
Grotte Mandrin ve çevresindeki popülasyonlar için de muhtemelen aynı durum geçerliydi. Bölgedeki kazıları sürdüren ekibin başındaki Ludovic Slirnak, modern insanların yayılmasının kısa da olsa Neandertal popülasyonları üzerinde istikrarı bozucu bir etkisi olduğunı düşündüklerini belirtiyor. Slirnak’a göre Grotte Mandrin'deki Neandertaller başlangıçta bölgelerini ve malzeme kaynaklarını modern insanlarla paylaştı, ancak daha sonra durdu.
Avrupa'daki Neandertal grupları arasında karşılıklı alışverişin olmaması, türün hayatta kalması açısından önemli sonuçlar doğurdu. Bu topluluklardaki genetik çeşitliliğin azlığının hayatta kalma açısından ciddi sorunlar yaratmış olabileceği öngörülüyor. Bu izolasyon aynı zamanda Neandertallerin fikir paylaşımından faydalanamadığı anlamına da geliyordu. Grotte Mandrin'de bu sosyal izolasyonun etkisi, bölgeden çıkarılan kalıntılarda da görülüyor. Thorin'in soyuna ait tortu tabakasından çıkarılan birkaç taş silah, aynı döneme ait diğer Neandertal yerleşimlerinde bulunan eserlerden oldukça farklı. Buna karşı insan grupları çok uzak bölgelerde edindiklerini bilgileri taşıyarak yeni gruplara aktarma becerisine sahipti.
İnsanlar Neandertal topluluklarına giremedi
Geç dönem Neandertal gruplarının derin izolasyonuna rağmen, bazen modern insanlarla melezleştikleri de görülüyor. Ancak ilginç olan, Neandertal DNA'sı modern insana ait genomlarda görülmesine rağmen şimdiye kadar dizilimi yapılan geç dönem Neandertallerin hiçbirinde modern insan DNA'sına dair bir işaret bulunmadı.
Almanya'nın Leipzig kentindeki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden Mateja Hajdinjak, “Bu grupların Avrupa'da binlerce yıl boyunca örtüştüğünü biliyoruz, ancak Neandertallerden modern insanlara doğru büyük ölçüde tek yönlü bir gen akışı olduğunu görüyoruz, tersi değil” diyor.
Bu tek taraflı genetik alışverişin pek çok olası açıklaması var. Nispeten az sayıda Neandertal genomu dizilendiği için bu durum basitçe veri azlığından kaynaklanıyor olabilir. Alternatif olarak, Neandertal DNA'sı modern insanların hayatta kalması için diğer yönden daha önemli olabilir - örneğin, bağışıklık sistemi işlevini desteklemek - bu nedenle doğal seçilim yoluyla sonraki nesillerde korunmuştur.
Sadece Neandertal kadınları insan topluluklarıyla karıştı
Mateia Hajdinjak, “sosyal uygulamalar, melezleme yoluyla doğan bebeklerin modern insan gruplarında tutulmasına, ancak Neandertal gruplarında tutulmamasına neden olmuş olabilir” diyor. Slimak ise Neandertal kadınlarının modern insan gruplarına katıldığından, ancak bunun tersinin gerçekleşmediğinden şüpheleniyor.
Yeni veriler önümüzdeki bazı perspektifleri güçlendirip bazılarını zayıflatsa da emin olduğumuz tek bir şey var o da Neandertallerin hikayesi düşündüğümüzden muhtemelen çok daha karışık. Grotte Mandrin’de çalışan bilim insanları artık Neandertallerin çok büyük bir doğal felaket ya da salgın yüzünden yok olmadığı konusunda neredeyse emin. Ama hikayenin parçalarının tamamlanması için daha çok veriye ihtiyaç var.