O gün gelince siyahları yakacağım
Kadın Haberleri —
- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı Beyrut’ta görme şansı yakalayan ve 15 Şubat komplosundan bu yana kız kardeşiyle siyah kıyafetler giyen Esme Samî, “Bizi Öcalan’ın fikirlerinden koparmaya çalıştılar ancak her gün daha fazla fikirlerine tutunduk. O özgür olana kadar mücadeleden geri adım atmayacağız" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 1979 yılında Kobanê’ye geçişiyle başlayan süreç, Kuzey-Doğu Suriye’de kadın öncülüğünde gerçekleşen devrimin temellerini atarak, Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Mücadelenin başlangıç safhasına tanıklık eden ve eğitim çalışmalarına katılanlardan biri de Esme Samî. Cizre Kantonu’nda yaşayan ve Yâde Esme olarak bilinen Esme Samî, 15 Şubat Komplosu’ndan bu yana kız kardeşiyle birlikte siyah kıyafet giyiyor. Komploya tepkisini bu şekilde gösteren Yâde Esme’nin duruşu, 25 yıldır kadınların Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için verdikleri mücadelenin simgesidir.
Baas rejimi tutukladı yine de vazgeçmedi
63 yaşındaki Yâde Esme, 1961 yılında Şirnex’in Hezex (İdil) ilçesine bağlı Tirseqan köyünde dünyaya geldi. Henüz 10 yaşındayken ailesiyle birlikte Rojava’ya göç etti ve 1985 yılında 24 yaşında, Kürdistan Özgürlük Hareketi ile tanıştı. Bunun üzerine mücadelede yer almaya başladı ancak bu süreçte BAAS rejiminin baskı, işkence ve gözaltı saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Siyasi faaliyetleri nedeniyle bir dönem Halep Cezaevi’nde tutuklu kaldı ama baskılara rağmen mücadeleden geri adım atmadı.
Tarih 15 Şubat 1999’u gösterdiğinde Öcalan’a yönelik uluslararası komplo gerçekleşmiş ve Öcalan, Türkiye’de rehin alınmıştı. O zamanlar Qamişlo’da yaşayan Yâde Esme’nin evi rejimin askerleri tarafından basıldı. Şam’a götürülen Yâde Esme, burada 15 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
Beyrut’ta asrın buluşması
Ailesiyle geçimlerini mevsimlik tarım işçiliği yaparak sağlayan Yâde Esme’nin 8 çocuğu var. Kazandığı paraları mücadele için harcıyor ve “Tek bir açlığımız vardı; özgürlük” diyor.
Abdullah Öcalan’ı Beyrut’ta görme şansı yakalayan Yâde Esme, o günleri şöyle anlatıyor: “Birçok anneyle 1991’de büyük bir heyecanla yönümüzü Lübnan’ın başkenti Beyrut’a çevirdik. Burada Sayın Öcalan’ı görecektik. Bazı kadınlar evinden kaçarak bizimle geldi. Hepimiz büyük bir heyecanla bekledik. Sayın Öcalan askeri kıyafetleriyle yanımıza geldi.”
O an rüya gibiydi
MA’dan Ceylan Şahinli’ye konuşan ve günleri, “O an hepimiz için rüya gibiydi. Hiçbirimiz Sayın Öcalan’ı gözümüzle görebileceğimize inanmıyorduk” sözleriyle anlatan Yâde Esme, Beyrut’ta aynı zamanda PKK kurucularından Sakine Cansız’ı (Sara) da gördüğünü söylüyor.
Sara’yı gördüm, sarıldım
PKK’nin kadınlar için ayrıca yeni bir dönem başlattığını söyleyen Yâde Esme, “Sakine Cansız, zindandan yeni çıkmıştı ve onu da görme şansım oldu. Gidip ona sarıldım. O’nun gibi öncü kadınlar sayesinde binlerce yıldır eve hapsedilen, toplum içerisine dahi çıkamayan kadınlar, bugün savaşçı, siyasetçi olabiliyor. Okuyamayan, eğitim görmeyen kadınlar, bugün 70 yaşında bile sırtlarında silahlarıyla askeri mücadele veriyor” diyor.
Öcalan herkesin önderi
Yâde Esme, Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla yeni bir sürecin başladığına işaret ederek, siyah giymeye nasıl karar verdiğini anlatıyor:
“Sayın Öcalan’ın esir düştüğünü ilk öğrendiğimizde büyük bir öfkeye kapıldık. Ben de kardeşim de o zaman söz verdik; ‘O, özgür olana kadar mücadeleden asla geri adım atmayacağız’ diye. O günden beri de siyah giyiniyorum. İlk zamanlar bu eylememiz pasif görüldüğü için ayıplanıyordu ancak vazgeçmedik. Sayın Öcalan, ‘Kadın çalışmalarının eksik kaldığını’ söyledi. Ama biz kadınlar, çalışmalarını bırakmadık. O, özgür olana kadar da sürdüreceğiz. O’nu Şeyh Said’in idam edildiği gün yargıladılar. Bizi O’nun fikirlerinden koparmaya çalıştılar. Ancak her gün biraz daha kuvvetli bir şekilde fikirlerine tutunduk. Bugün Kuzey-Doğu Suriye’de sadece Kürtler değil, Araplar, Süryaniler, Türkmenler de O’na ‘önderim’ diyor.” RIHA