Öcalan hep kudretlidir

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi'nden 43 ay sonra ilk mesaj: Teorik ve pratik güce sahibim

  • 43 aydır hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önceki gün aile ziyareti kapsamında DEM Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile görüştü.
  • Kürt Halk Önderi, şu mesajı verdi: "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim."

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 43 ay sonra yapılan görüşmede, "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" mesajı verdi. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında rehin tutulan Abdullah Öcalan, 43 ay sonra yeğeni olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile görüştü. Ömer Öcalan, konuya dair sanal medya hesabı üzerinden iki paylaşımda bulundu. Öcalan, ilk paylaşımında, "Sayın Abdullah Öcalan ile en son yüz yüze yapılan görüşme 3 Mart 2020 tarihiydi. Biz aile olarak yıllar sonra 23 Ekim 2024 günü Sayın Öcalan ile görüşme gerçekleştirdik. Bir yasal hak olan rutin aile görüşünün, koşullar ne olursa olsun devam etmesini istiyoruz" dedi.

İletmesini istediği mesaj

Ömer Öcalan, ikinci paylaşımında şunları belirtti: "23 Ekim tarihinde İmralı Ada Hapishanesi’de Sayın Öcalan ile görüşme gerçekleştirdim. Bu ziyaret aile görüşmesi kapsamında gerçekleşti. Sayın Öcalan görüşmede genel siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak kamuoyuna şu mesajın iletilmesini istedi: 'Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.' Sağlığı iyiydi ve herkese çok selamı vardı."

Bir haftada çözerim demişti

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, İmralı’da halkların direnişi sayesinde 2019’da da bir gedik açıldığını ve kendisinin İmralı'ya gittiğini belirterek, "Bizler bu görüşmelerde Sayın Öcalan'ın demokratik pozisyonunu koruduğunu, gelecek için kendine güvendiğini, toplumsal barışın inşası için büyük bir heyecan içinde olduğunu gördük. O zaman bu tarihi tespitler ve uyarlarılardı bulunduk. Sayın Öcalan'ın son görüşmedeki sarf ettiği 'Kürtlere yer açmaya çalışıyorum, gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım, diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım, ancak devlet de devlet aklının gereğini yapmalıdır" sözlerini hatırlattı. 

Sürekliliği sağlanmalı

Asrın Hukuk Bürosu da Kürt Halk Önderi'nin DEM Part Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile yaptığı görüşmeye dair açıklama yaptı. Sanal medya platformu X’ten yapılan paylaşımda, Abdullah Öcalan’ın aile ve avukat görüşünün yasaya uygun düzenli bir şekilde sağlanması gerektiği vurgulandı. Açıklamada şunlar belirtildi: "Müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan ile yeğeni Sayın Ömer Öcalan, aile ziyareti kapsamında dün bir görüşme gerçekleştirmiştir. Son aile görüşü (3 Mart 2020) üzerinden 4 buçuk yıl geçtikten sonra gerçekleşen bu ziyaret, öncekiler gibi tek ve sınırlı tutulmamalı, sürekliliği sağlanmalıdır. Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş’ın avukat ve aile ziyaretlerinin düzenli bir şekilde gerçekleştirmesinin sağlanması; anayasa, yasa ve uluslararası sözleşmelerin gereğidir.

Yine süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahip olan Sayın Öcalan ile düzenli görüşmelerin yapılması, Türkiye’deki ve Bölgedeki siyasal ve toplumsal sorunların diyalog, barış ve demokratik uzlaşı temelinde çözümünün önünü açacaktır.

Bu kapsamda İmralı’da sistematik olarak sürdürülen hak ihlallerine son verilmesi, aile ve 7 Ağustos 2019'dan bu yana izin verilmeyen avukat görüş hakkının yasaya uygun bir biçimde sağlanması gerekliliğini tekraren ifade ediyoruz.”

Gizli ve hukuk dışı

Asrın Hukuk Bürosu, 43 aydır aile görüşleriyle hiçbir ilgisi olmayan konularda, tamamen dayanaksız, keyfi ve avukatlardan gizlenerek gerçekleşen disiplin yargılamasına dikkat çekiyor. Avukatları engelleyen infaz hakimliği kararlarının da gizli, keyfi ve hukuk dışı yürütüldüğünü belirten Asrın Hukuk Bürosu, İmralı Cezaevi’nin son 8 yılı aralıksız kurulan bu sistematik ve keyfi disiplin cezaları ile avukat yasaklamalarıyla örüldüğünü vurguluyor.

Tüm hakları gasp ediliyor

Asrın Hukuk Bürosu, İmralı’da bütün hakların sistematik bir şekilde ihlal edildiği, aile ve avukatların hiçbir şekilde görüştürülmedikleri, kendilerine gönderilen çok sayıda mektuba tek bir cevabın geri gelmediği, telefon iletişiminin sağlanamadığı, sağlık ve koşulları hakkında hiçbir bilginin olmadığı, dış dünya ile tüm bağlarının kesildiği işkence koşullarına işaret ediyor. Asrın Hukuk Bürosu'nun verdiği bilgiler şöyle:

* Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011'den bu yana, 2019'daki (2 Mayıs 2019, 22 Mayıs 2019, 12 Haziran 2019, 18 Haziran 2019 ve en son 7 Ağustos 2019) 5 avukat görüşü dışında 14 yıldır tek bir avukat görüşü gerçekleştirilemedi. 6 Ekim 2014'ten bu yana 5 aile görüşü (11 Eylül 2016, 12 Ocak 2019, 5 Haziran 2019, 12 Ağustos 2019 ve en son 3 Mart 2020) dışında bütün aile görüşmeleri engellendi.

* Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar ile İmralı’ya götürüldükleri 9 yılı aşkın süre boyunca tek bir avukat görüşü gerçekleştirilemedi. Aktaş ve Konar, 2015’ten bu yana aileleri ile yalnızca üç defa; Yıldırım yalnızca iki defa görüşebildi. Diğer bütün görüşme talepleri reddedildi.

* 27 Nisan 2020 ve 25 Mart 2021'de yapılan telefon görüşmeleri dışında başka telefon görüşmesi yapılamadı.

* İmralı’ya avukatları tarafından düzenli olarak gönderilen mektuplara ise son 43 aydır tek bir yazılı cevap gelmedi.

* Abdullah Öcalan'ın 25 Mart 2021'de kardeşi Mehmet Öcalan ile 4-5 dakika sürüp kesilen telefondan bu yana da kendilerinden hiçbir şekilde haber alınamıyordu.

İnsanlık dışı işkence biçimi

Asrın Hukuk Bürosu'na göre; İmralı’da 43 aydır haber alamama hali tecridin katmerleşmiş hali olarak insanlık dışı bir işkence biçimidir. İmralı’yı hukuksal bir karadeliğe dönüştürmek tecrit siyasetini, tecrit uygulamasına dair idari ve politik kararı görünmez kılmaya yetmiyor. İmralı’daki ağırlaştırılmış ve olağanüstü rejimin taşınamadığı, sürdürülemediği ve izah edilemediği ortadadır. Büro, Adalet Bakanlığı ve İmralı yargı çevresini, mevcut hukuk düzeninin dışında yürütülen mutlak iletişimsizlik koşullarına, özgürlüğü gasp eden kararlara son vermeye, Türkiye Meclisi Başkanlığı, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerini ve milletvekillerini, kamuoyunu demokratik bir hukuk düzeni ile barışçıl bir gelecek için duyarlılığa ve söz konusu uygulamalara dur demeye çağırmıştı. BURSA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.