Paspas değil, işçiyiz

Kadın Haberleri —

Ev işçileri eylem

Ev işçileri eylem

  • Zeynep Ayvalıtaş, ev işçisi. Yıllardır sigortası yatırılmıyor. Kimi zaman patlayan duşa kabin camlarının isabet ettiği kanlı kolunu sararak, kimi zaman ise yanan ütünün dumanına maruz kalarak çalışmaya devam etti. Ev işçileri için devletin "Ev İşçilerine İnsana Yakışır İş Sözleşmesi"ni imzalaması istiyor.
  • Öncelikle ‘işçi’ olarak tanımlanmaları gerektiğini söyleyen Ayvalıtaş, “Aşçı mısın, temizlikçi misin, ütücü müsün, çocuk bakıcısı mısın, belirsiz. Örneğin; işçim değil de ‘kadın’ geldi deniliyor. Bir paspas ya da elektrik makinesi gibi muamele görüyorsun. Oysa sen işverensin ben işçiyim” dedi.

Ev işçisi kadınlar, temizliğe gittikleri evlerde pencere ve balkondan düşmek gibi birçok riskle karşı karşıya. Buna rağmen sosyal güvenceden yoksun çalışmak zorundalar. Bu duruma karşı Türkiye'nin Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 189 sayılı "Ev İşçilerine İnsana Yakışır İş Sözleşmesi"nin imzalanmasını istiyor. Örgütlendikleri İmece Ev İşçileri Sendikası ise ev işi tanımının yapılmasını, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının sağlanmasını, ücretlerinin iyileştirilmesini ve sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesini talep ediyor.

İmece Ev İşçileri Sendikası üyesi Zeynep Ayvalıtaş, eşinin işsiz olduğu bir dönemde, komşusunun önerisiyle ev işçiliğine adım attı. "Eşim eve para getirdiğimi gördü ve ondan sonra yatmaya devam etti” diyen Ayvalıtaş, bu işe devam etmek zorunda kaldı.

Sigortasız çalıştırdılar, iftira attılar

MA’ya yaşadığı sorunları anlatan Ayvalıtaş, “Bir tanıdık 'Gündelik yerine aylık çalışırsan sigortan da olur' diyerek, beni bir ailenin yanına yerleştirdi. Orada 4 sene çalıştım, aynı maaşı verdi, artırmadı. Maaşımı arttırın dediğimde, 'Sen bizim paramızı çaldın' diyerek iftira attılar. Ben de 'Öyle bir şey yok, çağırın polisi gelsin ne kadar paranız çalınmış ne yapmışım? Öyle bir şey yapmışsam neden dört yıldır niye barındırdınız?' dedim ve işi bıraktım. Eve gelince kalp spazmı geçirdim. Hastaneye gittiğimde ise meğerse sigortamı hiç başlatmamışlar. Ben de 'Sigortam yatıyor' diyordum. Halbuki dört yıl sigortasız çalışmışım" dedi.

 

Zeynep Ayvalıtaş

 

İnsan değil, süpürge gibi görüyorlar

Ev işçiliğinin güvenli bir meslek olmadığını ifade eden Ayvalıtaş şöyle devam etti: “Ev işçileri camdan düşüyor. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımız camdan düşüp öldü. Örneğin; ben bir evde çalışırken, duşa kabin patladı ve kolum parça parça oldu. Kanlı kolumu sararak temizliği yapıp evime gittim. Başka bir evde ise ütü yapıyordum, iki gömlek ütüledim. Üçüncüsünü yaparken ütü yandı ve evin içi dumandan simsiyah oldu. Ne yapacağımı şaşırdım. Zorla fişi çektim. Beni temizliğine çağıran kadın kılını kıpırdatmadı. 'Fişi çekeyim ya da sigortayı kapatayım' demiyor. Üstüne 'Ne yaptın sen' diyor. İsteyerek olmadı, orada ben ölebilirdim ya da ütü patlayabilirdi. Devlet tarafından sigorta yok, iş tanımı yok, işsiz kalsan hiçbir güvencen yok. Yani seni işçi olarak görmedikleri için bir değerin yok. Sadece onların pisliğini temizleyen bir yaratık, bir süpürge gibisin. İnsan değilsin.”

Kimsenin ‘kadını’ değiliz, işçiyiz

Kendilerinin ‘işçi’ olarak tanımlanmasını ve sigortalarının devlet tarafından yatırılmasını isteyen Ayvalıtaş, taleplerini sıraladı: “Bir iş tanımımız olsun, hiçbir iş tanımımız yok. Aşçı mısın, temizlikçi misin, ütücü müsün, çocuk bakıcısı mısın, belirsiz. Ya da hayvan bakıcısı mısın? Evlerinde hayvan da var, 'Ona da bakacaksın' diyor. Bir paspas ya da elektrik makinesi gibi muamele görüyorsun. Örneğin; işçim değil de ‘kadın’ geldi deniliyor. Oysa sen işverensin ben işçiyim."

Emeklerimiz görünmeli

İmece Ev İşçileri Sendikası'nın taleplerinin kabul edilmesi için kurduklarını ancak sendikalaşan kadın sayısının yetersiz olduğunu dile getiren Ayvalıtaş, “Eşin nasıl bir iş yaparken sana sormuyorsa sende ona sormak zorunda değilsin. Kendi haklarını, kendi geleceğini kendin düşünmelisin. Benim eşim benim haklarımı hiçbir zaman düşünmedi ki. Çekti gitti, iki çocukla kaldım. Hiçbir zaman savunmadı, savunmayacak. O yüzden kadınların yalnız olmadığını onlara hissettirmek için sendikamızı kurduk. Çalışmalarımız çok güzel gidiyor. Bu taleplerimizi Meclis'te de dile getirmeye çalışıyoruz. Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay geçen sene çok dile getirdi. Ama Türkiye'de erkek egemen sistem sürdüğü için ev işçisi kadınları işçi olarak tanımak istemiyorlar. Yine ILO 189 sayılı kanun 36 ülke tarafından imzalandı, ama bizim ülkede imzalanmıyor. Biz sadece başkalarının evinde çalışırken değil, kendi evinde de çalışırken görünmeyen emekleri için çaba harcıyoruz” şeklinde konuştu. İSTANBUL

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.