Pîran’ın ilk kadın gerillası: Roşna

Dosya Haberleri —

Roşna Egîd

Roşna Egîd

  • Roşna Egîd (Zülfiye Binbir) henüz çocuk yaşta köyüne gelen kadın gerillalardan etkilenerek yönünü dağlara verir ve 33 yıl boyunca kesintisiz mücadele eder. Amed’in Pîran ilçesinden gerillaya katılan ilk kadın olan Roşna gittiği her yerde, dokunduğu herkeste büyük izler bıraktı.

ERDOĞAN ZAMUR

Türk devletinin hava saldırısı sonucu 2 Eylül 2023’te Rojava'da şehit düşen Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) savaşçısı Roşna Egîd’i (Zülfiye Binbir) kardeşi ve yoldaşları anlattı.

Zülfiye, 1975 yılında Amed’in Pîran ilçesine bağlı Kufarbe (Baltacı) köyünde doğar, ailenin ikinci çocuğudur. Şex Said direnişine ilişkin anlatımlarla büyüyen Roşna, 1988 yılında o dönem köylerine gelen bir grup gerilla arasındaki kadınlardan çok etkilenir. Çok geçmeden 1990 yılında yönünü dağlara çevirir.

Zülfiye, cesaretiyle tanınan Xece Ana’nın kızı olarak tanınır. Şifacı olduğu kadar toplum içerisindeki ağırlığıyla da dikkat çeken Xece Ana, 98’de ‘Murat Operasyonu’ olarak tarihe geçen süreçte kızının da aralarında olduğu bir grup gerillanın zor durumda olduğu haberini alır. Atına biner ve yardıma gider. Bulundukları alana yakın bir köyde ev ayarlar. Roşna ve arkadaşları operasyon bitene kadar burada kalır. Xece Ana, hayatı yettiğince tüm gerillaları kendi kızı gibi sahiplenir. 

 

Zülfü Binbir

 

Zülfiye isminin hikayesi

Zülfiye’den sonra dünyaya gelen kardeşi Zülfü, 2023’ten beri Lozan Kürt Toplum Merkezi eşbaşkanlığını yürütüyor. Zülfü Binbir, ablası Zülfiye’nin gerillaya katılmasından sonra gözaltına alınıp çocuk yaşta işkence görür. Baskılar nedeniyle aile Pîran merkeze taşınır. Burada da baskılar durmayınca 1996’da İstanbul’a yerleşir. Zülfü siyasal faaliyetleri nedeniyle 2012 yılında tutuklanır, 2019 yılında tahliye olur, 2021 yılında sürgüne çıkmak zorunda kalır.

 

 

 

15-16’sında gerillaya katıldı

Zülfü Binbir ablasını anlatırken çocukluk günlerine dair şunları dile getiriyor: “Benimle ablamın arasında 2 yaş fark vardı. İlkokulu bitirdikten sonra ikimiz de okula gitmedik. Sırayla hayvanları otlatmaya götürürdük. Babam çok gelmezdi. Biz ne öğrendiysek annemizden öğrendik. Annem ölene kadar ne mücadelede vazgeçti ne de boyun eğdi. Ablam, annemin bu özelliğini almış. Daha 15-16 yaşında iken gerillaya katıldı. 33 yıl boyunca bütün zorluklara karşı mücadele etmekte asla vazgeçmedi.”

 

 

Pîran’dan katılan ilk gerillaydı

Ablasının nasıl gerillaya katıldığını ise şöyle anlatıyor: “Biz gerillaların nerede olduğunu biliyorduk ve hayvanları genelde onların bulunduğu yere yakın yerlere götürüyorduk. 1990 yılının son aylarında yine bir gün birlikte hayvanları otlatırken ablam bana 'Sen hayvanları götür, ben sonra gelecem' dedi. Ben eve gittiğimde annem ablamı sordu, ben de gerillaların yanında olduğunu sonra geleceğini söyledim. Annem, ablamın artık gelmeyeceğimi, gerillalarla gideceğini söyledi. Annem hemen anlamıştı. Bizim ailemiz bölgede yurtsever olarak biliniyordu. O zaman alana Şehit Remzi bakıyordu. Annemle de araları çok iyiydi. Bir kaç ay sonra Şehit Remzi ile ablam ve gerillalar bize geldi. Annem ablama 'Kendin mi gittin yoksa biri zorla mı götürdü' diye sordu. Ablam kendi isteğiyle gittiğini söyledi. Ailede kimse onun kararını sorgulamadı. Ablam gerillaya katıldı ama uzun bir süre Amed’de kaldı. Bir yıl içinde takım komutanı oldu. Önderlik sahasına gidene kadar Amed’de gerillacılık yapan Roşna, Pîran bölgesinde gerillaya katılan ilk kadın olmanın gururunu da taşıdı.” 

 

Önderlik ve Şehit Remzi’nin etkisi

Roşna gerilla hayatına adımını attığı Amed’de ilk eğitimini Şehit Remzi’den alır. Roşna’nın alanı çok iyi bilmesi kısa sürede sorumlu düzeyde görev almasını sağlar. İlk eğitim aldığı Şehit Remzi ve Şehit Reyhan’ın şehadetleri Roşna’nın düşmana olan öfkesini daha da biler. Şehit Remzi’den dağ koşullarında nelere dikkat etmesi gerektiğini öğrenir. Yıllar sonra kardeşine şunu söyler: “Ben eğer uzun yıllardır bu mücadelenin içindeysem bu Önderlikten aldığım eğitim ve Şehit Remzi’den dağ yaşamına dair aldığım eğitim sayesindedir.”

 

Roşna’nın kesik parmağı

Roşna, 1998 yılında Önderlik sahasına gider ve burada eğitim alır. Eğitimlerde kendini yetkinleştirir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 9 Ekim uluslararası komplosu ile Suriye’den çıkmak zorunda kalınca Roşna, Medya Savunma Alanları’na geçer. 2002 yılına kadar Medya Savunma Alanları’nda kalır, sonra Botan’a geçer. Uzun bir süre burada mücadele yürüten Roşna, 2007’de Garzan Eyaleti’ne geçer. Ablasıyla, Şehit Cuma alanında görüşen Zülfü Binbir, “Ablamla görüşmeye gitmiştim. Bir parmağının kesik olduğunu görünce merak edip sordum. Düşmanla yaşanan bir çatışmada Roşna, kanas ile operasyonu yönetenleri hedef alıyor. Düşman bunu fark ediyor ve keskin nişancılar onu hedefliyor. Bir anlık boşluktan faydalanan düşman onu etkisiz hale getirmek için saldırıyor. Kurşun şarjörünü delip parmağının kopmasına neden oluyor. Bunları bana gülerek anlattı” diyor.

 

2012 yılında Rojava’ya geçer

Roşna, Garzan’da kaldığı süre içinde hastalanır. Hastalığı ilerlemesine rağmen görevini bırakmak istemez. En son hastalığını bilen arkadaşların devreye girmesiyle 2009 yılında Medya Savunma Alanları’na döner. Burada bir süre tedavi görür. Roşna tedavi gördüğü zaman Rojava’da DAİŞ barbarlığına karşı amansız bir mücadele başlamıştır. Kürdistan’ın neresinde olursa olsun Roşna her zaman sıcak mücadelenin sürdüğü yerde olmak ister. 2012 yılında Rojava’ya geçer. İlk olarak çeşitli alanlarda sıcak savaşın içinde yer alır. Savaşın yakıcılığı bütün hızıyla sürerken askeri eğitim verir. Yetiştirdiği şervanlar savaşın sonucuna etki eder. DAİŞ barbarları yenilgiye uğratılıp devrimin kurumsallaşması için örgütsel çalışmalar başlayınca ilk olarak Tirbespiyê’de görev alır. Kısa sürede kadın örgütlülüğü ve özsavunma konusunda önemli başarılar elde eder.

 

 

Rojavalı kadınlar Roşna’yı anlatıyor

Rojava’da çalışma yürüten Kongra Star üyesi Leyla Mihemed İskan, Roşna’yı 2014 yılında Tirbespiyê’de tanımış. Roşna’nın kadın çalışmalarına katılmasının ciddi etkileri olduğunu ifade eden Leyla, kadınların örgütlenmesi ve eğitimi için gece gündüz çalıştığını söylüyor. Leyla, “Roşna’nın hedefi çok sayıda kadını örgütlemekti ve amacına ulaştı” diyerek onu anlatmaya devam ediyor: “Çalışmalar sırasında çok sayıda kadını kendi etrafında toplayıp konuşuyordu. Onun bürokratik yönü yoktu. Arkadaşlarına güç verip, geliştiriyordu. Emeğime sahip çıkmadığım için beni çok eleştiriyordu. Sonra Kobanî’ye gitti. Bu biz Tirbespiyê’deki kadınlar için üzücü bir durum oldu. Vedalaşırken bütün arkadaşlar ağladı. Kimse gitmesini istemiyordu. Kobanî’ye gittiğinde de ilişkilerimiz kopmadı, sürekli konuşuyorduk. Yolu bu tarafa düşünce mutlaka bize uğrardı. Artık o bizim ailemizden biri olmuştu. Onunla iki yıla yakın birlikte kaldık, birlikte çok çalıştık ve çok güzel günler geçirdik. Arkadaşlığı, yoldaşlığı o kadar güzeldi ki onun anlatımlarına doyamadım. Benin en güzel anılarım Heval Roşna ile olanlardır.”

 

'İlk defa ağladığına tanık oldum'

Roşna’nın kendisine verilen görevi eksiksiz yapmak için gecesini gündüzüne katarak çalıştığını anlatan Leyla şöyle devam ediyor: ''Çok işim olduğunda hep benimle ilgilenirdi, bana yardım ederdi, iş yükümü omuzlarına yüklerdi. Yaptığı işler gözümün önünde, keyif alırdı. Katıldığı savaştan, mücadeleden söz ederdi. Serêkaniyê’deki savaşa dair anılarından da bahsederdi. Beni sık sık savaştığı yerlere götürürdü. Bir gün gezmeye gittiğimizde birlikte çok eğlenmiştik ama akşama doğru Leyla Heval’in (Filiz Aslan) şehadet haberini alınca çok üzülmüştü. İlk defa ağladığına tanık oldum. Eskiden ben ağladığımda bana kızar, 'İşine bak, hiçbir şeyin senin yoluna çıkmasına, sana engel olmasına izin verme' derdi. Onu öyle görünce yaşadığı acının büyüklüğünü hissediyordum… Onu anlatmaya ne kelimeler yeter ne de kalem. Şehitlerimiz bizimle yaşayacaklar. Ben buradan Roşna Heval’e şunun sözünü veriyorum: Yaşadığım müddetçe onun mücadelesinin takipçisi olacam. Bize miras bıraktığı mücadeleyi yükselteceğiz.”

 

'Büyük bir devrimciydi'

Roşna ile Rojava’da çalışma yürüten, ondan eğitim alan ve hala mücadelenin içinde olan çok sayıda kadın var. Nezha Sari Seyfedin de onlardan biri. Konuşmasına onu anarak başlıyor. Onun yolu da Roşna’yla Tirbespiyê’de kesişmiş. Nezha, “O büyük bir devrimciydi” diyor. Roşna’nın şehit düştüğü güne kadar defalarca çeşitli alanlarda karşılaşırlar. Nezha onu anlatmaya başlıyor: “Üç yılımızı birlikte geçirdik. O her zaman mücadeleci ve fedakardı. O yıllarda ondan çok şey öğrendim. Kobanî’de de birlikte çalıştık. Sonra yeni bir göreve atandı. Newroz Kampı’nın yönetimini devraldı. Qamişlo'ya gidince bizi davet etti. Bu ziyaret sırasında bizi Serêkaniyê’ye götürdü ve burada güçlerimizin DAİŞ terörüne karşı çetin mücadelele verdiği yerleri gördük. Bu ziyaret anılarla ve unutulmaz manzaralarla dolu geçti. Daha sonra birlikte Girê Mozan, Til-Xelef gibi arkeolojik alanları görmek üzere Amûdê’ye gittik. Birlikte geçirdiğimiz o anlar asla unutamayacağım, en güzel anılarımdır. Roşna yalnızca bir mücadele arkadaşı değildi; o kalbimizin ve anılarımızın bir parçası.”

 

'Her zaman kalbimizde'

Hediye Şemo da Tirbespiyêli, Şehit Roşna ile yolları 2014 yılında yolları kesişmiş. Roşna, Tirbespiyê’de çalışırken Hediye Şemo da çalışmaların içindedir. Ona dair düşüncelerini şöyle dile getiriyor: ''Roşna, mütevazı bir arkadaştı. İnsanlarla her alanda çalışabiliyordu. Çalışmaları dağınık değildi, her zaman sistematik çalışıyordu. O her zaman yapılan işin doğru olmasını isterdi. Yanlış çalışmayı asla kabul etmezdi. Çok yardımsever bir arkadaştı. Bizim evimize gelince ailecek çok mutlu oluyordu. Anneler onu çok seviyorlardı. Her zaman bana şunu söylüyordu; ‘Yaptığın işe kafanı yor ki doğru olsun'. Emek veren, aldığı sorumluluğu yerine getiren biriydi. Roşna arkadaş, Rojava’da herkes tarafında sevilen biriydi. O bizim canımızdı. Ne yazık ki ihanetle şehit oldu. Sesi her zaman kulaklarımızda. O her zaman kalbimizde yaşayacak. Onu ve arkadaşlarını her zaman takip edeceğiz.”

 

Şehit annelerine çok değer verirdi

Şeyla Yûsif’ın ise Roşna ile yolu 2021’in Ekim ayında görevli olduğu Newroz Kampı yönetimi döneminde kesişir. Uzun bir süre birlikte çalışma yürütmüşler. Şeyla, Roşna’nın çok uzun süreden beri Kürt özgürlük mücadelesinin içinde yer aldığını belirterek şunları söylüyor: ''Şehit Roşna, Özgürlük Hareketi içerisindeki çok eski bir arkadaştı. Büyük işler yapıyordu. Her zaman doğru yolun takipçisiydi ve bir işin en iyi nasıl yapılacağı üzerine kafa yorardı. Bilimsel bir üslup ve sanatçı edasıyla kadın haklarını savunur ve kadınlara destek olurdu. Anneleri çok severdi. Özellikle şehit annelerini. Hep annelerin büyük acılar yaşadıklarını ifade ederdi. Birlikte sürekli anneleri ziyarete giderdik. Annelere çok yardımcı olur, çocukları da ayrıca severdi. Heval Roşna, toplumun ve Kürt halkının özgürlüğü ve gelişimi için paha biçilemez bir emek verdi. Çok değerli ve onurlu bir arkadaştı. Şehitler hep kalbimizde yaşayacak.”

 

 

* * * 

'Kadın erkekle sofraya bile oturmuyordu'

Roşna’nın gerillaya katıldığı 1990’lı yılların başında Pîran ilçesi  oldukça dindar bir yerdir. PKK’nin yeni yeni gittiği bir alan ve kısa sürede ciddi bir değişime uğrar. O dönemi anlatan İsviçre Şehit Aile kurumu aktivisti ve iki şehit babası Mustafa Karahan şunları ifade ediyor: “O zaman ciddi anlamda bir muhafazakarlık vardı. Özellikle kadın toplumda yok sayılıyordu. Kadın erkekle sofraya bile oturmuyordu. Tabii muhafazakarlar arasında da iki çizgi vardı. Şêx Said tarafını benimseyenler devlet ile mesafeliydi. Ama Ensarioğlu tarafı daha çok devleti destekliyorlardı. Benim o zaman gerilla ile ilişkim vardı. Gelen gerilla grubunun içinde kadın olması kısa sürede bizim orada ciddi bir değişim sağladı. O zaman Roşna’yı görmüştüm ama bizim oralı olduğunu bilmiyordum. Şehit düştüğünde kardeşindeki resimleri görünce hatırladım.”

 

* * *

Xemgin, Şahin ve Agît

Roşna, özgürlük mücadelesine katıldıktan sonra yakın akrabaları da onu takip eder. Kuzenleri Roşna’dan sonra yönünü özgürlük dağlara verir. İlk olarak Xemgin Agir (Serkan Binbir) katılır mücadeleye. O dönem Roşna, Medya Savunma Alanları’ndadır. Bulunduğu alanda arkadaşları 'Bir misafirin var' diyerek çağırırlar. Roşna mücadeleye adım attığı zaman Xemgin Agir daha çok küçüktür. Bundan dolayı tanıyamaz. Uzun bir süre iki kuzen birlikte kalırlar. Xemgin İran’a geçince ayrılırlar. Xemgin, İran’da 2009 yılında şehit düşer.

Teyzesinin oğlu Şahin Zaza da (İbrahim Çelebi) yönünü özgür dağlara vermiştir. Roşan’ın ailesinin içinde en dindar olan Şahin’in babasıdır. Şahin’in özgürlük mücadelesine katılması Roşna’yı sevinçten adeta kanatlandırır. İki kuzen kısa bir süre birlikte kalırlar. Roşna, Rojava’ya geçtiğinde Şahin de doğduğu topraklara Amed’e döner. 2015 yılında Pîran’da şehit düşer. Özgürlük mücadelesine katıldıktan çok kısa bir süre sonra şehitler kervanına katılan dayısının oğlu Egîd Piro (Egîd Acer) da Roşna’yı çok derinden etkiler. 2011’in başlarında özgürlük saflarına katılan Egîd, aynı yılın sonlarında Lice’de şehitler kervanına katılır. Roşna Piran adının yanına Egîd’in adını da ekleyerek Roşna Egîd Piran adını kullanır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.