Rojava'nın sesiydiler
- Türk devleti bir kez daha Kürt gazetecileri hedef aldı; Kobanê girişindeki işgal saldırılarını izleyen Kürt gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı SİHA saldırısıyla katletti.
- DAİŞ'in Kobanê işgali sırasında sınırda bulunan ve Rojava'nın sesi olmaya karar veren iki gazeteci, son 8 yıldır neredeyse tüm direniş cephelerini ve özgürleştirme hamlelerini izledi.
- Bu kez de Türk saldırganlığının yaşandığı Minbic-Kobanê hattındaydılar. Qereqozax ve Tişrîn'de yaşananları paylaşan iki gazeteci, şehadetlerine kadar da durmadı.
Türk ordusu, dün Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ın bulunduğu aracı SİHA ile hedef aldı. Saldırı sonucu iki gazeteci şehit oldu, araç sürücüsü Ezîz Hec Bozan yaralandı.
Türk ordusu ve bünyesindeki SMO'nun 8 Aralık’tan itibaren Tişrîn Barajı ve Qereqozax Köprüsü bölgesindeki saldırılarını ve buna karşı yürütülen direnişi takip eden Kürt gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan, dün saldırıya uğradı. Nazım Daştan, Qereqozax'taki; Cihan Bilgin de Tişrîn'deki çatışmaları takip ediyordu. ANHA'nın paylaştığı bilgiye göre; saat 15.20 sıralarında Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda araçları, SİHA saldırısının hedefi oldu. Bilgin ve Daştan şehit düştü, aracı süren Ezîz Hec Bozan da yaralandı.
YRJ ve YRA'dan açıklama
Kadın Basın Birliği (YRJ) ve Özgür Basın Birliği (YRA), dün Qamişlo’daki Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi önünde yapıldı. Gazetecilerin, mesleki, ahlaki ve tarihi sorumluluklarını yerine getirmek için savaşın olduğu tüm cephelerde tereddütsüz çalışmalarını sürdürdüğü belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "İşgalci Türk devleti, bu saldırılarıyla toplumsal değerlerimizin tamamını hedef alırken, aynı zamanda hakikatleri ortaya koyan basını da saldırılarının hedefi yapıyor. Uluslararası anlaşmalar gereği, gazeteciler savaş ve çatışmaları haber yapma hakkına sahiptir ve hedef alınmamalıdır. Ancak işgalci Türk devleti, Özgür Basın’a karşı acımasız bir savaş yürütmektedir. Gazeteci arkadaşlarımız Nazim Daştan ve Cihan Bilgin de Tişrîn Barajı ve Qereqozax Köprüsü'ne yönelik işgal saldırılarını ve direnişi yakından takip ediyorlardı. Hakikatin takipçileri olarak, onların izinden gitmeye, kalemlerini ve kameralarını yere düşürmemeye kararlıyız."
40 yıldır taviz verilmedi
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Amed'in Ofis Semti'nde Sanat Sokağı'nda, siyasi parti, sivil toplum örgütü, DİSK ve TGS temsilcileri ve çok sayıda gazeteci katılımıyla açıklama yaptı. Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in fotoğraflarının yer aldığı "Kalemimizde, kameramızda yerde kalmayacak" pankartı açıldı. DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek, şunları söyledi: "On yıllardır Özgür Basın Kürdistan'da, Ortadoğu'da ve dünyanın dört bir yanında hakikatleri duyurmak için çalışıyor. En zor şartlarda tüm riskleri ve tehlikeleri göze alarak gerçekleri halka duyurmanın arayışında oldu ve halen de o arayışını sürdürüyor. Bu arayışta birçok arkadaşımız katledildi, birçoğu tutuklandı ama bu mücadele asla durmadı. 40 yılı aşkın süredir JİTEM'cilere, kontralara, çetelerin saldırılarına rağmen gerçekleri duyurmaktan asla taviz vermedi.
Kobanê ve Reqa'nın tanıklarıydılar
İki arkadaşımız da DAİŞ Kobanê'ye saldırırken günlerce haber peşinde koştular. Kobanê'nin özgürlüğünü dünyaya duyurdular. Nazım Daştan ilk günden son güne kadar Kobanê direnişinin hem tanığı hem de sesi oldu. Cihan Bilgin, DAİŞ'in vahşet merkezine dönen Reqa'nın özgürleştirilmesi hamlesinde ilk günden son güne kadar esaret altında tutulan ve özgürlüğe susayan kadınların sesi oldu. Kamera ve not defterleriyle nerede bir karanlık odak varsa aydınlatmak için mücadele ettiler.
Gerçeği duyurdukları için
Ne var ki DAİŞ'i Kobanê üzerine saldırtanlar, DAİŞ'in arka bahçesi olanlar, DAİŞ yenilince bugün başka isimler altında tekrardan Kobanê'ye saldırı hazırlıkları yapıyorlar. Nazım ve Cihan bu gerçeği dünyaya duyurdukları için hedef alındılar. Tek derdi Kürt kazanımlarını ortadan kaldırmak olanlar, elinde sadece kamera olanları uçaklarla bombalıyor. Bir yandan demokrasi ve barış diyenler diğer yandan Kürt halkı özgür yaşamasın diye her türlü saldırı hazırlığındalar. Demokrasi havarisi kesilenler, söz konusu Kürtler olunca en kirli savaşı yürütmekten geri durmuyor. Bu gerçekler açığa çıkınca da gazetecileri katlediyorlar."
Rojava'nın sesi oldular
Onlar her zaman hakikatin sesi oldular. Son anlarına kadar da Rojava'nın sesi oldular. Biz de her ne olursa olsun onların kamera ve kalemlerini yerde bırakmayacağız. Asla gerçeği duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz. Özgür Basın hakikatleri duyurmaya devam edecek. Onların amaçlarını gerçekleştirinceye kadar Özgür Basın bu yolda yürümeye devam edecek."
Basın İş: Kabul edilemez
Gazetecilerin katledilmesine dair açıklama yapan meslek örgütleri de “Gerçekleri susturamayacaklar” dedi.
DİSK Basın İş, “Çatışma bölgelerinde canları pahasına kamuoyuna gerçeği aktaran gazetecilerin hedef alınması kabul edilemez. Gazetecileri hedef alan saldırıları kınıyoruz. Gazetecilerin ölümünden sorumlu olanlar adalet önünde hesap vermelidir” dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Amed Temsilciliği, "Saldırıyı lanetliyoruz. Gazeteciler kutsal bir görevi yaparken saldırıya maruz kalamaz. Sorumlular bulunup yargılanmalıdır" çağrısı yaptı.
İnsanlığa karşı suç
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), iki gazetecinin katledilmesi üzerine yazılı açıklama yaptı. İktidarın yürüttüğü kara propagandayı, özel ve psikolojik savaş yalanlarını boşa çıkaran, gerçekleri dile getiren ve hakikati anlatan gazetecilerin doğrudan hedef alındığını belirten MYK, "Özellikle Kobanê bölgesinde yaşananları sahadan bildiren Daştan ve Bilgin’in katledilmesi, bu gazetecilik faaliyetine duyulan öfkenin ve korkunun sonucudur. Bu kirli saldırılarda hem Kürt halkına ve kazanımlarına hem de hakikatin açıklanmasına karşı savaş yürütülmektedir" dedi. Bu saldırıların, insanlığa ve evrensel hukuka karşı işlenen suçlar kapsamında olduğunu vurgulayan MYK, açıklamasında şunları ifade etti:"Yaptıkları haberlerle iktidar propagandasını boşa çıkaran bu gazetecilerin katledilmesini kınıyor ve lanetliyoruz. İnsanlığa karşı işlenen bu suçlara karşı duyarlı bütün kesimleri seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. AKP iktidarı işlediği bu suçlara son vermelidir."
Miraslarına sahip çıkacağız
Kürt Gazeteciler İnisiyatifi de yazılı bir açıklama yaptı. Türk devletinin katliamlarla gerçeğin üstünü örtmeye çalıştığı belirtilen açıklamada, "Cengiz Altun’dan Apê Mûsa ve Gurbetelli Ersöz'e, Deniz Fırat'tan Gülistan ve Hêro'ya kadar yaptığı katliamlara rağmen gerçeğin üstünü örtemedi. Nazım ve Cihan hakikatin şehididir. Amaçlarını gerçekleştirecek, miraslarına sahip çıkacağız. Türk devleti savaş hukukunu ihlal ediyor. Gazetecilere saldırdı ve katletti. Nazım ve Cihan'ın arkadaşları olarak Türk devletinin yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz” denildi.
Canlarını vermekten çekinmediler
Yekitiya Ragihandina Demokratîk (YRD) Genel Koordinasyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türk devletinin medya üzerinden gerçekleştirdiği özel savaş saldırılarını, propagandasını boşa çıkardıkları, hakikatin sesi/sözü oldukları için görevleri başındayken katledildiklerinin altı çizildi. Nazım ve Cihan'ın her özgür basın emekçisi gibi bedeli göze alarak bu yola girip yılmaz bir kararlılık gösterdikleri vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Onlar halkımızın, halklarımızın üzerindeki soykırım saldırılarının bilincindeydi ve bunları boşa çıkarmak için canlarını vermekten çekinmediler. Bu gelenek, her saldırıda daha fazla büyüdü, bundan sonra da büyümeye devam edecek. Nazım ve Cihan’ın ardılları dün olduğu gibi bugün de yarın da sömürgeci, soykırımcı Türk devleti ve zihniyetine karşı mücadele etmeye devam edecektir.”
Devlet savaş suçu işliyor
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ) saldırıyı şiddetle kınıyarak, gazetecilerin kasıtlı olarak vurulup vurulmadığını belirlemek için derhal bağımsız bir soruşturma talep etti. Açıklamada, "Bir çatışma bölgesinde basını kasıtlı olarak hedef almak bir savaş suçudur. Türkiye, drone saldırılarında öldürülen ve yaralanan Kürt gazetecilerin sayısının artmasından sorumlu tutulmalıdır" denildi.
IFJ: Cezasızlığı kabul etmeyeceğiz
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Genel Sekreteri Anthony Bellanger, "Bu iki cinayetten dolayı büyük bir şok içerisindeyiz. Özellikle şoke edici olan, bu gazetecilerin görev başındayken bir Türk drone saldırısı tarafından kasıtlı olarak hedef alınmış olmasıdır. Bu gazeteciler, Suriye'nin kuzeyindeki şiddeti dünyaya duyuran değerli meslektaşlarımızdı. Bağımsız bir soruşturma yürütülmesini talep ediyorum. Cezasızlığı kabul etmeyeceğiz. Bu saldırının takipçisi olacağız” dedi.
PEN International'den çağrı
PEN International, katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için açıklama yaptı. Açıklama şöyle:“Kürt gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenlediği baskında öldürülmesini kınıyoruz. Türkiye'yi derhal soruşturmaya ve sorumlulardan hesap sormaya çağırıyoruz.” HABER MERKEZİ