Saddam işgalinden farkı yok

Türk devleti saldırı

Türk devleti saldırı

  • Son haftalarda Başûre Kurdistan’a dönük sevkıyatların 1996 yılındaki Saddam işgal hareketina benzediğini belirten gazeteci Kasım Seyda, “O zaman Hewlêr’i rejime teslim edip büyük katliamlar yaptılar. Şimdi de KDP’nin egemenliğindeki kentler Türkiye’nin kontrolü altına girmiş durumda” dedi.

Türk devleti, Başûre Kurdistan’a dönük işgal saldırıları ile bölgeyi insansızlaştırmak istiyor. Hristiyan Barış Timleri (Christian Peacemaker Teams/CPT) verilerine göre, son haftalarda en az 200 aile evlerini terk etmek zorunda kaldı. 15 Haziran ile 11 Temmuz arasında Duhok kırsalı en az 285 kere bombalanırken, Amêdiyê kırsalındaki 8 köy saldırılar nedeniyle tamamen boşaltıldı ve 602 köy boşaltılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bölgede çok sayıda kontrol noktası kurulurken, Spee Media'ya göre; Türkiye, Suriye'den getirdiği 800'ü aşkın çete üyesini de Metîna ve Amêdiye hattına yerleştirdi. 

Bütün bölge’ üs’ oldu

Mezopotamya Haber Ajansı’na konuşan ve Başûre Kurdistan’da çalışma yürüten gazeteci Kasım Seyda, Türkiye’nin yaptığı son askeri sevkiyatları 1996’da Saddam Hüseyin'in işgal harekatına benzeterek, "O zaman Hewlêr’i rejime teslim edip büyük katliamlar yaptılar” hatırlatmasında bulundu.

KDP’nin hakimiyetindeki bölgelerin Türk devletine teslim edildiğine dikkat çeken Seyda, "Türkiye'nin Batîfa, Dêrelok, Amêdiyê, Şêladizê, Bamernê bölgelerinde birkaç noktası vardı. Son saldırılarla birlikte KDP’nin egemenliğindeki kentler de Türkiye’nin kontrolü altına girmiş durumda” dedi.

KDP ve DAiŞ aynı mevzide

KDP ile Türkiye arasındaki işbirliğinin köklü ve tarihsel olduğuna dikkati çeken Seyda, "Yani bugün korkudan veya varlık yokluk sorunu olduğu için Türkiye ile ilişki kurmuyor. Zaten bu köklü işbirliği olmasaydı bir anda bu kadar işgale izin verilecek konuma gelemezlerdi. KDP, açık bir şekilde kendi kontrolündeki yerleri Türkiye’ye açmış durumda. Türkiye de askerleri, silahları ve çeteleriyle Federe Kurdistan Bölgesi topraklarına girdi. Ortaya çıkan belgeler, Türkiye’nin TSK üniforması altında 800 DAİŞ’li çeteyi Metîna ve Amêdiyê bölgeleri arasına yerleştirdiğini gösterdi. KDP, DAİŞ çeteleriyle aynı mevzilerde" diye konuştu.

Irak anlaşmaları askıya almalı

Saldırıları Rojnews’e değerlendiren Iraklı siyasi yorumcu Muhammed Ali Hekim ise, Türk devletinin saldırılarla Irak ve Başûre Kurdistan’ı ekonomik olarak çökertme hedefi güttüğüne de dikkat çekti. “Türkiye, her zaman Irak’ın kalkınma projelerinin önüne geçmeye çalışmıştır. Bunu Irak’taki müttefikleri aracılığıyla da yapmaya çalışıyor” dedi. Irak’ın saldırılara karşı kullanabileceği çok iyi bir baskı kartına sahip olduğunu belirten Hekim, “Bu baskı kartı Türkiye’yle yapılan yıllık 18 milyar doları aşan ticareti durdurmaktır” dedi. Hekim, Irak’ın Avrupa Güvenlik Konseyi ve Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurabileceğini de ekledi.

Bağdat heyeti Süleymaniye’deydi

İşgale dönük tepkiler üzerine Bağdat yönetimi tarafından görevlendirilen Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım Ereci’nin Başûre Kurdistan’daki temasları devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Hewler’e giderek görüşmelerde bulunan Ereci ve beraberindeki heyet dün YNK Başkanı Bafil Talabani ile bir araya geldi. Görüşmeye ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Bağdat ile bölge yönetimi arasındaki güvenlik koordinasyonunun ele alındığı bildirildi. Ancak işgale dair somut açıklamada bulunulmadı. HABER MERKEZİ

 

* * *

Hakikatin çırasını yakacağız

Türk devletinin Şengal’de Çıra FM çalışanlarının bulunduğu aracı hedef alması sonucu şehit düşen gazeteci Murad Mîrza İbrahim’in arkadaşları, “geri adım atmayacağız, hakikatin çırasını yakacağız” dedi.

Gazeteci İbrahim Êzîdî, KDP ve Türk devletinin her yönüyle gerçeği yansıtmak isteyen meslektaşlarını hedef aldığına dikkat çekti. Êzîdî, “özellikle KDP istihbarı ile MİT istihbaratı birçok kez arkadaşlarımızı telefonla arayarak, ajanlık teklifinde bulundu. Bunu kabul etmeyen arkadaşlarımız ölümle tehdit edildi. Bize dönük saldırılarını belgeli halde kamuoyu ile paylaştık. Ancak başta Irak hükümeti olmak üzere bütün uluslararası güçler bu saldırılara karşı sessiz kaldı" diye konuştu.

8 Temmuz günü Türk savaş uçaklarının bombardımanında yaralanan ve 11 Temmuz günü kaldırıldığı hastanede şehit düşen Murat Mîrza’yı da anan Êzîdî, “onların yolundan ilerleyeceğimizin sözünü veriyoruz. Êzîdî gençler özgür basın çatısı altında örgütlenerek hakikati gördü. Özgür basın Şengal halkının gücünü, direnişini tüm dünyaya duyurdu. Êzîdîleri kırımdan geçirmek isteyen güçler, özgür basını hedef aldı. Ama hiçbir zaman geri bir adım atmadık, asla da geri adım atmayacağız. Hakikatin çırasını yakacağız ve çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz" mesajını verdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.