Sema, en güzel yoldaşım
Kadın Haberleri —
- Sema Yüce, 21 Mart 1998’de “Özgürlük, hepimiz içindir ve özgürlüğe adım adım ulaşabiliriz” diyerek bedeni ateşe verdi ve ardında bıraktığı mektupta şöyle dedi: “Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan’ın dokuyucusu olacaktır.”
- Sema’nın eylemiyle gurur duyduğunu söyleyen Zennure Yüce, şehadetinin 26’ncı yılında kızını anlattı: “Çok güzel bir yoldaştı. Sema, Kürt halkının öncü isimlerinden ve binlerce gence ilham kaynağı oldu. On tane çocuğum olsa hepsini bu yola kurban ederdim. Sema’ya söz verdim. Bu davadan asla vazgeçmeyeceğim.”
Devletin Kürtlere yönelik imha, inkâr, saldırı ve soykırım politikalarına karşı 21 Mart 1998’de Çanakkale Cezaevi’nde bedenini ateşe veren Sema Yüce, Kürt kadın mücadelesinin sembol isimlerinden biri.
Agirî’de doğan Yüce, ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra 1989 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) sosyoloji bölümünü kazanır. Ankara’ya giderek üniversite öğrenimine devam eder ve burada gençlik çalışmalarında yer alır. 1991’de PKK saflarına katılır ve 1992’de bir grup arkadaşıyla birlikte Agirî’ye gelir ve o bölgede çalışma sürdürür. Ancak bir ihbar üzerine Agirî şehir merkezinde gözaltına alınır ve yargılandığı davada 22 yıl hapis cezası alır.
Ben Mazlum oldum
Tarih 21 Mart 1998 Newroz akşamını gösterdiğinde, “Bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a köprü yapmak istiyorum” diyerek bedenini ateşe verir. Uzun bir süre hastanede tedavi gördükten sonra, 17 Haziran 1998’de şehit düşer. Son sözü ise, “Ben Newroz oldum, Mazlum oldum” olur.
Küllenen ateşin kıvılcımı
Yüce eyleminin ardından bıraktığı mektupta şunları söyler: “Özgürlük, hepimiz içindir ve özgürlüğe adım adım ulaşabiliriz. Zafer tanrıçamız Zilan yoldaşın vasiyetine bağlılığımla, O’nun görkemli eylemine sadece özüyle değil, biçim itibariyle de cevap olmak isterdim. Fakat zindan koşullarında bu mümkün değil. Bu Newroz’da ayağa kalkan binlerce çocuk yüreğinin masumiyetiyle buluşmak, bu vasiyetin takipçisi olmakla mümkündür. Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan’ın dokuyucusu olacaktır.”
Kürt halkına, kadınlara ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a olan bağlılığı şehadetin üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen hala anlatılır. Öyle ki eylemin ardından hastanede tedavi gören kızını görmeye gittiğinde annesi Zennure Yüce’ye “Başkan Apo benim eylemime ne dedi, kızmadı mı?” diye sorar.
Sema’ya söz verdi, davayı bırakmadı
Zennure Yüce ise Kurdistan’da Newroz ateşinin yakıldığı bu günlerde “Sema’ya söz verdim bu davayı bırakmayacağım” diyor ve mücadelesini bugüne dek sürdürüyor.
“Sema çok güzel bir yoldaştı. Kitap okumayı çok severdi ve okuduklarını pratiğe dökerdi. Çok atik bir kadındı” sözleriyle, Jinnews’ten Elfazi Toral’a kızını anlatıyor.
Bir gece haber geldi….
“Sema üniversite okurken bir gün PKK’ye katıldığına dair haber geldi. Sema’nın PKK’ye katılmasıyla birlikte neredeyse her gün evimize baskın yapıyorlardı. Bizleri rahatsız ediyorlardı. Bir tane üsteğmen bana dedi ki ‘Sen bize yardım edersen senin kızını geri getiririz.’ Ben de dedim ki ben bunu yapmam. Bana ‘Neden yardımcı olmuyorsun bize?’ demişti. Ben de ona dedim ki, kızımın aklı dengesi yerindeydi. Kendi iradesiyle katılım sağlamış. Ben bu ihaneti ne kendime ne de ona yaparım dedim.
Yaklaşık iki yıl PKK’de kaldıktan sonra doğduğu topraklara gelerek Agîrî’de çalışma sürdürdü. Bir gece haber geldi; Sema’yı tutukladıklarını ve Çanakkale Cezaevi’ne götürdüklerini öğrendik. Yaklaşık 7 yıl cezaevinde kaldı. O dönem cezaevinde sorumlu kişiler vardı. Onlar ihanetçiydiler. Hem cezaevinden sorumlu hem de ihanetçiydi. Onlar Sema’ya tecrit uyguladılar. Cezaevinde çok fazla haksızlık ve hakarete maruz kalmıştı. Ondan sonra Sema Newroz gecesinde bedenini ateşe verdi. Newroz ateşi bir kez daha sembolleşti.”
İtirafçılar yaşamasını istemedi
Zennure Yüce, eyleminin ardından hastanede geçen süreci şu sözlerle hatırlatıyor: “Sema’nın sağlık durumu iyiye gidiyordu. Onu köye götürecektik. Fakat daha sonra estetik operasyonu ameliyatı yapma kararı alındı. Doktorlar öyle uygun gördü. Onu ameliyata aldılar. Sema ameliyattan çıktıktan sonra 3 gün yoğun bakımda kaldı. Daha sonra yaşamını yitirdi. Birileri onu kasten öldürmek istedi. İtirafçılar Sema’nın yaşamasını istemedi. Sema yaşamını yitirdikten sonra doğduğu topraklara getirip toprağa verdik.”
Onunla gurur duyuyorum
“Sema, Kürt halkının öncü isimlerinden ve binlerce gence ilham kaynağı oldu. Onunla gurur duyuyorum” diyen Zennure Yüce, şöyle devam ediyor: “On tane çocuğum olsa hepsini bu yola kurban ederdim. Tüm Kürt gençlerine çağrım var; Kendilerini tanısınlar. Kürt halkı kendi özüne geri dönsün. Çalışmalarını güçlü sürdürsünler. Cezaevlerine ses olsunlar. Birbirlerine sahip çıkın. Başarıya gidebilmek için özümüze mutlaka geri dönmeliyiz.”
Dağları, taşları ve toprakları bırakamam
Zennure Yüce, Kürt özgürlük mücadelesinin en büyük sürdürücülerinin kadınlar olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Dağlar, taşlar bu topraklar her şey Kürt kadınlarının mücadelesiyle bu günlere geldi. Ben de kanımın son damlasına ve son nefesime kadar Kürt kimliğimden ve mücadelemden geri atmayacağım. Sema’ya söz verdim. Bu davadan asla vazgeçmeyeceğim. Benim gibi binlerce anne var. Kendi topraklarımda kalıp kendi doğamda ve kültürümde yaşayacağıma söz verdim son nefesime kadar da mücadelemi sürdüreceğim.”
Zindanlar bizim için direniyor
Öte yandan, Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesi kapsamında tutsakların sürdürdüğü açlık grevine işaret ediyor ve herkesin tutsaklara sahip çıkılması ve zulme karşı birlik çağrısı yapıyor. BEDLÎS