Size Sudan’ın hikayesini anlatıyorum
Kadın Haberleri —
- Sudanlı gazeteci Zeinab Mohammed Salih, ülkesindeki savaşı kaleme aldığı yazısında şöyle diyor: “Penceremden tek gördüğüm insanlar sevdiklerinin ölü bedenlerini omuzlarında taşıyanlardı. Mahallemin gürültüsü yerini sessizliğe bıraktı. Hikâyemizi anlatmaya çalışıyorum ama dünyanın gözlerini kaçırdığını hissediyorum.”
Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasında çıkan çatışmalarda bir yıl geride kalırken, ülkeden yoksulluk, acı, gözyaşı ve öfke haberleri geliyor.
Gazeteci Zeinab Mohammed Salih “Bir gazeteci olarak haber yaparken ağlamamam gerekiyor ama son zamanlarda çok ağlıyorum” sözleriyle ülkesindeki durumu özetlese de BBC News’e kendi gözünden yazdıkları tehlikeyi gözler önüne seriyor.
“Kendimi üzgün ve kızgın hissediyorum” diyen Zeinab Mohammed Salih’in gözünden Sudan’a biz de bakalım: “Aralık ayından önce, Sudan'ın Omdurman kentindeki evimden Hartum'un hemen karşısındaki haber gezisine çıktığımda, penceremden tek gördüğüm insanlar sevdiklerinin ölü bedenlerini omuzlarında taşıyanlardı. Uygun bir mezarlığa gitmek çok tehlikeli olduğu için cenazeleri gömmek için yol kenarında bir yer arıyorlardı.
Mahallem artık sessiz bir çığlık
Birbirine sıkı sıkıya bağlı, işçi sınıfının yaşadığı mahallemin gürültüsü yerini sessizliğe bıraktı; bazen bir hava saldırısının habercisi olan askeri uçak sesiyle bölünüyordu çünkü ordu, Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) tarafından kontrol edilen bir bölgeyi hedef alacaktı.
O gitti, ben kaldım
Geçen yıl 15 Nisan'da, bazı gazeteci arkadaşlarımla birlikte akşam iftar yapmayı dört gözle beklediğimi hatırlıyorum. Daha sonra uzun süredir görüşmediğim bir çocukluk arkadaşımla yeniden bir araya gelmeyi planlıyordum. Hiç karşılaşmadık ve onu bugüne kadar görmedim. O ülkeyi terk ederken ben kaldım.
O sabah sosyal medyada RSF'nin şehir yakınlarındaki saldırılarıyla ilgili paylaşımlar görmeye başladığımda tedirgin olmaya başladım. Ardından uluslararası havalimanındaki çatışmaları okudum. Hâlâ şiddetin duracağını düşünüyordum.
Kimse savaşa müdahale etmedi
Ancak üçüncü bir arkadaşım başkanlık sarayında çatışma olduğunu paylaştığında bunun bir savaş olduğunu anladım. Çok sayıda kişi şehri terk etmeye karar verirken, ailemle yerimizde kaldık. Savaşın yakında sona ereceğini umuyor, belki uluslararası toplumun bu çılgınlığı durdurmak için müdahale edeceğine inanıyorduk, ancak Sudan halkının çektiği acılar görünüşe göre görmezden geliniyordu.
Arabalardan kaşıklara kadar çaldılar
Bölge sakinleri sadece sokak çatışmalarından değil, aynı zamanda yağmalamaya gelen -her iki taraftan- silahlılardan korkuyordu; evleri soydular, arabalardan kaşıklara kadar her şeyi aldılar.
Açlık, hastalık, ölüm
Omdurman'a geri döndüm ama evime ulaşamadım. Kapı ve pencerelerinin bile sökülüp götürüldüğüne dair haberler aldım. Çatışmalar sürdükçe, şehre çok az yardım ulaştığı için yiyecek ve içecek kıtlığı başladı.
Kalan hastaneler sadece savaş yaralılarını tedavi ediyordu, diğer rahatsızlıkları olanlara bakılmıyordu. Diyabet olan büyükannem tedavi olamadığı için öldü. Ben de gıda yetersizliğinden hastalandım. Çalışan tek klinik 30 dakikalık yürüme mesafesindeydi. Kuzenim bana eşlik etti ve enerjim tükendiği için her iki dakikada bir gölgede durmak zorunda kaldım. Görevli tek doktor bana bazı ilaçlar yazdı ve Avrupa'daki arkadaşlarım sayesinde bu ilaçlara ulaşmayı başardım.
Darfur’da travmalar sürüyor
Omdurman ve Hartum'da işler kötü giderken, en kötü etkilenen bölge, çatışmanın etnik bir boyut kazandığı Darfur'un batı bölgesi oldu. Geçen yıl Batı Darfur eyaleti başkenti Geneina gibi şehirlerde yaşanan toplu katliamların ardından neler olup bittiğini rapor etmek üzere üç ay kadar önce buraya geldim.
İnsanlar etnik cinayetlerden ve cinsel şiddetten bahsettiler. Aylar sonra bile travma yaşamaya devam ediyorlar. Onlara yaşadıklarını sorduğumda herkes ağlıyor. Ben de gözyaşlarımı tutamadım ve uyumakta zorlanıyorum.
Hikayemizi anlatıyorum ama….
Hikâyemizi anlatmaya çalışıyorum ama dünyanın gözlerini kaçırdığını hissediyorum. Uluslararası kamuoyunun odağında Gazze ve Ukrayna var. Ülkemin parçalandığını görmek yürek parçalayıcı ve sıradan insanların her iki tarafça da silahlandırılmasıyla işlerin daha da kötüye gitme tehlikesi var. HARTUM