Tehdit bitene kadar nöbet
- Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılara karşı Kobanê-Pirsûs ve Nisêbîn-Qamişlo sınırındaki nöbet devam ediyor.
Türk devletinin yeni bir işgal saldırısı için tehditlerine karşı Rojava sınırındaki başlayan nöbetler sürüyor.
Riha’nın Pirsûs ilçesindeki Kobanê sınırında başlatılan nöbet, 8. gününde. DBP, DEM Parti ile TJA öncülüğünde başlatılan eyleme, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Kürt Edebiyatçılar Derneği (Komeleya Wêjekarên Kurd), PENa Kurd, Kürt Yayıncılar Birliği (YEWKURD), Sözlü Kültür Tarih Edebiyat Araştırmaları Derneği (SÖZ-DER), DEM Parti Riha milletvekilleri Ferit Şenyaşar, Dilan Kunt Ayan, DEM Parti belediye eşbaşkanları, DEM Parti ve DBP yöneticileri, Amed ile Riha Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Riha Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Mêrdîn'in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde bulunan Qamişlo sınırındaki nöbet ise 18. gününde devam ediyor. Nöbet alanına sabah saatlerinde gelmeye başlayan yurttaşlar, "Bijî berxwedana Rojava" ve "Bijî berxwedana gelê Kurd" sloganları ile üzerinde "Savaşa hayır" yazılı önlükleriyle nöbetteki yerini aldı.
10 yıl sonra aynı yerden
DAİŞ'in işgal saldırısına karşı 10 yıl önce Pirsûs sınırında nöbet tutanlar, bu kez Türk ordusu ve SMO saldırılarına karşı nöbette. 2014'teki nöbete katılan Halil Çay, DAİŞ'in saldırılarından kısa bir süre önce cezaevinden çıktığını ve saldırılar başlayınca ailesiyle Kobanê sınırına gittiğini belirtti. Kobanê özgürleştirilene kadar ailesiyle nöbette kaldığını söyleyen Çay, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Ekim 2014'te Dîlok'ta yaptığı konuşma sırasında sarf ettiği "Kobani düştü düşecek" sözlerini hatırlattı. Çay, şöyle devam etti: "Bu söylem saldırılara ortak olduklarını, Kürtlere dönük soykırım girişiminde rolleri olduğunu gösterdi. O dönem Kuzey Kürdistan'da halk yönünü Kobanê'ye döndü. DAİŞ barbarlığı bu şekilde yenilgiye uğratıldı. Sadece DAİŞ değil, onu destekleyenler de o gün yenildi. Kobanê direnişi dünya mücadele tarihine geçti. Kobanê'yi savunmak herkesin görevi. Kobanê bütün dünya için direndi."
Sınırı anlamsızlaştırdık
DAİŞ saldırısına karşı 10 yıl önce başlatılan nöbete katılan ve bugünkü nöbette yerini alanlardan biri de Muhammed Demir (65). DAİŞ'in Kobanê'ye dönük saldırılarının başladığı 15 Eylül 2014'ten özgürleştirildiği 26 Ocak 2015'e kadar ailesi ile birlikte sınırda nöbet tutan Demir, şunları söyledi: "Sınırı anlamsızlaştırdık ve Pirsûs ile Kobanê'yi birleştirdik. Şimdi yine Kobanê'ye saldırmak istiyorlar. Biz fizikken buradayız ama ruhen Rojava halkları ile beraberiz. Bizi bir sınır ayıramaz. Kobanê ve Pirsûs birdir. Sonuna kadar Kobanê ile dayanışma içinde olacağız. Kobanê'ye dönük tehditler varken bizim evimizde oturmamızı kimse beklemesin. Kimseden korkmuyoruz. Halk yönünü Kobanê'ye çevirdiği an kimse durduramaz. Çetelerine, İHA ve SİHA'larına güvenmesinler. Sonuna kadar direnen Rojava'daki halk ile birlikteyiz."
Kürt halkının şerefidir
Nuri Yeşilçay, 2014'te kendisinin de günlerce katıldığı sınırdaki nöbeti hatırlatarak, "Kobanê direnişi Kürt halkının varlık yokluk savaşıydı. Bugün yeniden var. Buna karşı herkesi Pirsûs'a bekliyoruz. Herkes Kobanê'ye sahip çıkmalı. Kobanê yalnız bırakılmamalı. Kobanê Kürt halkının şerefi, hasiyetidir. 2014'te daha ağır şartlarda Kobanê'yi savunduk. O günkü direniş olmasaydı bugün Kobanê olmazdı. O ruhu bir kez daha ortaya çıkarmamız gerek" şeklinde konuştu.
Kobanê düşmeyecek
Pirsûs-Kobanê sınırında süren nöbette yerini alan ve 2014'teki nöbete de katılanlardan Barış Annesi Feride Demir ise şunları dile getirdi: "O zaman DAİŞ'lilerin sınırdan geçerek Kobanê'ye saldırmasının önü kesildi. Her yerden buraya insanlar akın etti. Kobanê'nin özgürleştiği dakikaya kadar da bu akın devam etti. 2014'te tüm dünyanın gözü Kobanê'deydi. 'Kobanê ha düştü ha düşecek' dediler ama Kobanê düşmedi ve düşmeyecek. Kobanê fedaice direnenlerin sayesinde düşmedi. Binlerce kişi sınırdan geçerek karşıya geçti ve Kobanê'yi savundu. Kobanê'ye dönük saldırılar varken kimse evinden oturmasın."
Gönül bağımız var
Nöbete katılanlardan Barış Annesi Ayşe Can da saldırı tehditlerine karşı birlikte direnmenin gerekliliğini vurgulayarak, "Aramızda sınırlar çizilmiş olabilir ama Kobanê ile gönül bağımız, ruhumuz bir. Her gün çocuklarımız katlediliyor. Burada bir haftadır oturuyoruz, saldırı tehditleri bitene kadar da oturacağız" dedi.
Aynı ruhla sahip çıkalım
Nöbet tutan gençlerden Mahmut Arat ise şunları söyledi: "2014’te buradaydık, bugün yine buradayız. Kobanê bugün Kürtler ve gençler için önemli bir yer. Kobanê düşerse Pirsûs düşer. İki kent arasında bir fark yok. Çağrım bütün gençlere: Gelin nasıl 2014'te direniş ruhuyla Kobanê'ye sahip çıktıysak bugün yine aynı ruhla sahip çıkalım. Sınırlar, bizi bir birimizden ayıramaz." HABER MERKEZİ
* * *
Sanatçılardan Rojava’ya destek
Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara tepki gösteren sanatçılar, “Rojava stranlarımız ve şiirimizdir. Gelin, Rojava için özgürlüğün haykırışı olalım” çağrısında bulundu.
Kürt sanatçılar, Türk saldırganlığına karşı Dicle Kültür ve Sanat Derneği'nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı sanatçılardan Ferhat Ertaş paylaştı. Ertaş, Kürt düşmanlığı ve diktatörlükte ısrar eden BAAS rejiminin yenilgiye uğradığını hatırlatarak, “Türk devletinin desteklediği çeteler bu durumu kendileri için bir fırsat olarak gördü ve Rojava'ya karşı vahşi saldırılarını arttırdı. Bu şekilde Rojava devrimini bastırmak ve yenilgiye uğratmak istiyorlar” dedi.
Yaşamın her alanında
“Rojava Devrimi'nin DAİŞ karanlığı ve barbarlığını yenilgiye uğrattığını söyleyen Ertaş, şöyle devam etti: “Kadınlar öncülüğünde gelişen Rojava devrimi, özgürlük mücadelesinin evrensel bir sembolü haline gelmiştir. Sanatçılar olarak bu devrimin yanında olduğumuzu ve özgür sanatın diliyle onun değerlerini savunduğumuzu tekrardan belirtiyoruz. Savaşa karşı sanat en güçlü direniş araçlarından biridir. Rojava'da özgürlüğün inşası için verilen mücadele, aynı zamanda bir barış çağrısıdır. Savaşın yıktığı insanlık değerlerini yeniden inşa etmek, acıları hafifletmek ve barış umutlarını güçlendirmek biz sanatçıların görevlerinden biridir. Sanat, savaşa ve köleliğe karşı barış ve özgürlük çağrısıdır. Bu nedenle, biz sanatçılar olarak Rojava'nın barış ve özgürlük mesajını yaşamın her alanında haykıracağız.”
Özgürlüğün haykırışı olalım
“Rojava aynı zamanda sanatçılar için sanatın kaynağıdır” diyen Ertaş, şunları söyledi: “Rojava'da gerçekleşen devrim, kadınların, gençlerin ve halkların özgürlük mücadelesiyle birlikte, sanatın dönüştürücü gücünü bir araya getiriyor ve yeni bir etik ve estetik anlayışı ortaya çıkarıyor. Özgürlüğün estetiğini savunarak sanatımızla Rojava devriminin yanında duracağız. Savaşın karanlığında barışın ışığını yakan Rojava, insanlık onuru için bir mücadeledir. Bu mücadelenin sesi, özgür sanatın dilinde yükselecektir. Barış ve özgürlük için sanatımızla direneceğiz ve üreteceğiz. Bu bağlamda, tüm sanatçılarımızı ve halkımızı Rojava'nın özgürlüğüne destek olmaya çağırıyoruz. Rojava yurdumuz, ruhumuz ve canımızdır. Rojava stranlarımız ve şiirimizdir. Gelin, Rojava için özgürlüğün haykırışı olalım. Hep birlikte Rojava direnişinin sesini daha güçlü kılalım ve bu devrimin değerlerini sahiplenelim. Yaşasın özgür sanat. Yaşasın Rojava devrimi.”
Açıklama, “Bijî berxwedana Rojava” sloganıyla sona erdi.