Türk devletinin Suriye’yi uydulaştırma girişimi
Forum Haberleri —
- Tüm dünya Esad sonrasındaki Suriye'nin geleceğine odaklanırken başından beri Suriye'nin içişlerine müdahale edip bölgeyi ateş çemberine iten Türk devleti ise PKK'yi gerekçe ederek Suriye'yi yeni bir ateşin içine sürüklemek istiyor.
ALİ GÜNDEM
Heyet Tahrir Şam'ın 27 Kasım'da önce Halep'i ardından diğer kentleri kontrol altına alıp Esad rejimini devirmesinden sonra Suriye'nin geleceği daha yoğun tartışılmaya başlandı. Durumdan kendi lehine sonuçlar elde etmek isteyen Türk devleti yaşanan karmaşadan istifade ederek kendisine bağlı çetelerle birlikte Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne saldırmaya başladı. Bununla yetinmeyen Türk devleti MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı Şam'a gönderdi. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan durumu, "Görüşlerimizi karşı tarafa ilettik" sözleriyle açıklasa da basına servis edilen Şam görüntüleri durumun Türk yetkililerin ifade ettiği gibi olmadığını gösteriyordu. MİT'in başına geçtikten sonra görüntü vermemeye özen gösteren İbrahim Kalın, Şam'da HTŞ lideri Muhamed Colani'nin direksiyonuna geçtiği aracın ön koltuğundaydı. Tüm dünyaya adeta, "HTŞ'nin Şam'a yürümesi bizim eserimizdir" mesajı veriyorlardı.
20 Ocak'ta ABD'nin başkanlık koltuğuna oturacak olan Donald Trump da, İbrahim Kalın ile Colani'nin Şam'da verdiği görüntüyü benzer sözcüklerle yorumladı. 16 Ocak günü Palm Beach'teki bir etkinlikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Donald Trump, bir yandan Erdoğan'a övgüler dizerken diğer yandan ise HTŞ'nin arkasındaki gücün Türkiye olduğunu söyledi. Trump'ın bu açıklaması çok tartışıldı. İlk etapta övgülerden hoşlanan AKP kalemşörleri, AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in Trump'ın açıklamalarını reddeden tutumunun kamuoyuna yansımasının ardından daha temkinli konuşmaya başladılar. Trump bu açıklamanın üzerine bir başka şey daha ekledi. 20 Ocak'ta başkanlığı devralacağı Joe Biden'e seslenerek kendisi göreve gelinceye kadar HTŞ ve lideri Colani'nin terör listesinde tutulmasını istedi. ABD'den bu yönlü açıklamalar yapıp HTŞ ile doğrudan temas kurmazken, Türk devletinin de terör listesinde bulunan Colani, Türk MİT'inin başındaki İbrahim Kalın'a sürücülük yaparken görüntü veriyor.
Türk devletinin bu davranışının altında yatan temel etkenin Kürtlerin Suriye'de bir statü elde etme olasılığını önleme çabası olduğu açık. Bu nedenle de Özerk Yönetim alanlarına saldırıp işgal girişimlerini sürdürürken bir yandan da HTŞ ve Colani'yi etki altına alarak geleceğin Suriye'sini kendi emellerine uygun şekillendirmek istiyor.
Türk devletinin 27 Kasım'dan sonra daha etkin bir biçimde gündemleştirdiği tutumu, dünyanın geniş kesimi tarafından da Kürt düşmanlığı olarak okundu. Bu tablo QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi'nin kalıcı çözüme fırsat vermek için gündeme getirdiği son önerinin ardından da değişmedi. ABD'nin arabuluculuğunda Türkiye ile ateşkes görüşmelerini yürüten Mazlum Abdi, çözüme dönük getirdiği son öneride açık çağrı yaptı. X platformu üzerinden dünya kamuoyuna seslenerek "Suriye genelinde kapsamlı bir ateşkese yönelik bağlılığımızı teyit etmek için, Kobanî'de ABD varlığıyla ve güvenlik güçlerinin yeniden konuşlandırılmasıyla bir silahsızlandırılmış bölge oluşturulmasına hazır olduğumuzu duyuruyoruz. Bu inisiyatif, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını gidermek ve bölgede kalıcı istikrar sağlamak için" dedi.
Mazlum Abdi'nin bu açıklamayı yaptığı anlarda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'ye bağlı SMO çeteleri ile QSD arasındaki ateşkesin hafta sonuna dek uzatıldığını açıkladı. Ancak sahadaki gelişmeler ABD'nin dediklerine uymuyordu. Kobanî'nin dört bir yanına asker ve çete yığan Türk devleti saldırılarını sürdürüyordu. Bu saldırıların sürmesi üzerine dünyanın dört bir yanından tepkiler de gelmeye başladı. QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi ile bir telefon görüşmesi yaptıklarını açıklayan ABD'nin Cumhuriyetçi senatörü Lindsey Graham ile Demokrat senatörü Chris Van Hollen, Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyine dönük tutumunu değiştirmemesi durumunda "Bu hafta, 2019’da ortaklaşa sunduğumuz yasa tasarısına benzer şekilde iki partili yaptırım yasasını getirmeyi planlıyoruz" açıklamasında bulundular. İki senatör ABD yönetimine de seslenerek "ABD, sürdürülebilir bir ateşkes ve askerden arındırılmış bir bölge için elindeki tüm araçları derhal kullanmalıdır" çağrısında bulundular. Benzer çağrılar Almanya ve Fransa başta olmak üzere birçok devlet yetkilisinden de geldi. Bu çağrılar ve açıklamalar devam ederken Türk devletinin ABD'ye Mazlum Abdi'nin önerisini reddettiklerine dair bildirimde bulundukları basına yansıdı. Ancak Türk medyasının her gün ağzına pelesenk ettiği Kobanî'ye dönük kapsamlı bir saldırı da başlatılmadı. Bu tartışmalara dönük resmi olarak, sadece Hakan Fidan'ın sorunu yeni Suriye yönetimine devrettiklerine dair bir açıklama düştü. El Cezire televizyonuna konuşan Hakan Fidan, Türk devletinin saldırılarına ilişkin bir soru üzerine konunun öncelikle yeni yönetimin meselesi olduğunu söyledi ve Colani yönetiminin çözüm üretmesi durumunda Türkiye'nin müdahalesine gerek kalmayacağını açıkladı.
Tüm bu gelişmeler de gösteriyor ki tüm dünya Esad sonrasındaki Suriye'nin geleceğine odaklanırken başından beri Suriye'nin içişlerine müdahale edip bölgeyi ateş çemberine iten Türk devleti ise PKK'yi gerekçe ederek Suriye'yi yeni bir ateşin içine sürüklemek istiyor. Bunu yapmak için ise bir yandan çetelerini sahaya sürerken diğer yandan da henüz Suriye'yi ne kadar yönetebileceği belli olmayan Colani'nin HTŞ'sini etkileyerek onu bir başka sıcak savaşın içine çekmeye çalışıyor.