Türkçe konuşun, Kürt yoktur!
- Balıkesir'in Altıeylül ilçesinde ırkçı saldırıya uğrayan işçilerden Özgür İpek, "Burası Türkiye, Türkçe konuşmanız gerekiyor. Kürt yoktur" denilerek işkence yapıldığını söyledi. İpek, götürüldükleri hastanede de "biat edeceksiniz” denildiğini kaydetti.
Balıkesir’de polis, bekçi ve ırkçı bir grubun saldırısına uğrayan işçilerden Özgür İpek, “Organize ve planlı bir saldırıydı. Tek neden ise Kürt olmamızdı” dedi.
Balıkesir'de inşaatta çalışan Özgür İpek, Mehmet Argın ve Cemal Güzel, 21 Ağustos akşamı Altıeylül ilçesinde bulunan Atatürk Parkı'nda Kürtçe müzik dinledikleri sırada polisler tarafından gözaltına alındı. İşçiler, "Çevreden şikayet var" gerekçesiyle kimliklerini isteyen polislere müzik dinlediklerini belirterek, kimliklerini vermedi. Bunun üzerine üç işçi, polis, bekçi ve şikayette bulunan lunapark sahibinin saldırısıyla darp edildi. Gözaltından sonra Balıkesir Adliyesi'ne getirilerek ifadeleri alınan işçiler, “Örgüt propagandası yapmak”, “Polise mukavemet”ten tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan işçilerden Cemal Güzel tutuklanırken, İpek ve Argın ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Saldırı sonrası memleketi Amed’e dönen işçilerden Özgür İpek, ırkçı saldırı ve sonrasında yaşananları MA'ya anlattı.
Burası Türkiye, Türkçe konuşun
Amed’den Balıkesir’e bir ay önce çalışmak için gittiğini belirten İpek, çalıştıkları inşaattan parka gidip müzik dinlediklerini ve 'insanlar rahatsız oluyor' denilerek uyarıldıklarını belirtti. Oysa lunaparktaki müziğin daha yüksek olduğunu kaydeden İpek, şunları söyledi: “Parktan çıkıp kaldığımız şantiyeye gitmek için yürüdük, zaten 10 dakikalık bir mesafede bulunuyordu. Karşımıza birden bekçiler çıktı. ‘Hakkınızda ihbar var’ deyip bizden kimlik istediler. Daha bize kimlik sormadan lunaparkın sahibi geldi. ‘Burası Türkiye, Türkçe konuşmanız gerekiyor. Kürt yoktur’ diyerek üzerimize yürüdü. Bir de baktık etrafımız yunus polisleri, bekçiler ve o ırkçı lunaparkın çalışanlarıyla sarıldı. Bizi orada ters kelepçelediler. İşkenceleri başladı, coplarla vurmaya başladılar.”
Bir kurşunluk canı var
Şiddetin boyutu nedeniyle öleceklerini düşünmeye başladıklarını dile getiren İpek, bu esnada bekçinin de “bir kurşunluk canı var” tehdidinde bulunduğunu kaydetti. Duruma engel olmaya çalışanların da gözaltına alınmaya çalışıldığını belirten İpek, gözaltı sonrası götürüldükleri hastanenin güvenlik görevlilerinin “bozkurt” işareti yaparak, “burası Türkiye, biat edeceksiniz” diyerek üzerlerine yürüdüğünü ifade etti.
Organize ve planlıydı
İpek, şöyle konuştu: “Gözaltı otosuna bindirilirken oradaki ırkçı grubun saldırısına uğradık ancak kimse yardım etmedi. Ailelerimize haber vermemize dahi izin vermediler. Bulunduğumuz yerde birçok güvenlik kamerası vardı, bir şey söylemişsek kameralara bakmalarını söyledik. Kimse bizi duymadı. Söylediklerimizin hepsi tespitli. Polis ve bekçiler bizi darp ettiği esnada ırkçı gruptakiler de şiddet uyguluyordu. Bu yüzden organize ve planlı bir saldırıydı. Bizi darp ettikten sonra hastaneye gittik. Bize yapılanları anlatmak insanları haberdar etmek istedik buna da izin vermediler ve yine şiddet uyguladılar. Bizi muayene eden doktorlar arkadaşımın burnunun kırık olmasına bakmadan rapor yazdı ve bizi karakola götürdüler. Ertesi gün tekrar hastaneye getirildiğimizde orada başka bir doktor vardı. O rapor yazdı.”
Temel neden Kürtlüğümüz
Adalet isteyen İpek, Balıkesir’de kalan diğer işçi arkadaşlarının can güvenliklerinin olmadığını söyledi. Arkadaşlarından Cemal Güzel’in tutuklandığını dile getiren İpek, slogan attıkları ve “Burası Kurdistan” dediklerinin iddia edildiğini, ancak bunun gerçek dışı olduğunu belirtti. Saldırıya uğramalarının ana nedeninin Kürt olmaları olduğunu söyleyen İpek, “Yaptıklarını haklı çıkarmak için de 'Cumhurbaşkanına hakaret' ettiğimizi ortaya sürdüler. ‘Polise mukavemet’ diye söylüyorlar ama karşı çıkmayı bırakın konuşmamıza bile izin vermediler. Bizi onların elinden kurtarmaya gelen üç kişiyi daha gözaltına aldılar. Onları tanımıyoruz. Zaten gözaltına alındığında ‘tanıyor musun’ diye soruyorlardı” dedi.
Bu zulmü kabul etmiyoruz
Güzel’in Balıkesir Cezaevi’nde tutulduğunu, bu nedenle hayati tehlikesinin olduğunu söyleyen İpek, şunları ekledi: "Bizi darp ettikleri esnada bir bekçinin parmağı kırıldı. Daha sonra onun parmağını kırdığımızı söylediler. Bizler o durumdayken sesimizi bile çıkaramıyorduk. Kiminle nasıl kavga edebilirdik ki? Olayı gören arkadaşlarımız 40-50 kişinin bizi darp ettiğini söyledi. İHD'ye başvuracağız. Hakkımız ne ise soracağız. Bizlere uygulanan bu zulmü kabul etmiyoruz.” AMED