Türkiye bu savaşı kazanamaz
- Eski Pêşmerge Bakanlığı Sekreteri Korgeneral Cabbar Yawer, Türk ordusunun stratejik önemdeki Metîna ve Garê'ye havadan ve karadan düzenledikleri saldırılarla hedeflerine ulaşamadığını söyledi. Yawer, Türk ordusunun Başûr'daki varlığıyla ilgili şunları paylaştı:
- "80 üs ve karakolu bulunuyor. Bu üsler, 200 kilometre uzunluğunda ve 40 kilometre derinliğinde bir alana yayılmış durumda. İstihbarat ve sivil görevlilerin yanı sıra 10 ila 15 bin askeri var. Askeri ve lojistik mühimmatın sayısı ise bilinmiyor."
- Yawer, Bağdat ve Hewlêr'in sessizliğini de eleştirerek, şunların altını çizdi: "PKK ile Türkiye arasında yaşanan savaşın galibi olmayacak. Türkiye, Kürt sorununun çözümünün tek yolunun siyasi ve barışçıl yöntemler olduğunu kabul etmek zorundadır."
Türk ordusunun işgal saldırılarında sivilleri de hedef aldığını ve "terörist" olarak açıkladığını belirten CPT Sorumlusu Kamaran Osman, katledilenler arasında üç aylık bebeklerin yanı sıra 1-17 yaş arasında 194 çocuğunu olduğunu söyledi.
KirkukNow'dan Gülbahar Altaş'ın haberine göre; Bakur ve Başûr'un 378 kilometrelik kara sınırını aşarak işgal saldırılarını sürdüren Türk ordusu, sınırın 40 kilometre derinliğine ve 200 kilometre uzunluğuna kadar ilerledi. Türk ordusunun bölgede büyük ve küçük çaplı 64 üs ve karakol bulundururken, son işgal saldırılarıyla bu sayıyı yaklaşık 80’e çıkarttı. Şimdiye kadar bölgedeki Türk askeri sayısı dönüşümlü bir şekilde 10 ila 15 bin arasın değişirken, son olarak bin 250 asker daha aktarıldı.
Sivilleri de vuruyor
Türk ordusus işgal saldırıları, sadece askeri boyutta kalmayarak sivilleri de derinden etkiliyor. KirkukNow’a konuşan Toplumsal Barış Timleri (Community Peacemaker Teams-CPT) Sorumlusu Kamaran Osman, 170 köyün boşaltıldığını belirterek, 15 Haziran’dan bu yana ise en az 380 havadan bombardımanın yapıldığını söyledi. Son 7 aylık süreçte en az 9 sivilin katledildiğinin, bir o kadar da yaralı olduğu belirten Osman, “602 köy, boşaltma tehdidiyle karşı karşıyadır. Türkiye’nin düzenlediği operasyonlar nedeniyle 50 ailenin yaşadığı bazı köylerde de bir-iki aile kalmış durumdadır” dedi.
344 şehit ve 358 yaralı
“1991’den şimdiye kadar çatışmaların yaşandığı bölgelerde 344 sivil şehit düştü ve 358 de yaralandı” diyen Osman, son saldırılarda ise 9 köyden 184 ailenin evini boşalttığını, 19 evin yıkıldığını, iki su üretme tesisinin, iki ilkokulun, bir kilise ve Berêgare köyünün trafosunun bombalandığını; yaklaşık 68 bin dönüm arazi yakıldığı bilgisini verdi.
Üç aylık bebekler bile var
Kamaran Osman, kayıpların Türk yetkililerce “terörist” olarak nitelendirildiğini, ancak yaptıkları çalışmalarda katledilenler arasında üç aylık bebeklerin yanı sıra bir ila 17 yaş arasında 194 çocuk olduğunu söyledi.
32 kilometreden 40 kilometreye
İşgal saldırılarına dair Bağdat'taki yetkililerin yaşananları “kınamaktan” ileriye gitmediğine işaret eden Osman, Türk güçlerinin şu anda 32 kilometreden 40 kilometre Federe Kurdistan sınırından derine ilerlediğini söyledi. Türk ordusunun 2021’den beri Berwarî bölgesine “7 kilometre derine ilerlerken, son saldırılarda 8 kilometre ilerlediğine” dikkat çeken Osman, bu yılın 15 Haziran’ından önce Türk ordusunun büyük ve küçük kapasiteli 64 üssü bulunurken, son saldırılarla bu sayıyı 74’e çıkarttığını kaydetti.
Ankara-Bağdat anlaşması
Kamaran Osman, son saldırıların Ankara-Bağdat arasında yapılan bir anlaşmanın sonucu olduğunu; Ankara’nın 40 kilometre Federe Kurdistan sınırına girmesine izin verilen bir anlaşmayı kapsadığını savundu. Osman, Federe Kurdistan'daki toplam Türk asker sayısını bilmediklerini ama son olarak bin 250 asker ve 300 tankın sevk edildiğini belirtti.
Yawer: Stratejik önemde yerler
Eski Pêşmerge Bakanlığı Sekreteri Korgeneral Cabbar Yawer, son saldırıların, Türkiye'nin 2021'de başlattığının devamı olduğunu hatırlatarak, "Türk güçleri, özellikle bu son dönemde Metîna ve Garê dağlarına yönelik saldırıları yoğunlaştırarak, bu bölgeleri kontrol altına almaya çalıştı. Metîna ve Garê dağları, Türkiye için stratejik öneme sahip. Metîna kırsalı, Türkiye'ye yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta bulunması nedeniyle önemli; Garê Dağı ise Şengal ile Qendîl’i birbirine bağlayan bir koridor olarak görülüyor. Türk güçleri, bu iki bölgede havadan ve karadan düzenledikleri saldırılarla hedeflerine ulaşamadı. Son haftalarda ise sadece SİHA ve savaş uçaklarıyla saldırılarını sürdürdüler" dedi.
15 bin askeri bulunuyor
Ankara'nın 40 yıldır PKK ile savaştığını, 2021'den sonra özellikle işgali kalıcılaştırmaya çalıştığını kaydeden Yawer, Osman’ın verdiği bilgileri pekiştirerek, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'nin şu anda Irak ve Federe sınırlarında yaklaşık 80 üs ve karakolu bulunuyor. Bu üsler, 200 kilometre uzunluğunda ve 40 kilometre derinliğinde bir alana yayılmış durumda. Ayrıca, bölgede istihbarat ve sivil görevlilerin yanı sıra 10 ila 15 bin askeri personeli bulunuyor. Askeri ve lojistik mühimmatlarının sayısı ise bilinmiyor."
Bağdat ve Hewlêr sessiz kalıyor
Türk ordusunun saldırılarına karşı Bağdat ve Hewlêr yönetimlerinin gerekli tepkiyi göstermediği eleştirilerine katılan Yawer, Bağdat ve Hewlêr yönetimlerinin Türkiye'nin saldırılarına karşı sessiz kalmasını, Federe Kurdistan'ın askeri olarak NATO üyesi Türkiye’ye karşı duracak gücünün olmamasına ve yasal yetkilerinin sınırlı olmasına bağladı. Federe Kurdistan'ın uluslararası ve bölgesel askeri anlaşmalar yapma hakkının bulunmadığı, bu sorumluluğun Irak hükümetine ait olduğunu savunan Yawe, “Sadece KDP'nin değil, hiçbir Kürt partisi ya da Federe Kurdistan Hükümeti de Türkiye'nin saldırılarına karşı resmi bir tavır gösteremez" dedi.
Hiçbir açıklama yapılmadı
Irak Ulusal Güvenlik Bakanlar Konseyi’nin, Başbakan Sudani’nin başkanlığında 10 Temmuz'da gerçekleştirdiği toplantıda, Türk ordusunun ülke sınırları içinde düzenlediği askeri saldırıların araştırılması için bir heyetin Federe Kurdistan'a gönderilmesi talimatını hatırlatan Yawer, şunları söyledi: "Irak Milli Savunma danışmanının da yer aldığı heyetin görevi, Kurdistan Bölgesi'ni ziyaret ederek operasyon alanlarını incelemek ve ortak bir tavır sergilemek. Ancak bu heyet bölgeye gittikten sonra konu hakkında hiçbir açıklama yapılmadı."
Uluslararası hukuku ihlal ediyor
PKK’yi Irak genelinden tamamen çıkarmanın imkansız bir durum olduğunu vurgulayan Yawer, Türkiye'nin şu anda 40 kilometre derinliğe konuşlandığını hatırlatarak, "Rutin olarak Şengal, Diyala, Kifri, Kerkük ve çevresinde keşif yapıyorlar. Bu durum, uluslararası hukuku ihlal ederek Irak'ın toprak bütünlüğünü çiğnemek anlamına geliyor" diye konuştu.
Savaşın galibi olmayacak
Mevcut gücüyle Türkiye’nin ne Kerkük'e ne Şengal’e ne de Qendîl'e karadan askeri bir saldırıda bulunmasının mümkün olduğunu söyleyen Yawer, şöyle devam etti: "PKK ile Türkiye arasında yaşanan savaş 40 yıl daha sürse bu savaşın galibi olmayacak. Türkiye, Kürt sorununun çözümünün tek yolunun siyasi ve barışçıl yöntemler olduğunu kabul etmek zorundadır."
Kürtlerin güçlenmesini engellemek
Dihok Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Serdar Şerif ise şunları ifade etti: "Türkiye, sınırın orta kısımlarına kadar yayılmış durumda. Köylere de girmekte ve bu durum, bölge halkını tedirgin ediyor. Hewlêr yönetimi bu duruma sessiz kalıyor. Türkiye'nin öncelikli hedefi, Kürtlerin Ortadoğu’da güçlenmesini engellemek. Türk devlet aklı, her daim Kürtlere biçtiği rol ‘kurban rolü’ olarak belirlemiştir."