Tutsaklarla dayanışmaya devam
- Tutsaklara para gönderenlere hapis cezası verilmesine karşı kampanya başlatan MATUHAY-DER, herkesi kampanyaya katılmaya davet etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin (TUHAY-DER), birinci dereceden yakınları, arkadaşları, akrabaları ya da insani saiklerle diğer tutsaklara para gönderenlere "Örgüte finansman sağlamak" iddiasından ceza verilmesine karşı başlattığı kampanya sürüyor.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), geniş bir katılımla 9 Aralık'ta Marmara Bölgesi'nde bulunan cezaevlerine para yatıracaklarını açıkladı. MA'ya konuşan MATUHAY-DER Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, "Kamuoyu açısından bir farkındalık ve sahiplenme olursa para yatırmayı 'suç' olarak göstereceklerini sanmıyoruz. Tutsaklara yatırılan para, aslında tutsakların eline verilmiyor, devlete veriliyor. Bu parayı tutsaklar, ihtiyaçları dahilinde alıyor. Dolayısıyla 'suç' dedikleri paranın devletin kasasında olduğu belli. Bu para tutsakların can suyudur. Karşımızda düşmanca yaklaşan bir adalet sistemi olduğu için bunu 'suç' görüyor. Boşa düşürmek için de toplumun bu konuda duyarlı olması gerekiyor" dedi.
Tecrit biterse diğer ihlaller de biter
Cezaevindeki hak ihlallerinin asıl kaynağının, Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit olduğunu; bu tecrit kaldırıldığı an diğer cezaevlerindeki hak ihlallerinin de kalkacağını belirten Demir, "Tecrit, toplumun duyarlılığıyla kalkar. Tecride karşı birlikte hareket edip mücadele edersek o zaman toplum olarak nefes alırız. Yeter ki beraber yürüyelim" diye konuştu.
Teslimiyet dayatılıyor
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Meral Şahin ise cezaevlerine para yatırmanın suç olduğuna dair mevzuata herhangi bir maddenin bulunmadığını hatırlattı. Meral Şahin, bu uygulamayla iktidarın gücü elinde tutmak için toplumsal muhalefetin yükseldiği dönemlerde cezaevlerine mesaj verdiğini söyledi. Meral Şahin, "Yok saymanın, ötekileştirmenin meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde, hapishaneler üzerinde geliştirilen hak ihlalleri, demokratik alanlarda da çıkan sesi bastırmaya yöneliktir. Tecritle esasında dedi.
İnsani dayanışmadır
Tutsakların ailelerinden uzak cezaevlerinde tutulduğunu ve çoğunun yoksul olduğunu belirten Meral Şahin, şunları söyledi: "Mahpus, temel ihtiyaçları ile elektrik ve su parasının yanında günlük yemek içmek için de belirlenen bir miktar para ödemek zorunda. Olmayan parayı nasıl ödeyecek bu insanlar? Bunun için bir dayanışma gerekiyor. Bu da insani dayanışmanın ötesinde bir şey değildi. Sorun, zaten dayanışmayı yapan kişilerde değil, dayanışmanın cezalandırılmasını talep eden anlayıştadır."
Para kayıt altında
Tutsaklara yatırılan paranın PTT ya da banka yoluyla yatırıldığını ve paranın tutsakların eline değil, cezaevi idaresine ulaştığını hatırlatan Meral Şahin, şöyle devam etti: "Para, mahpus adına idare kasasında ihtiyaç durumunda kullanılmak üzere bekletilir. Gönderen suçluysa devletin resmi kurumları da bu suç kapsamının dışında tutulmamalı. İnsani dayanışmanın cezalandırılmasını, ne aklımız alıyor ne de insanlığın vicdanına sığıyor."
Para göndermeye devam
İHD üyesi Hatice Onaran'a bu suçlamadan verilen cezanın onanması üzerine kampanya başlatma kararı aldıklarını kaydeden Meral Şahin, şunları söyledi: "Her ay bir arkadaşımız, bu tepkiye ses olarak Hatice'ye ihtiyacı olan parayı yatıracak. Hatice Onaran, 60 yaşlarında. Engelli olmanın yanı sıra kolon kanseri. Arkadaşımız adına endişeliyiz. Hasta ve ağır hasta mahpusların sesi olmak isterken kendisini de hasta mahpus listemize eklememiz, bizim açımızdan çok acı ve ağır. Cezalandırılan, Hatice nezdinde insani dayanışmadır. Dayanışmayı kırmak, sindirmek, mahpusu yalnızlaştırmak, siyasi bir karardır. Bizler de bu uygulamadan vazgeçilene, basit olmayan bu hata düzeltilene dek arkadaşımıza para göndermeye devam edeceğiz."
* * *
Onaran için tahliye çağrısı
Tutsak İHD yöneticisi Hatice Onaran’ın serbest bırakılmasını isteyen İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen, bu vahim hukuksuzluğa karşı çıkılmasını istedi.
İHD Ankara Şubesi, eşi ile bazı tutsaklara para gönderdiği için "Örgüte finans sağlamak" iddiasından 4 yıl 2 ay hapis cezası verilerek tutuklanan İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu Üyesi Hatice Onaran'a ilişkin basın toplantısı düzenledi. İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen, tutsaklara, ‘Hükümlü ve tutukluların emanete alınan kişisel paralarının kullanımına dair yönetmelik’ çerçevesinde para yatırıldığını hatırlattı. Tutsağın hesabına yatırılan paranın nasıl harcanacağının da aynı yönetmeliğe göre düzenlendiğini; paraları üzerinde bir tasarruf hakları bulunmadığını anımsatan Çevirmen, "Paranın kullanım tasarrufu, tamamen idarenin yetkisindedir. Kullanımı yönetmelikçe belirlenmiş olan para, ‘Terör Örgütünün Finansmanı’ olarak değerlendirilemez. Tutsaklar, tüm haklarını cezaevi idaresi aracılığıyla kullanabildiklerinden dolayı para yatıranlara karşı yargı baskıları kabul edilemez” dedi.
Hiçbir hukuki temeli yok
Hatice Onaran’ın 4 Ocak’tan bu yana kolon kanseri tedavisi gördüğünü; hastalıktan kaynaklı yüzde 79 engelli raporunun bulunduğunu hatırlatan Nuray Çevirmen, şunları söyledi: “Hatice Onaran’ın hastalıklarının tedavi ve takibi yanında, özel beslenme ve hijyenik bir ortamda yaşama ihtiyacı bulunmaktadır. Hapishanede bu koşullar sağlanamayacağından kanser hastalığının hızla ilerlemesi ve yayılması ihtimali güçlenmektedir. Çalışma arkadaşımız Hatice Onaran ile ilgili verilen mahkumiyet kararının hiçbir hukuki temelinin bulunmadığı açıktır. Başta Adalet Bakanlığı, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi Başkanlığı ve Yargıtay Başsavcılığı olmak üzere bütün ilgili kamu görevlileri Hatice Onaran hakkındaki bu hukuksuzluğu düzeltmek için harekete geçmek zorundadır. Barolar, Barolar Birliği, demokrasi ve adalet arayışındaki kişi ve kurumlar ve en başta da siyaset kurumu, bu vahim hukuksuzluğa karşı seslerini yükseltmelidir. Hatice Onaran’ın acilen serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”