Wargenimo açık cezaevi gibi

Wargenimo (Çobanpınar) köyü

Wargenimo (Çobanpınar) köyü

  • Rojhilatê Kurdistan sınırında iki tepe arasında bulunan Wargenimo (Çobanpınar) köyü, Türk ordusu tarafından açık cezaevine çevrilmiş gibi.
  • Yalnızca 07.00-19.00 arası giriş çıkışlar serbest. Herhangi birinin acil bir işi çıksa köyden çıkamaz ya da acil köye gitmesi gereken biri köye giremez. Akrabaları bile gilemez.
  • Hasta biri varsa yanında bir refakatçısıyla bu saatler harici giriş-çıkış yapabilir. Köyün 50 metre uzağında bulunan kontrol noktasına kimliğini verip imza atmak zorunda.
  • Köyün ortasındaki tepenin tam üstünde ve hemen çıkışında kontrol noktaları var. Zaten köyün çevresi karakollarla çevrili. Köylüler, köyün bir kez daha boşaltılmak istendiğini söylüyor.

ASMİN BARAN / COLEMÊRG

Sınır köylerindeki abluka hali son 8 yıldır farklı yasaklarla sürdürülüyor. Rojhilatê Kurdistan sınırında iki tepe arasında bulunan Wargenimo (Çobanpınar) köyü de baskıların zirve yaptığı yerlerden.

90’lı yıllarda boşaltılan çoğu köye giriş-çıkışlara hala izin verilmezken, geri dönüş yapılan çoğu köyde fiili yasaklar söz konusu. Köye getirilecek yemek miktarından toplanacak ot alanına kadar her şeyin belli bir kurala bağlandığı köylere giriş çıkışlar ise ikametgâh belgesi ve Valilik'ten alınan izin kâğıdıyla mümkün oluyor. Köylülerin hangi saatler arası köyde bulunabileceğine dahi bölgedeki karakollar karar verirken köylülerin ekili arazisi veya otlakları da işgal edilmiş durumda. Yurttaşlar ise yasakların bilinçli olarak konulduğunu ve asıl hedeflenenin köyü yeniden boşaltmak olduğunu söylüyor.

Köyde yaşamayan giremez!

Bu yasakların yoğun olarak yaşandığı yerlerden biri de Wargenimo köyü. Son yıllarda geri dönüşlerin yaşandığı yerlerden biri olan bu köyde yurttaşlar ot toplayarak, arıcılık ve hayvancılık yaparak geçimini sağlıyor. Yasaklar nedeniyle geçimlerini sağlayacak iş bulamayan köylüler, köye her giriş çıkışlarında GBT’ye maruz kalıyor. Bunun yanı sıra ikametgâh şartının da konulduğu köye orada yaşamayan biri giremiyor. Köyün ortasında ve çevresinde de çok sayıda karakol bulunuyor.

 

 

Köylüler korkutuluyor

Wargenimo köylüleriyle maruz kaldıkları baskıları konuştuk. Yaşanan süreci 80’lere benzeten köylüler ne köylerine ne de evlerine rahat bir şekilde girebildiklerini söyleyerek baskılara son verilmesini istiyor. Sertip Şen adlı çobanın 2019'da koyun otlatırken bir uzman çavuş tarafından katledildiğini hatırlatan köylüler, bu cinayet sonrası baskıların ve korku politikalarının daha da arttığını söylüyor.

Giriş-çıkışlara saat sınırlaması

Köylüler kendilerini en fazla zorlayanın köye giriş ve çıkış saatleri olduğunu anlatıyor: “Yalnızca 07.00-19.00 arası giriş çıkışlar serbest. Herhangi birinin acil bir işi çıksa köyden çıkamaz ya da acil köye gitmesi gereken biri köye giremez. Sadece hasta olan biri varsa yanında bir refakatçısıyla bu saatler harici giriş-çıkış yapabilir. Ayrıca köyün 50 metre uzağında bulunan kontrol noktasına kimliğini vererek, imza atmak zorundasın. Her giriş çıkışta bu uygulama rutin olarak uygulanıyor.”

 

 

Yeniden göçe zorlanıyorlar

Yasaklar nedeniyle koyunlarını diledikleri yerde otlatamayan köylüler, şunları paylaştı: “Eğer ki bu kurallar dışında hareket edersek tıpkı Sertip Şen gibi uzun namlulu silahla öldürülebiliriz. Herkes tedirgin ve ürkek. Köyün tam ortasında küçük bir tepe var ve bu tepenin tam üstünde askeri kontrol noktası bulunuyor. Köyün hemen çıkışında yine bir kontrol noktası var. Zaten köyün çevresi karakollarla çevrili. Yıllar önce boşaltılan bu köyü yeniden boşaltmak istiyorlar. Amaç köyü insansızlaştırmak. Baskı ve yasaklarla halkı bıktırarak göç ettirmek istiyorlar. Aldığımız nefese kadar her şeyi kontrol etmeye çalışıyorlar. Tarım arazilerimize, arılara, tüm geçim kaynaklarımıza müdahale etmeye çalışıyorlar. Askeri kontrol noktalarının mahremiyet bölgemizden çekilmesini istiyoruz. İkametgah adresleri köyde olmadığından akrabalarımız bile gelemiyor.”

 

* * *

Köyün içine de fotokapan

Abluka ve yasaklarla açık cezaevine dönüşen Colemêrg’de neredeyse her ay bir bölge yasaklanırken, çok sayıda alan ise 'Özel Güvenlik Bölgesi' ilan edilerek kapalı tutuluyor. Köylerin içi dahil birçok alana yüzlerce fotokapan ve kamera yerleştirilmiş durumda.

Yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; ayda neredeyse iki kere ablukaya alınan Gever’e bağlı Tilorana Jêr ve Tilorana Jor köylerinin bulunduğu Sipêrêz Dağı bölgesi, Horê, Berê Sor ve Conî yaylalarında fiili yasak hali var. Türk ordusunun 11 Haziran’da başlayan saldırısı ve SİHA hareketliliği devam ederken abluka ve yasaklara dair konuştuğumuz yurttaşlar, çoğu yasağın askeri saldırı bahanesiyle yapıldığını, asıl amacın bölgeyi fotokapanlarla kontrol altına almak olduğunu söyledi.

GBT’ye maruz kalıyorlar

Bölgede askeri saldırı ve abluka durumunda yaylalara giden yollar kapatılıyor, koyun sağmaya giden bêrîvanlar bile GBT’ye maruz bırakılıyor. Yabancı biri kapanan yoldan geçemezken, bölgede çobanlık yapan herkesin kimlik bilgilerinin kayıt altında tutuluyor ve yabancı birinin hayvan bakmasına izin verilmiyor. Özellikle Tiloran köylerinde bu durum sıklıkla yaşanıyor, önceki yıllarda çok sayıda çobanın işkence gördüğü ve hakkında yasal işlem başlatıldığı da biliniyor.

150 fotokapan bıraktılar

Köylüler, askerlerin her gelişlerinde yaylaya ve köy yollarına yüzlerce kamera yerleştirdiğini söyledi. Yaylaya yakın köylerin içine de fotokapan konulduğunu aktaran, güvenlik nedeniyle ismini veremediğimiz bir köylü, şu detayları paylaştı: “Haziran’da başlatılan operasyon sona erdi ve askerler köyden ayrıldı ama giderken yaylaya ve köylere 150 civarında fotokapan bıraktılar. Bölgede neredeyse her yerde kamera var. Köylerin içine dahi kamera yerleştirmişler. Şu anda bir hareketlilik yok ama her ay bu baskılara maruz kalıyoruz. Yaylamızı ne zaman isterlerse yasaklıyorlar. Bêrîvanları çoğu zaman yolda durdurup geri gönderiyorlar. Normal bir hayat yaşamıyoruz. Her operasyon döneminde abluka ve yol kapatma, yine GBT’ye maruz bırakılıyoruz.”

Çobanlar ajanlığa zorlanıyor

Kimlik bilgileri alınan ve her operasyon sürecinde karakola çağrılarak sorgulanan çobanlara, “Bir şey görürsen bize söyle, hayatını yaşarsın, ne istersen veririz” sözleriyle ajanlık teklif ediliyor. Tiloran ve devamındaki tüm köylerde ajanlık dayatması yapılırken, özellikle de Şemzînan ve Çelê ilçelerinde yoğunlaşıyor. Askerlerin çoğu zaman çobanları 'operasyon bölgesi'ne götürdüğünü de dile getiren yurttaşlar, geçen sene darp edilerek  götürülen çobana işkencenin orada da devam ettiğini hatırlattı. Yasakların ve kameraların günlük yaşamlarını olumsuz etkilediğini aktaran yurttaşlar, serbest bir şekilde yaylaya ya da ot toplaya çıkamadıklarını dile getirdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.