Yarım ağız kabul

Hugh Chetwynd

Hugh Chetwynd

  • İmralı’ya gitme yetkisi bulunan tek kurum olan CPT’nin Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd, izolasyon ve görüş yasağının kabul edilemez olduğunu söyledi.
  • CPT, İmralı’ya ‘gerekli görürlerse’ gideceklerini söyleyedursun, Aile görüşü için başvuru yapan avukatlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutsağa yeni bir “disiplin cezası” verildiğini öğrendi.

İmralı’da ağır tecrit ve izolasyon altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 40 aydır haber alınamıyor. Öcalan’la birlikte Veysi Aktaş, Ömer Hayri Konar ve Hamili Yıldırım’ın da avukat ve aile görüş hakkı, rutine bağlanan ‘disiplin cezaları’ adı altında reddedilerek mutlak iletişimsizlik sistematik hale getirildi.

Türk devleti, hem kendi iç hukukunu hem de altında imzası olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İşkencenin Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor.

İmralı’ya gitme yetkisine sahip olan tek kurum Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi CPT ise sessizliğini koruyor. Başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları olmak üzere uluslararası alandan farklı toplumsal kesimlerin İmralı tecridine dönük başvuruları ya yanıtsız bırakan ya da “konuyu yakından takip ediyoruz” diyerek geçiştiriyor.

Son olarak 13-22 Şubat tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret eden CPT, İmralı’ya gitmedi. Eylül 2022 tarihinde yaptığı ziyaretin raporunu da açıklamadı.

Çifte standart

Ancak geçtiğimiz günlerde, hak ihlalleri konusunda tavsiye kararlarına uymayan Azerbaycan’a ilişkin açıklama yaptı. ihlallerin devamı durumunda konuşma hakkının elinden alınacağı ve konsey üyeliğine son verileceğini Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne bildirdi. Bunun üzerine Azerbaycan geri adım atmak zorunda kaldı.

ANF’nin sorularını yanıtladı

ANF muhabiri Serkan Demirel, tüm bu gelişmelerle yeniden gündeme oturan CPT yetkililerine sorular yöneltti.

Demirel’in sorularına CPT Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd adına yazılı cevaplar verildi. 

2022 yılında yaptığı son ziyaretlerine ilişkin raporun hala neden yayınlanmadığı sorusuna CPT şu cevabı verdi:

“CPT’yi kuran sözleşme iki temel sütuna dayanmaktadır: İşbirliği ve gizlilik. Sonuç olarak, Sözleşme CPT’ye yalnızca taraf devletin izniyle bir rapor yayınlama yetkisi vermektedir.”

 

 

‘Gerekli’ görürse!

CPT, 40 aydır Öcalan ve diğer tutsaklardan haber alınamasına rağmen komitenin yeni bir ziyareti “gerekli görürse” yapacağını belirtti: “CPT İmralı'yı 1999, 2001, 2003, 2007, 2010, 2013, 2016, 2019 ve 2022 yıllarında olmak üzere 9 kez, her seferinde ad hoc (özgün) ziyaret kapsamında ziyaret etmiştir. CPT, gerekli görmesi halinde İmralı’ya yeni bir ziyaret gerçekleştirmeye karar verebilir.”

Komite’ye göre kötü muamele ne?

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer üç tutsağın durumunu “çok yakından takip ettiklerini” iddia eden CPT, izolasyon koşullarına rağmen tutsakların ‘kötü muamele’ görmediğini de iddia etti. Cevapta, “Komite, Türk makamlarıyla devam eden bir diyaloğu sürdürmektedir, ancak bu diyalog gizli kalmaktadır. Bununla birlikte, 2019 yılında ve önceki ziyaretlerde olduğu gibi, heyetin İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan kişilere cezaevi görevlileri tarafından kötü muamele yapıldığına dair herhangi bir iddia almadığını vurgulamak önemlidir. Ulusal makamlarla devam eden diyaloğun yanı sıra CPT, Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla da düzenli olarak temas halindedir” denildi.

İzolasyon kabul edilemez

ANF muhabirinin “İmralı’daki mahkumlar mutlak bir tecrit altında mı?” sorusuna verilen yanıtta ise, CPT tecritin kabul edilemez olduğunu kabul etti. Verilen yanıt şöyle:

“CPT, 2019 ziyaret raporunda, tutuklu tüm kişilerin çoğu zaman izolasyonda tutulduğuna dikkat çekmiştir (yani, hafta sonları günde 24 saat dahil olmak üzere haftada 168 saatin 159 saati.)

CPT'ye göre böyle bir durum kabul edilemez.”

 

 

Görüş engellenemez

CPT Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd adına verilen cevaplarda, ‘kabul edilemez’ bulunan bir diğer husus aile ve avukat görüşleri oldu. Tutsakların uzun süre boyunca görüş hakkından mahrum edilmesinin AİHS’nin ihlali olup olmadığı sorusuna, “İmralı Cezaevi'nde tutulan kişilerin dış dünya ile temasları konusu CPT ile Türk yetkililer arasında her zaman yoğun ve uzun süreli bir diyalog konusu olmuştur. CPT, avukatların ve aile üyelerinin ziyaretlerinin sürekli olarak engellenmesinin kabul edilemez olduğunu ve yürürlükteki çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve standartlarına açıkça aykırı olduğunu yetkililerle diyaloğunda defalarca vurgulamıştır” şeklinde yanıt verildi.

Bilgi paylaşamayız

CPT’ye İmralı Cezaevi'ndeki koşulların iyileştirilmesi için komite tarafından daha önce verilen tavsiyelere Türkiye’nin uyup uymadığına ilişkin tespitleri de soruldu.

Komite’nin sistematik olarak taraf devletlerden raporlarına yanıt istediğini, yetkililerin yanıtında yer alan bilgiler dışında hiçbir bilgiyi paylaşamayacaklarını bildirdi.

Yanıt bekleyen sorular

ANF muhabiri Demirel, CPT yetkililerine sorduğu iki soruya ise yanıt alamadıklarını yazdı. Yanıtsız bırakılan sorular şu şekilde:

* CPT kısa bir süre önce Azerbaycan'a karşı (Sözleşme'nin 10 (2) maddesi uyarınca) kamuoyu açıklaması yaptı. Böyle bir açıklamayı Türkiye için de yapmaya niyetli mi?

*İmralı Ada Hapishanesi CPT'ye göre bir ceza infaz kurumu için uygun mu? CPT, Abdullah Öcalan’ın koşulları karşısında daha aktif rol almayı düşünüyor mu? HABER MERKEZİ

 

* * * 

Bir yasak daha

Türk devleti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer tutsakları dünyadan izole etmek için görüş yasaklarını yineliyor.

Avukatların aile görüşünün sağlanması talebiyle yaptığı başvuruya yanıt veren Bursa İnfaz Hakimliği,  4 Temmuz’da Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından verilen yeni bir “disiplin cezası” olduğunu belirtti. Dosyaya dair bilgi ve belge talepleri reddedilen avukatlar, “disiplin cezası” kararına karşı Bursa Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edecek.

 

* * * 

BM’de ihlali savundular

CPT yetkilisinin “uzun süre aile ve avukat görüşünün engellenmesi kabul edilemez” ifadesine karşın Türk devleti bu ihlali uluslararası platformlarda da savunuyor.

Konu, 16-17 Temmuz tarihlerinde Cenevre’de gerçekleşen Birleşmiş Milletler Birleşmiş Milletler (BM) İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muameleye ya da Cezaya Karşı Komitesi 80. Oturumlarında gündeme gelmişti. BM Özel raportörlerinin tecritle ilgili sorusuna yanıt veren Türk heyetinden Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Fatih Güngör,  İmralı’da avukat ve aile görüş yasağına “disiplin cezaları”nı kılıf yaptıklarını kabul etmişti. Güngör, “yasalara uygun davranmayan kişiler, Cezaevi İdaresi Gözlem Kurulu tarafından bir dizi yaptırımlara tabi tutulabilir. Cezaevinde işlenen bazı kabahatler ziyaret yasağı ile sonuçlanabilir” demişti.

 

* * * 

Rehine politkası yürütülüyor

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, 17 Temmuz’da Medya Haber TV’ye verdiği röportajda, Türk devletinin İmralı’da aile ve görüş yasağını nasıl bir şantaj aracı olarak devrede tuttuğunu anlatmıştı:

“Bir rehine politikası yürütülüyor. Son günlerde bize ulaşan bazı bilgiler var. Sağlam kaynaklardan gelen bilgilere göre Erdoğan'ın tayfasından yetkili bazı kişiler, 'bizim için şunu şunu yaparlarsa Öcalan'la kardeşini, sonra da avukatları görüştürebiliriz fakat görüştürmemiz için de şunları şunları yapmaları, şu tavizi vermeleri gerekiyor' biçiminde çeşitli bilgiler geliyor. Önderliğimizin durumu pazarlık konusu yapılıyor. Biz bu politikaları şiddetle reddediyor, lanetliyoruz. Önderliğimizin en doğal, en meşru, en yasal hakkını getirip böyle pazarlık konusu yapmak kadar alçakça bir şey olamaz; bu, haddini bilmezliktir.”

 

* * * 

Bakanlar Komitesi Eylül’de görüşecek

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’in Türk devletinin Öcalan’la ilgili umut hakkı ihlalini Eylül ayında görüşecek.

AİHM, 18 Mart 2014 tarihinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini (umut hakkı) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı bulmuştu.

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının 2022’de yaptığı başvuruya yanıt veren Türk devleti Öcalan’ı ‘umut hakkından’ muaf tuttuğunu itiraf etmişti.

Komite Haziran ayı toplantısında konuyu yeniden gündeme almayı kararlaştırdı.

Buna göre 17-19 Eylül arasında yapılacak oturumlarda AİHM'in ihlal kararlarının ve gerekliliklerin uygulanıp uygulanmadığı masaya yatırılacak. Komite’nin ihlali tespiti ve Türk devletinin mevcut durumu inkarı halinde, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi yaptırım yolunu açabilir.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.