Casus balinalar, güvercinler ve yarasalar
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Balinalar, güvercinler, kediler, yarasalar, leylekler… Kimisine dinleme cihazı takıldı, kimisine kamera ve kimisine patlayıcı yerleştirildi. Casusluk için kullanılan hayvanlar, savaşlara ve askeri teknolojinin gelişimine yön verdi.
FELEKXAN SERHAT
Beyaz bir balina, geçtiğimiz Eylül ayında Norveç sularında ölü bulunduğunda kısa bir süre içinde şöhret haline geldi. Çünkü bu balinanın Moskova için casusluk yaptığından şüphe ediliyordu. Norveç Balıkçılık Müdürlüğü, “Hvaldimir” adı verilen balinaya resmi otopsi bile yaptı.
2019'da casus olduğu ortaya çıkarılan balina, istihbarat servisleri tarafından kullanılan hayvanlardan sadece biri. Tabi hayvanların casus olarak kullanılması yeni değil. 1991 yılında deniz canlılarını casus ve suikastçı olarak eğiten, zamanla çöken bir Sovyet programı da vardı. ABD de 1960'lara kadar uzanan benzer deneyler yapıldı; CIA'nın “Operation Acoustic Kitty” adlı planında ortam dinlemesi için bir kediye mikrofon ve anten yerleştirilmişti. Ancak Washington'daki Sovyet elçiliği önünde kediye araba çarpması sonucu başarısızlığa uğradı. Bu projenin 14 milyon dolara mal olduğu söylenir.
ABD’nin bir diğer başarısız projesi de “Yarasa Bomba”. İkinci Dünya Savaşı’nda kundaklama cihazı yerleştirilen yarasaların, uçaklarla Japonya üstüne bırakılarak patlamadan önce ahşap binalara yerleşmelerinin sağlanması amaçlanıyordu.
İHA ve SİHA’ların doğuşu
Güvercinlerin aynı amaçla kullanılması daha başarılı sonuçlar getirdi. Küçük kameralarla donatılan güvercinler, yasak bölgelere kolayca erişebiliyor ve olağanüstü yön bulma yeteneklerini kullanarak güvenli bir şekilde ana üsse dönmeden önce şüphe uyandırmadan fotoğraf çekebiliyorlardı. Soğuk Savaş döneminde CIA’nın başvurduğu bu yöntem, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin kullandığı programdan ilham alıyordu.
Teknoloji zaman içinde, hayvanların öngörülemezliklerini ortadan kaldırırken gizliliklerinden yararlanma fırsatları yarattı. Örneğin; Aquiline Projesi, daha geleneksel casus uçakları tarzında tam donanımlı, ancak hedeflerine daha yakın olabilmesi için daha küçük ve çok yönlü kuş benzeri bir drone yaratmayı amaçlıyordu. Bunun daha küçük bir versiyon ise CIA'nın 1970'lerde geliştirdiği insectothopterdi (dinleme cihazlar böcek şeklinde tasarlandı). Bu iki tasarım her ne kadar pratikte etki yaratmamış olsa da günümüzün insansız hava araçlarının yapımına ilham olmuşlardır. Tekrar 1990’lara dönecek olursak; CIA’nın robot balığı Charlie, deniz altında insansız hava aracı olarak etkili şekilde kullanıldı.
Patlayan fareler
İngilizler, İkinci Dünya Savaşı'nda içine patlayıcı doldurdukları ölü fareleri Alman fabrikalarının kazan dairelerine sokarak patlatmayı planladı. İlk etapta 100 ölü fareden oluşan sevkiyatın Almanlar tarafından fark edilmesiyle bu plan da suya düşmüş oldu.
Devletler hayvanları güvenlikleri için kullandıklarını savunsa da aslında bu sadece utanç verici bir durum. Moskova'daki MI6 istasyonunun Rus casuslardan gizli bilgi elde etmek için “ölü mektup bırakma” tekniğini geliştirmesi de buna örnek olarak verilebilir. O dönem İngiltere, Rus bakanlıklarını dinlemek için, ilgili kurumların yakınlarına içine gözetleme cihazları yerleştirdiği sahte plastik kayalar koymuştu. Ancak bu planın 2006 yılında ortaya çıkması iki ülke arasında büyük bir krize neden oldu.
Gözaltına alındılar, tutuklandılar
Yıllardır casusluk için kullanılan hayvanlar bazen trajikomik olaylarla da karşılaşıyor. 2013 yılında Mısır, bacağına takılmış olan ‘göç künyesini’ casusluk cihazı sandıkları için bir leyleği gözaltına aldı.
2011'de Suudi yetkililer, İsrail'in MOSSAD istihbarat teşkilatına çalıştığı şüphesiyle bir akbabayı tutuklamıştı. 2010'da ise bir televizyon kanalı, Mısır'ın Kızıldeniz sahilindeki Şarm el Şeyh tatil beldesinde gerçekleşen bir dizi köpekbalığı saldırısını, ülkenin turizmine zarar vermek amacıyla İsrail'in uzaktan kumandalı yürüttüğü saldırılar olarak duyurmuştu.
İran da hayvan casuslar tehdidini hissetmekten geri kalmadı. 2007'de İran ordusu, nükleer istasyon yakınında gördükleri 14 "casus sincap" ekibini tutukladı.
Dahası Napolyon Savaşları sırasında, yani 19.yy’ın başlarında İngiltere’nin Hartlepool kasabasında, batan bir gemiden kurtulan maymun Hartlepool limanına ulaşmıştı. Maymunun bir Fransız ajanı, çıkardığı seslerin de Fransızca olduğuna karar veren kasabalılar, sahilde maymunu asarak öldürdü.