Güle güle Mirta
Kadın Haberleri —
- Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri'nin kurucularından Mirta Acuña de Baravalle, 1976 yılından bu yana kaçırılan kızı Ana María Baravalle ve doğduğunda kız olursa adını “Camila”, erkek olursa “Ernesto” koymak istediği torununu aradı.
- "Çocuklarımızı unutmadan torunlarımızı arıyoruz. Her zaman söylüyorum; gücüm olduğu sürece, sosyal adalet ve insan hakları için bu mücadeleye devam edeceğim” diyen Mirta, torununu kucağına almadan, kızı María’ya sarılmadan 99 yaşında hayata gözlerini yumdu.
FELEKXAN SERHAT
Mirta Acuña de Baravalle, ömrünün 47 yılını kızı Ana María Baravalle ve hiç görmediği, adını dahi bilmediği torununu arayarak geçirdi. Bu yılın Mayıs ayında yaşamını yitiren Plaza de Mayo Anneleri’nden Norita Cortiñas’la ayrılmaz bir bütündü.
“İskeletim yorgun” demişti bir süre önce. Kolay değil, 99 yılının neredeyse yarısını her Perşembe günü Plaza de Mayo’ya (Mayıs Meydanı) giderek geçirdi. Arjantin diktatörlüğünün kendisinden ve diğer kadınlardan aldığı sevdiklerini bulmaya yemin etmişti.
O gecenin bitmez karanlığı
Mirta’nın hayatı bekleyişin ve arayışın kabusundan önce çok güzeldi. Bir et paketleme fabrikasında çalışan eşi Romildo Baravalle, kızı Ana María Baravalle ve damadı Julio César Galizzi’le mutlu bir hayatı vardı. Ancak ülkede 24 Mart 1976’da gerçekleşen askeri darbe çok geçmeden onların da hayatını alt üst edecekti. Sonrası ise bir ömrü saracak özlem başlayacaktı.
‘O bir yaşamın militanıydı’
Aynı yılın 27 Ağustos gecesi, silahlı askerler çatılardan atlayarak Mirta’nın evine baskın düzenledi. Mirta’nın eşini aradılar bulamayınca, gittiler. Fakat bir süre sonra geri geldiler bu kez henüz 5 aylık hamile olan kızı María ve damadını aldılar. Ana María Baravalle 28 yaşındaydı. Sosyoloji bölümünü bitirmiş ve Maliye Bakanlığı'nda çalışıyordu. O gün hamile olduğu haberini mutlulukla paylaşmıştı ailesiyle. Mirta, kayıp kızını yıllar sonra, “O bir yaşam militanıydı” sözleriyle tanımlayacaktı.
Ana María ve Julio César kaçırıldığında Mirta ve eşi Romildo Baravalle, karakola giderek şikayetçi oldu. Ardından ise bir an önce bulunmaları için Santos Lugares'teki Lourdes Kilisesi’ne giderek dua ettiler. Mirta, kilisede öğrendikleri karşısında sarsıldı; sadece kızı ve damadı değil, kaybedilen yüzlerce kişi vardı.
Karakollar, askeri kışlalar, hapishaneler ve hastaneler artık Mirta için uğrak yeri oldu. Her gün Devoto cezaevine gidiyordu. O an bir ilki başardı damadının akıbetini sormak için Campo de Mayo'ya yani askeri garnizona girmesine izin verildi. İçişleri Bakanlığı'na yaptığı pek çok ziyaretten birinde, kendisi gibi kayıplarını arayan başka kadınlarla tanıştı.
Her Perşembe meydandaydı
1977 yılının başında, arkadaşı Azucena Villaflor de De Vincenti ile birlikte Plaza de Mayo'ya gidip bir banka oturdular. Azucena, birkaç iğne çıkardı ve örgü örmeye başladı. Birkaç askerin kendilerine yaklaştığını görünce, Mirta’ya “İşte geliyorlar” diye fısıldadı.
Azucena Mirta'ya “Eğer çok kalabalık olursak, Jorge Rafael Videla bize bir cevap vermek zorunda kalacak” dedi. Jorge Rafael Videla, kanlı darbenin generaliydi. Böylece kayıp yakınlarını 30 Nisan'da Plaza de Mayo'da buluşmak üzere bir araya getirmeye başladılar. Mirta o Cumartesi günü orada bulunan 14 kadından biriydi.
Camila, Ernesto…
Mirta sadece kızını değil, doğduğunda kız olursa adını “Camila”, erkek olursa “Ernesto” koymak istediği torununu da arıyordu. Ocak 1977'de evine gelen bir kişi ona üçünün de iyi olduğunu ve bebeğin doğduğunu söyledi. Ama bu sadece bir söylemdi.
Bir gün Callao'daki metroya binmek üzere Familiares'in merkezinden ayrılırken Beatriz Aicardi de Neuhaus ona, “Kayıplarını arayan başka büyükanneler de var” dedi. Böylece Plaza de Mayo Büyükanneleri’nin (Abuelas de Plaza de Mayo) kurucularından María Isabel Chicha Chorobik de Mariani ve başka kadınlarla temasa geçtiler. Artık kendisi gibi, ömrünü kayıplarını aramakla geçirecek kadınlarla yoldaş olmuştu.
Üç kadını denize attılar
Mirta, 47 yıllık mücadelesinde kendisini yaralayan birçok olay yaşadı. Bunlardan en trajik olanı ise arkadaşları María Eugenia “Mari” Ponce de Bianco, Azucena ve Esther Ballestrino de Careaga'nın 1977 yılının Aralık ayında Alfredo Astiz adındaki bir ajan subay tarafından fişlenmesi, Donanma Mekanik Okulu'na (Escuela de Mecánica de la Armada-ESMA) götürülerek denize atılarak katledilmesi oldu. Her uyuduğunda arkadaşı Mari’yi bir hücrenin içinde görüyordu. Bu vahşetin üzerinden bir yıl sonra Haziran 1978’de Arjantin, kayıplarını unutup Hollanda'ya karşı oynanan Dünya Kupası finaline kitlenirken, eşi Romildo Baravalle kalp krizi geçirdi. Yardım istemek için sokağa çıktı. Romildo Baravalle’yi hastaneye götürmek üzere kamyonun arkasına yüklediler. Romildo, bir daha gelmedi.
Mirta, 1980'lerin sonuna kadar Plaza de Mayo Büyükanneleri’nde çalıştı. Ancak daha sonra mücadelesini Plaza de Mayo Anneleri’nin Línea Fundadora'daki merkezinde sürdürdü. Fotoğraf çekmeyi ve katıldığı tüm yürüyüşleri kaydetmeyi çok severdi.
99 yaşında bir çınar
"Çocuklarımızı unutmadan torunlarımızı arıyoruz" diyen Mirta, torunu Camila veya Ernesto’yu kucağına almadan, kızı María’ya sarılmadan 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. Mücadelesini her seferinde, “Her zaman söylüyorum; gücüm olduğu sürece, zihinsel olarak az çok dikiş atmaya devam edebildiğim ve fiziksel olarak bedenim bana cevap verdiği sürece, bugün sosyal adalet ve insan hakları için bu mücadeleye devam edeceğim” sözleriyle dile getirmişti.
Mirta’ya veda töreni Cumartesi günü San Martín Belediyesi'nin salonunda yapıldı.
* * *
Hasta siempre Mirta!
Plaza de Mayo Büyükanneler, X hesabından şu açıklamayı yaptı: “Bir başka mücadele yoldaşımızı, Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri'nin kurucusu Mirta Baravalle'yi uğurluyoruz. Mirta 99 yaşında, torununu ya da torunlarının torununu kucaklayamadan aramızdan ayrıldı. Onun ve tüm torunları için, onları aramaya devam edeceğiz. Elveda, sevgili Mirta!”
* * *
Kürt annelerinin dostu
KJK, Mirta Acuna De Baravalle için bir başsağlığı mesajı yayınlandı. Mesajda şunlar dile getirildi: “Mirta Acuña de Baravalle şahsında Arjantinli direnen kadınlara ve Plaza De Mayo Anneleri’ne başsağlığı diliyoruz ve büyük acınızı paylaşıyoruz.
Saygıdeğer Mirta Acuña de Baravalle, Kürdistan halkıyla, özellikle de Cumartesi Anneleri ile dostluğunu sürdürdü. Ancak ne yazık ki tüm emeklerine, direniş, mücadele, çaba, hırs ve özleme rağmen torununa kavuşamadı. Bu büyük zulme rağmen kutsal mücadelesinden geri adım atmadı. Bilinci, inancı, cesareti ve tutkusuyla mücadelenin sembolü oldu. Bu cesareti ve bağlılığıyla geride kutsal bir direniş mirası yarattı.
Evet adalet ve özgürlük savunucusu değerli dostumuz, seni asla unutmayacağız. Siz adalet için mücadelenin en değerli ve kutsal bir şey olduğunu ispatladınız. Kaygılanma direnişçi annemiz; senin hayalini, hayallerimize yüklüyoruz. Sizi mücadelemizde yaşatacağız. Direniş bayrağınız elimizde. Beyaz tülbentlerinizi yükselterek adalet davasını kesinlikle başarıya ulaştıracağız.”