'Umut hakkı'nı ihlal, hukuk cinayetidir

Yaşar Kaya

Yaşar Kaya

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı"ndan yararlanması ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini vurgulayan avukat Yaşar Kaya, "Eğer bir devlet kendi iç sorununu çözmezse başkaları gelir çözer" dedi. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2014'te tahliye imkanı olmaksızın verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkenceyi yasaklayan 3. maddesine aykırı buldu. AİHM'in verdiği "ihlal" kararının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”na dair henüz bir adım atılmadı. AİHM’in kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül arasında yaptığı son toplantısında, Türkiye’ye gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınmasını aksi halde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis'te sarf ettiği sözlerle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin "gerekli önlemleri alın" dediği "umut hakkı" için "örgütün tasfiyesi"ni şart koştu. 

Konuya dair MA'ya konuşan avukat Yaşar Kaya, "umut hakkı"nın ertelenemez bir hak olduğunu vurguladı. Kaya, "Burada temel amaç bir kişinin ömür boyu cezaevinde kalmamasıdır. Sonuçta insan haklarına dayalı bir haktır. Çoğu ülkede yazılı bir düzenleme olmasa da AİHM, bu konuda bir kişinin ömür boyu cezaevinde kalmayacağını belirtiyor" dedi. Bahçeli'nin gündeme getirdiği "umut hakkı" gündemini yıllardır dile getirdiklerine dikkati çeken Kaya, "Bahçeli’nin Sayın Öcalan için ‘Meclise gelsin konuşsun ve umut hakkından da yararlansın’ sözleri tamamen politik içerikli bir düşünceden sonra ortaya atıldı. Türkiye'de bir hükümlünün belli bir süre yattıktan sonra çıkıp çıkmaması Ceza İnfaz Kanunu çerçevesinde cezaevinde oluşturan bir komisyona bağlanmış. Bu da keyfi uygulamalara neden olmaktadır. Tabii ki günübirlik siyasi düşüncenin dışında bunu (umut hakkı) değerlendirmek lazım" diye konuştu. 

Türkiye uymak zorunda 

AİHM kararlarının ihlal kararlarının yerine getirilmemesini “hukuk cinayeti” olarak nitelendiren Kaya, şöyle devam etti: "Türkiye'nin AİHM’e uyma zorunluluğu var. Türk Ceza Kanunu, ‘Uluslararası hukuk ile Türkiye'deki iç hukukun uyuşmaması halinde dış hukuk, uluslararası hukuk uygulanır’ deniliyor. Buna rağmen AİHM’in Sayın Öcalan ve diğer tutsaklar için verdiği kararlar maalesef uygulanmamaktadır. AİHM’in verdiği kararı uygulamayan ülkenin yaptırımını Avrupa Konseyi (AK) yerine getirir. Konsey bu konuda ikircikli davranıyor ve gerekli yaptırımları uygulama konusunda geçiştirmeci bir tavır takınıyor. Sonuçta bir gün bu hukuk uygulanacaktır. Bunun için 2025'e kadar süre verilmiş. Umarız ve dileriz Türkiye'de hukuk az da olsa işlev hale gelir ve AİHM'in verdiği kararlar uygulanır.” 

Bu sorunun çözülmesi gerekiyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yaklaşımın aynı zamanda Kürt sorununa yaklaşım olduğunu söyleyen Kaya, Kürtler üzerindeki etkisinin de devlet tarafından bilindiğini ifade eden Kaya, şunları söyledi: "Sayın Öcalan, ‘Silahlar miadını doldurdu. Biz Kürt sorununu demokratik, barışçıl yollarla çözülmesinden yanayız’  ısrarındadır. Nitekim son görüşmesinde de bunu dile getirdi. Bahçeli, Kürt sorununun çözülmesi konusunda kendisinden beklenin çok üstünde mesajlar veriyor. Diğer yandan iktidar ortağı kayyım atamalarıyla Kürt sorunu konusunda güvenlikçi yaklaşımlarını sürdürüyor. Bu böyle gitmez. Nitekim Ortadoğu'daki gelişmeler de Kürt sorununun Türkiye coğrafyasında çözülmesi gerektiği konusunda kendini dayatmaktır. Ortadoğu’nun en önemli sorunu elbette Kürt sorunudur. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Eğer Ortadoğu'daki bu sorun çözülmezse emperyalistler müdahil olur. Ortadoğu'daki gelişmeler, bölgedeki gelişmelere göre; Kürt sorunu çözülmek zorunda. Eğer bir halk, bir devlet kendi iç sorununu çözmezse başkaları gelir çözer." 

Türkiye'de sorunların çözülmesinin sürekli ertelendiği ve bu durumun ağır tahribatlara neden olduğunu dile getiren Kaya, şunları ekledi: "Kürt sorunu da 40 yıldır böyle. Uzatıldıkça ekonomik, siyasal, kültürel, insani, ahlaki boyutuyla ağır bir hal alıyor. Kürt sorununun çözülmesi Türkiye'de yaşayan 85 milyonun sorunudur. Bu noktada Öcalan’ın paradigması açıktır. Nitekim en son cezaevinde verdiği mesaj da bunu açık açık söylüyor. Umarız karar vericiler, Öcalan'ın bu samimi yaklaşımını dikkate alır ve sorun çok uzanmadan demokratik yollarla çözülür."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.