75 yaşındaki tutsağa kelepçe
- Tutsak kızına para gönderdiği için tutuklanan 75 yaşındaki Hatice Yıldız, tek başına yürüyemeyecek durumda. Hastaneye götürülürken kelepçe takılan Hatice Ana, “Ben 75 yaşındayım, bıraksanız dahi adım atacak durumda değilim. Bu kelepçe, bu zulüm neden” diye soruyor.
ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL
Hapisteki kızına para gönderdiği için 8 aydır cezaevinde tutulan 75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın sağlık sorunları giderek artıyor.
Cezaevlerindeki tutsaklara para yatıran aileler, vasiler, avukatlar ve yakınlarına dönük yargı baskısı devam ediyor. Para yatıran kişiler ya gözaltına alınıyor ya haklarında dava açılıyor ya da tutuklanıyor. Gözaltı, tutuklama ve davalara ise "Örgüte finans sağlamak" gerekçe gösteriliyor. 75 yaşındaki Hatice Yıldız ile İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hatice Onaran da söz konusu suçlamadan aldıkları cezalar nedeniyle tutuklu bulunuyor. Cezaevindeki kızı Ruken Yıldız’a ve kızının koğuş arkadaşlarına para gönderdiği için "Örgüte finans sağlamak" iddiasıyla hakkında dava açılan 75 yaşındaki Hatice Yıldız, 4 yıl 2 ay hapis cezasının istinaf mahkemesi tarafından onanmasının ardından 23 Mart'ta tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne götürüldü. Demans, yüksek tansiyon, kemik erimesi, bel fıtığı, omurga eğriliği, mide rahatsızlığı ve görme bozukluğu gibi çeşitli hastalıkları olan Hatice Yıldız’ın sağlık durumu her geçen gün ağırlaşıyor.
Sedyeyle cezaevine
Ardahan Göleli olan 9 çocuk annesi Hatice Yıldız’ın kızı Ruken Yıldız, Şubat 2017’de Van’da gözaltına alındı, Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında iki hafta gözaltında kaldıktan sonra “Örgüt üyesi olduğu” iddiasıyla tutuklanarak Van M Tipi Cezaevi’ne konuldu. Hakkında 12 yıl hapis cezası bulunan Ruken’in dosyası istinaf mahkemesinde. Annesi Hatice Yıldız’a ise Ruken ve iki koğuş arkadaşına para gönderdiği için "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Kanunu"na muhalefet ettiği gerekçesiyle dava açıldı. Hakkında verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandıktan sonra evinden sedye ile alınarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürüldü.
Tek başına yürüyemiyor
Oğlu Alper Yıldız, 8 aydır cezaevinde tutulan annesinin fiziki ve psikolojik durumunun giderek kötüleştiğini söyledi. Annesinin haftanın üç günü hastaneye götürüldüğünü belirten Alper Yıldız, Hatice Ana’nın güncel durumuna ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Annem, cezaevinde üst kata çıkıp inmesi zor olduğu için aşağı kata yatak yapıp orada kalıyor. Geceleri de olası bir aksi duruma karşı bir mahpus kendisine refakat ediyor. Son gittiğim kapalı görüşte annem bir mahpusun koluna girerek görüş kabinine gelebildi. Tek başına yürüyecek durumda değil. Hastaneye götürülürken de gardiyanlar koluna girip ring aracına kadar götürüyorlar."
Yıldız, sürekli tansiyonu yükselen annesinin tedavisinin dışarıda yapılması gerektiği yönündeki doktor tavsiyelerinin dikkate alınmadığını da söyledi.
Bu zulüm neden?
Annesinin midesinde ülser olduğu için cezaevinde kendisine verilen yemekleri yiyemediğini aktaran Alper Yıldız, “Anneme uygun yemeklerin verilmesi için cezaevi idaresine dilekçe yazıldı ancak henüz bu talep yerine getirilmedi” dedi. Hatice Ana’ya hastaneye götürülürken kelepçe takıldığına da dikkat çeken Alper Yıldız, şunları paylaştı: "Annem askerlere 'Ben 75 yaşındayım, bu kelepçe neden? Beni bıraksanız bile adım atacak durumda değilim. Bu zulüm neden' diyerek tepki göstermiş. Verilen yanıt ise 'prosedür böyle’ olmuş."
Suçsa neden para alınıyor?
Annesinin bir suç işlemediğinin altını çizen Yıldız, “Cezaevindeki bir kişinin durumu iyi değilse eşi, dostu ya da akrabaları ona para gönderir; bugün o insanlar cezalandırılıyor. Benim annem bir suç işlemedi. Eğer suçsa buna ilişkin bir karar olması gerekiyor. Eğer suçsa neden para yatırılmasına göz yumuluyor? Bu uygulama tamamen dayanışmanın önünü kesmeyi ve toplumu sindirmeyi amaçlıyor" şeklinde konuştu.
Cezaevi kantini finanse ediliyor!
Hatice Yıldız’ın avukatı Xebat Demircan ise müvekkiline yönetilen tek suçlamanın tutsaklara para göndermesi olduğunu söyledi. Avukat Demircan, suçlamanın absürtlüğüne de şöyle dikkat çekti: “Bu suçun oluşabilmesi için öncelikli olarak paranın gönderildiği kişinin ‘örgüt üyesi’ olması gerekiyor, ancak gönderdiği kişi cezaevinde. Devlet kontrolünde olan bir kişinin 'örgüt üyesi' olma ihtimali yok. Dolayısıyla bu suç baştan ortadan kalkıyor. Öte yandan gönderilen paranın suç olması için örgüte müzahir bir amaçla kullanılması gerekir. Cezaevinde yatırılan paranın örgüte müzahir bir amaçla kullanılması gibi bir durum da söz konusu değil. Cezaevinde harcamalarınız kayıt altına alınıyor ve sadece cezaevi kantininden alışveriş yapabiliyorsunuz. Bu durumda ancak cezaevi kantinini finans etme hali ortaya çıkıyor.”
Tam bir akıl tutulması
Davada mahkemenin “Bunlar PKK hükümlüsü, o dönemde de açlık grevi yapıyorlardı. Siz bu yüzden onlara para yatırıyordunuz” şeklinde bir kanaat oluştuğunu söyleyen Demircan, bu kanaatin tam bir akıl tutulması olduğunu söyleyerek, “Cezaevinde açlık grevi yapan biri bu parayı ne gibi bir amaçla kullanabilir” diye sordu.
AYM hızla karar vermeli
Hatice Yıldız davasında iç hukuk yollarının tamamen kapanmadığını ifade eden Av. Demircan, yaşına ve hastalıklarına dikkat çekerek, girişimlerin sürdüğünü aktardı. Avukat Demircan, şöyle devam etti: “Hastalıkları sebebiyle infazının durdurulmasını talep ettik. Haziran'da ATK’ye sevk edildi, ancak ATK 'Cezaevinde kalabilir’ raporu verdi. 2020’de çıkan yasaya göre, 70 yaş üstü tutuklu ve hükümlülere uygulanan dört yıllık denetim süresi vardı. Bu yasaya dayanarak Yıldız ile ilgili denetimli serbestlik talebinde bulunduk, ancak suçlaması Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında değerlendirildiği için bu talebimiz reddedildi. Ret kararı geldikten sonra dosyanın esasına ve usulüne ilişkin AYM’ye bireysel başvuruda bulunduk, ancak şu ana kadar olumlu ya da olumsuz geri bir dönüş olmadı. Yıldız’ın sağlık durumu kötüleşiyor. AYM’nin bir an önce karar vermesi gerekiyor."
Cezalandırmak için kılıf
Hatice Yıldız aynı zamanda İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 'Ağır Hasta Mahpus Listesi’nde yer alıyor. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Hatice Yıldız gibi onlarca tutsak yakınının “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Kanunu'na muhalefet" gerekçesiyle yargılanıp cezalandırıldığını söyledi. Yoleri, “Her şeyden önce adından da anlaşılacağı üzere yasa 'teröre yönelik finans kaynaklarını kısıtlama ve engellemek' üzerine uygulanıyor. Ancak pratikte hapishanedeki yakınları ile dayanışma gösteren, devletin karşılamadığı temel ihtiyaçların karşılanması için dişinden tırnağından artırıp evladına para gönderen insanlar hapishanelere atılarak uygulanıyor” dedi.
Gri liste için algı oluşturuyor
Yasanın çıkarılma amacından söz ederken, uygulama örneklerine de bakılması gerektiğini vurgulayan Yoleri, şunları söyledi: “Türkiye ‘terörün finansmanını önlenmesi’ ile ilgili ne kadar mücadele ediyor, bu anlamda kaç tane dava açılmış, ne kadar kişiye ceza verilmiş, bu örnekler üzerinden Türkiye ‘terörün finansmanını engellemek için çok fazla mücadele ediyor’ algısı hakim kılınıyor. Türkiye uzun süredir gri listedeydi. Bu durum uluslararası alanda ticari ilişkilerini zora soktu ve gri listeden çıkabilmek için ‘terörün finansmanını engellemek için terörle yeterince mücadele ediyor’ algısı yaratılıyor. Yasanın çıkarılma amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını kimse sorgulamıyor."
Türkiye, Ekim 2021’de eklendiği gri listeden, Haziran 2024’te çıkarıldı.
Topluma gözdağı
Hatice Yıldız gibi tutsak yakınları tutuklanarak toplumsal dayanışmanın önüne geçilmek istendiğinin altını çizen Yoleri, şunları ekledi: “Hatice Yıldız’ın tutuklanmasında iki ayrı amaçtan bahsedebiliriz. Birincisi eziyet etmek. Politik nedenlerle hapiste tutulan mahpuslarla ailelerin dayanışmasının önüne geçmeye çalışıyorlar. İkinci neden ise topluma gözdağı vermek. Bu uygulamayı hayata geçirenlerin amacı ‘Kimse cesaret edip de bu tür eylemlere kalkışmasın’ ama bu amacın hasıl olmadığı aşikâr. Tutuklanmaları hukuksuzluktur. Bu yasa, toplumsal dayanışmayı ortadan kaldırmaya yönelik kullanılıyor; o zaman bizim de buna karşı ses çıkarmamız lazım."