Alevileri güçlendirecek olan birliktir

Forum Haberleri —

Alevilik

Alevilik

  • Geçen süreçte Alevilerin devlet saldırıları karşısında aldıkları tutum oldukça önemliydi. Bu, iradeli bir duruşu ifade etse de Alevilerin statülerini elde etmeleri açısından yeterli değil. İnanç boyutunda dayatılan kırım politikalarına cevap olmuyor. Kültürel ve İnançsal kırım politikalarının önünü alacak, boşa çıkaracak, bertaraf edecek düzeyde değildir.
  • Devletin soykırım saldırılarına karşı Alevilerin üzerinde durması gereken en önemli husus, birlikten asla taviz vermeden mücadele etmeleridir. Alevileri güçlendirecek en doğru tutum birliklerini güçlü tutmak, örgütlülüklerini güçlü tutmaktan geçer. Aleviler yaşadıkları iç sorunlar, sıkıntılar ve parçalı anlayışlara rağmen soykırım saldırıları karşısında örgütlenerek, birlik içerisinde demokrasi mücadelesini büyütmeliler.

MUNZUR GOŞKAR

Muharrem orucunu tutarak Kerbela direnişini yad eden ve Kerbela’da hayatlarını kaybeden canlar için aşure lokmalarını pay eden Alevilerin oruçlarının ve aşure hizmetlerinin hak defterinde kabul edilmesini diliyorum.

Aleviler tarihte yaşanan büyük insanlık zulmünü anmak amacıyla Muharrem ayında oruç tutup aşure pay ediyor. Muharrem günlerini yas duygusuyla anmak ve hissetmek Alevilerin zalimin karşısında takındıkları tutumdur. Muharrem orucunu aynı zamanda Aleviliğin insanlık davasında değer yaratmış bu direniş kültürünü inançlarında yaşatmanın çabası ve gayreti olarak da görmek gerekiyor. Tuttukları oruç boyunca Kerbela direnişini hissederek yas tutan Alevilerin, günümüzdeki zalimlerin ettikleri zulmatı görerek yürütecekleri mücadele de önem taşıyor.

Bugün Alevilerin toplum olarak içinde bulundukları durum ve karşı karşıya oldukları saldırılar Kerbela sürecinde yaşanan saldırılardan farksız değil. Alevilere karşı yürütülen güncel politikalar soykırım politikalarıdır.

Aleviliğin özü devletin dayattığı dincilikten farklı bir inanca sahiptir. Bu özelliğinden dolayı ulus- devlete göre şekillenmiş İslam sentezci dayatmaları kabul etmez. İktidar İslam zihniyetinin Alevilere karşı geliştirdiği saldırılar Alevileri farklı kılan inanç değerlerine, kültürlerine yöneliktir. İslam sentezci Türk devleti Alevilere dayattıklarıyla varlık ve öz olarak kendisine, kültürüne, inancına yabancılaşmış bir Alevilik yaratmak istiyor. Aleviliği ve Alevileri devletle ilişkilendirerek bitirmek istiyor. Devletle bütünleşmemiş, devlet dışı bir toplum olmak Aleviliği var kılıp, tüm saldırılara rağmen günümüze kadar gelebilmesini sağladı. Çünkü tarihsel ve toplumsal gerçeklik olarak Alevilik devlet dışı, demokratik değerlerle beslenerek varlığını sürdürebilmiş bir inançtır. Alevi inancı ve kültürü doğal toplum özelliklerini içerisinde barındıran ve yaşatan toplum gerçekliği ile vardır. Devlete ve iktidara karşı bu net tutumu ve toplumsal gerçekliği nedeniyle devlet tarafından sürekli hedef alındı. Devlet ve destekçileri yürüttükleri özel politikalarla Alevileri iktidar İslam'a yakınlaştırmak için geçmişten bugüne büyük çaba sarf etti.

Geçmişte Alevi toplumu içindeki bazı kesimler ve kimi Alevi inanç önderlerinin de devlete meyilli olduğu görüldü. Alevilerin bir kesimi kendi içlerinde yaşadıkları darlıkları toplum olarak yaşadıkları sorunlara da yansıtabiliyor. Şüphesiz bunu aşabilmek için öncelikle toplum olarak yaşanan sorunların kaynağının devlete yakınlaşma eğiliminden kaynaklandığını görmek gerekiyor. Devletin denetiminde, Cemevlerinin devlet tarafından yapıldığı ve idare edildiği, ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığı, devletin atadığı sahte Pir ve Dedelerin inanç erkanlarını yönettiği bir Alevilik olamaz. Bu durumda ne böyle bir toplumsallık ne de bu toplumsallığın kutsalları var olabilir. Devlet Alevilere el atarak toplumsallığını dağıtmak, var olan demokratik komünal özelliklerini yok etmek istiyor bu yolla.  Dolayısıyla Alevilerin bu politikalara karşı duyarlı olması ve kendilerini devlet saldırıları karşısında savunması gerekir. Aleviler olarak kendi toplumsallıklarını savunmak, kutsallarını savunmak ve yaşatmak yerine getirmeye çalıştıkları ibadet kadar kutsaldır. Alevilerde toplum kavramı oldukça önem taşıyor. İnanç değerleri ve kültürlerinin yaşaması ancak toplumsallığın yaşatılmasıyla mümkün olabilir. Bu nedenle başta devlet saldırıları olmak üzere her türlü tehlikeye karşı toplumunu savunmayan bir Aleviliğin kutsallarını, özünü ve toplumsallığını yarattığı değerleri koruması düşünülemez. Alevilerde toplumsallığın dağıtılması, demokratik komünal özelliklerin bitirilmesi ve insanlık değerlerini yaşatan en önemli kültürlerden olan bir toplumun bitirilmesi anlamına gelir.  

Geçen süreçte Alevilerin devlet saldırıları karşısında aldıkları tutum oldukça önemliydi. Bu, iradeli bir duruşu ifade etse de Alevilerin statülerini elde etmeleri açısından yeterli değil. İnanç boyutunda dayatılan kırım politikalarına cevap olmuyor. Kültürel ve İnançsal kırım politikalarının önünü alacak, boşa çıkaracak, bertaraf edecek düzeyde değildir. Buna rağmen Alevilerin birkaç yıl öncekine oranla daha iyi bir konumda oldukları da bir gerçek. Daha bilinçli, daha örgütlü davranıyor ve demokratik mücadele içerisinde yer alarak iradelerini açığa çıkarmaya çalışıyorlar. Yine eşit yurttaşlık için hak arayışında bulunma çabası içerisindeler. Fakat bu mücadelenin istenilen sonucu vermesi örgütlülüğün, birliğin daha çok büyütülmesine bağlı. Çünkü Alevilerin içinde halen devlete cesaret veren, Alevileri zayıf görerek devletin yönelimlerine zemin sunan parçalı ve zayıf duruşlar var.  

Devletin soykırım saldırılarına karşı Alevilerin üzerinde durması gereken en önemli husus, birlikten asla taviz vermeden mücadele etmeleridir. Alevileri güçlendirecek en doğru tutum birliklerini güçlü tutmak, örgütlülüklerini güçlü tutmaktan geçer. Aleviler yaşadıkları iç sorunlar, sıkıntılar ve parçalı anlayışlara rağmen soykırım saldırıları karşısında örgütlenerek, birlik içerisinde demokrasi mücadelesini büyütmeliler. Buna bağlı olarak eşit yurttaşlık taleplerini sürekli gündemde tutmaları, demokrasi ittifakının büyütülmesi, Demokratik Ulus İnşası için çalışmaları gerekiyor. Demokratik Ulus perspektifinin bütün halkların ve inançların eşit haklara sahip, bir arada, özgür yaşam perspektifi olduğu bilinciyle sahiplenip, yaşam bulması için çalışmaları, mücadele etmeleri gerekiyor.

Ocax, Pir, Talip, Murşit ilişkilerini daha güçlü yaşatmaları gerekiyor. Ocax, Pir, Talip, Murşit ilişkileri Alevi inancının ilkelerini belirler, ahlakını, ruhunu oluşturur. Devletin de özel olarak yürüttüğü operasyon bu kavramlar ve içerikleri üzerinedir. Kavramların içeriklerini boşaltmak için bu kurumları temsil eden kişi ve şahsiyetlere el atarak aslında inancın ruhuna, ilkelerine müdahale ediyorlar. Bunun için Alevilikte önemli olan yol kavramı üzerine yoğunlaşmak, bu süreçte nasıl daha iyi bir “yol evladı” olunur üzerine derin sorgulamalar yaşamaları gerekir diye düşünüyorum. Bu yapılacakların hepsi Alevi toplumunun inancını oluşturan değerleri savunmak anlamını da taşıyacaktır. Önümüzdeki süreçte Alevileri olası tehlikelerden koruyacak tek şey bu çerçevede geliştirecekleri savunmalarıdır.

Muharrem gibi manevi anlamı büyük ibadet sürecini geride bırakırken Aleviler olarak günümüzün Yezitlerinin ettikleriyle başa çıkmanın yol ve yöntemleri üzerine Hüseyin’i duruşu, direnişi nasıl sağlayabiliriz yönünde arayışlarımızda Hak aynamız, Xızır yoldaşımız olsun diyorum.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.