Barzani ittifak resmine girdi

• Faşist ittifak Türkiye’de normalleşmiş bir durumda. İlgi çeken buna Hüda-Par’ın eklenmesiydi. Bu partinin başındaki şahsın Bahçeli ve komutanların yanında durması ve aynı kareye girmesiydi. Bu karede eksik olan birisi daha vardı. Eksik kalan görüntüyü de Mesut Barzani Hüda-Par’ın başındaki şahsı Hewlêr’de ağırlayarak basına görüntü vererek tamamladı.

ZEKİ AKIL

Faşist Erdoğan yanına Bahçeli’yi de alarak Malazgirt savaşının yıldönümünde Muş’a gitti. Milliyetçiliği ve militarizmi güçlendirmeye ve Kürtlere karşı yürüttüğü soykırım savaşı için Türk halkını hazırlamaya çalışmaktadır. Ayrıca halkın dikkatini gerçek gündemlerden kaçırarak zaman kazanmaya bakmaktadır. Son seçimde kaybetti. Muhalefetin de zayıflığından yararlanarak gündem belirlemeye devam etmektedir. Ayrıca ekonomik çöküşü gizlemek için de silah sanayisini geliştiriyoruz, adeta dünyayı fethediyoruz havalarında.

Malazgirt savaşını da tarihi gerçeklerden kopararak kendi ırkçı ve şoven zihniyetlerinin aracı yapıyorlar. Faşist kafaların halkların hiçbir değerine saygıları ve bağlılıkları yoktur. O savaşa Kürtler büyük bir güçle katıldılar. O zamanki Türkler, Alpaslan ulus- devletçi değillerdi. Türk milliyetçiliği bayrağını dalgalandırmıyorlardı. Erdoğan onların tarihe saygıları ve bağlılıkları olsaydı bugün Kürtlere bu kadar düşmanlık yapmaz ve bu kutlamaları yapacaksa Kürtlerin katkılarına en azından bir vurgu yapabilirlerdi. Ama onların derdi Kürt halkını Türkleştirmek ve tarihten silmektir. Onun için olabildiği kadar Kürt kelimesini ağızlarına almamaya bakıyorlar. Doğru bir tarih bilinci verseler Türk halkını bu kadar milliyetçi ve ırkçı yapamazlar.

Orada verdikleri görüntü Türk basınında epey gündem oldu, tartışıldı. Cumhuriyet tarihinin en ırkçı ve gerici ittifakının resmi sergilendi. Faşist ittifak Türkiye’de normalleşmiş bir durumda. İlgi çeken buna Hüda-Par’ın eklenmesiydi. Bu partinin başındaki şahsın Bahçeli ve komutanların yanında durması ve aynı kareye girmesiydi. Bu karede eksik olan birisi daha vardı. Türk faşizmi ve Kürt gericiliği, ihaneti o karede birleşmişti. Eksik kalan görüntüyü de Mesut Barzani Hüda-Par’ın başındaki şahsı Hewlêr’de ağırlayarak basına görüntü vererek tamamladı.

Barzaniler PKK ve PYD’ye yakından veya uzaktan ilişkisi olan hiç kimseyle görüşmüyorlar. Onları Hewlêr’e ve Başûr’a sokmuyorlar. Ama Hüda-Par’ı zorla bir Kürt partisiymiş gibi Kürt halkına lanse etmeye ve meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Erdoğan onları Türk toplumuna kabul ettirmekte zorlanıyor. Ama Barzani bu kadar rahat. Çünkü Başûr’da basın genel olarak onların elinde. Var olan diğer partiler ve muhalefet zayıf. KDP’yi eleştirmeye güç getiremiyorlar. Erdoğan’ın Türkiye’de karşılaştığı zorlukla Barzani Başûr’da karşılaşmıyor.

Bilindiği gibi Erdoğan- Bahçeli- Ergenekon ittifakının temel amacı Kürt halkına karşı yürütülen soykırım savaşını sürdürmek ve sonuca götürmekti. Hüda-Par da bu ittifaka dahil edildi. Faşist Süleyman Soylu gelen eleştiriler üzerine ‘’bu ittifakın stratejik bir hedefinin olduğunu ve sonuçlarının on yıl sonra görüleceğini’’ söyledi. Hüda-Par Hizbul-Kontra’nın devamı olarak kuruldu. Cinayetleri ve kötülükleri deşifre edilince aynı adla ortaya çıkamazlardı. Onun için isim değiştirerek yasal bir parti adı altında örgütlendiler. Devlet bunları el altında tuttu. Kürt ulusal birliği ve halk hareketine karşı kullanmak için hazırladılar. Eğer Hüda-Par bir Kürt partisi olsaydı Türk ırkçıları ve soykırımcılarla nasıl bir araya gelebilirdi? Çünkü bu ittifak Kürt’e var olma hakkı tanımıyor.

Barzani, Rojava’da bu kadar cinayet işlendi, katliam yapıldı, Türk devletini ve saldırganlığını kınamadı. Ölen Kürt yoksullarının ailelerine bir başsağlığı bile dilemedi. Erdoğan ve Bahçeli’yle anlaşarak PKK’nin ve gerillanın Başûr’dan çıkarılması ve ortadan kaldırılması için ittifak yaptı. Aynı ittifak Rojava’ya saldırıyor. "Kesinlikle özerklik olmayacak, Kürtler herhangi bir statü sahibi olamayacaklar’’ diyorlar. Barzani Rojava’da da bu soykırımcı ittifakın yanında, onlarla ortak hareket ediyor.

Görüldüğü gibi Hak-Par’la Barzani’nin verdiği görüntü Malazgirt’te verilen resme, yani ittifaka katılmadır. Hem de aceleyle. Araya fazla zaman bile koymadı. Bu görüntüler, açıklamalar ortadayken Kürt aydınları, sanatçı ve politikacıları hala tutuk ve suskunlar. KDP basını da sürekli Türkiye’nin Başûr’daki işgal ve yıkımlarından PKK’yi sorumlu tutuyor. İşgalcileri ve soykırımcıları temize çıkarıyor. Gerillaların öldürülmelerini ve işgali meşrulaştırıyor. KDP ve basını Kürt halkının tepkilerini önlemeye çalışıyor. Dışarıdan gelecek tepkilerin önünü alıyor. Bu açıdan Kürt yurtseverleri ve aydınları böyle sessiz ve seyirci kalamazlar. Kaybedecek olan Kürtler ve Kürdistan’dır. Türk devletinin düşmanlığı sadece PKK’yle sınırlı değildir, bunu bilmeyen Kürt kalmış mı?