Ça Mezin’de ölü bedenler
Kadın Haberleri —
-
Koçgirî Katliamın’da binlerce kadın, Topal Osman ve çeteleri tarafından katledildi, kaçırıldı ve tecavüze uğradı. Refahiye'nin Çorax köyünden Qicê, “Çeteler savaş ganimeti olarak kadınları esir aldı. Karaçayır köyünden Zarife’yi kaçırdılar. Kadınlar çetelerin eline geçmemek içim peştamallarla gözlerini bağlayıp Ça Mezin suyuna atladı” dedi.
-
İmranlı'nın Çalıyurt köyünden Culcil ise babasından, nasıl katledildiğini dinlediği bir gelinin cenazesinin yıllar sonra bulduğunu anlattı: “Çeteler, bir gelin evdeki altınların yerini söylemeyince önce kerpetenle dişlerini çektiler, sonra onu öldürdüler. 1964’de o gelinin yakınlarına ev yaptım. Temeli kazarken iskeletini, çürümüş şarı nermesini ve gümüş tepeliğini (gırrık) buldum.”
1921 yılının Mart ayında başlayıp Haziran ayına kadar süren Koçgiri İsyanı, en kanlı biçime bastırılan isyanlardan biridir. Katliamı "Bölgeyi temizlemek" olarak tanımlayan Sakallı Nurettin, 38'de Dersim için görevlendirilen Abdullah Alpdoğan'ın kayınbabasıdır. Koçgiri'ye dair amacını "Zo diyenleri (Ermenileri) temizledik, şimdi sıra lo diyenlerde’’ diyerek özetlemiştir.
Çatışmadılar, katledildiler
Dönemin Sivas Valisi Ebubekir Hazım Tepeyran'ın anıları, katliamın boyutunu gözler önüne seriyor: "Askerle çemberlenen köylerin ahalisi söylentilerin doğruluğuna, yani Kürtlerin tenkil, edileceğine inanarak hayatlarını kurtarmak için köylerini, evlerini terk ederek dağlara sığınmaya mecbur olmuşlardır.
Sırf can korkusuyla kaçan, isyan ve şekavetle suçlanarak boş kalan köyler yakılıp yıkılarak bütün mal, eşyaları ve hayvanları müsadere edilmiştir. Bu suretle Ümraniye nahiyesine ve Zara kazasının merkezine bağlı köylerden 76 ve Divriği kazasında 56 toplam 132 köy muharip bir düşman istihkâmları gibi yakılmış, tahrip olunmuş ve yüzlerce nüfus öldürülmüştür. Binlerce nüfus da dağlarda, kırlarda açlıktan ve sefaletten ölüme mahkûm edilmiştir. Nurettin Paşa, bu kadar insanı çatışma ile değil katliam biçiminde öldürmüştür."
Topal Osman’ın suçu tutanaklarda
Erzincan vekili Emin Bey’in Topal Osman ve çetelerinin insanların mallarına nasıl el koyduğu, nasıl işkence ettiği ve kadınlara karşı nasıl suç işlediğine dair aktardıkları meclis tutanaklarına şöyle geçmiştir: "Nurettin Paşa 'Bunları çember içine aldıktan sonra hükümetin tekliflerini daha teşdit edeceğim.' diyerek tuttuğunu öldürmeye, ırzına geçmeye, namusuna taarruz etmeye kalkıyor. Rica ederim hanginiz bu fecayi karşısında sabredebilirsiniz? Bu suretle 18 milyon liralık servet mahvolmuştur. Bu paralar tamamıyla gitmiştir. Ben ispata hazırım; 30 bin hayvanı Osman Paşa götürmüştür. Efendiler; dünyanın hangi yerinde böyle bir hareket görülmüştür ki babasını bir evladın elinde bir ip, diğer evladın elinde bir ip olarak çektirilerek tam 6 saat zarfında bu suretle feciane öldürülmüştür?”
Ve Koçgiri kadınları
Koçgiliri yazar Evin Çiçek, 7 Mart 2010’da Evrensel'de yayınlanan yazısında katliamın tanıklarını dinleyerek, anlattıklarını kaydetti. Rifo isimli bir köylünün Koçgiri'de kadınların gündelik yaşamdaki etkinliklerine dair anlatımı şöyle: "Büyük Alşan Bey’in ailesinde, çocuklarının ve torunlarının evlerinde kadınlar etkindiler. Örneğin; Büyük Alşan Bey'in Hanımı Hacıxan atına binip köy, köy dolaşabilen bir kadın. Gelinleri Xatuna Nazê marabaları yöneten, idare eden bir kadın. İzzet bey marabaların işine karışmaz. Herkes İzzet beyden korkar. Deli, dolu biri. Eşi ise kendi başına karar alıp verebilen bir kadın. Bizim kadınlarımız perde, bûrûk (ber) arkasında değillerdi. Dedem Rıfat Bey ve eşi birlikte köylere giderlerdi. Ailede kadınlar erkekten bir adım öndelerdi.”
Ça Mezin suyuna bıraktılar kendilerini
Refahiye'nin Çorax köyünden Qicê, Topal Osman'ın çetelerinin işlediği suçları şu sözlerle anlattı: "Çeteler savaş, soykırım ganimeti olarak bayanlarımızı da aynen eşyalarımız gibi gasp edip, esir alıp götürüyorlar. İmranlı'nın Karaçayır köyünden Zarife isimli bir kadından bahsediliyordu. Trabzon Lazları kadını kaçırıyorlar. Kocası olacak adam Laz alaylarının içinde. Yaşadı mı, öldü mü, kendisine ne yaptılar? Akıbeti bilinmiyor.
Gelinlerimiz, kızlarımız kafirlerin ellerine geçmemek için peştamallarıyla gözlerini kapatarak kendilerini bahar sularına bırakıyorlar. Sular boğulmuş bedenleri kenarlara atıyor. Soykırımcılar ise bu insanların üzerlerinde bulunan altın, gümüş vb. eşyaları alıyor. Tanıklar derileri soyulmuş bedenlerden bahsederlerdi. Bekolar, Çıragediği etrafındaki köylerin insanları Yenice'nin oradaki Karabudak Ça Mezin suyuna bedenlerini teslim ediyorlar.”
Çürümüş şarı nerme ve gümüş tepelik
İmranlı'nın Çalıyurt köyünden Culcil ise babasından nasıl öldürüldüğünü dinlediği bir gelinin cenazesini yıllar sonra buldu: "Babam 1964'te 124 yaşında öldü. Sürekli yapılanları, yaşananları anlatırdı. Bizim oranın adetine göre evin sorumlu kadını bütün anahtarları belindeki kuşağa bağlardı. Çeteler, evin gelininin belindeki anahtarları görünce 'Evin reisi sen misin, anlat, altınlar nerde? Çıkar, getir!' bağırtılarıyla birlikte tekmeliyorlar. Kadın altın olmadığını belirtince bir dişini çekiyorlar. Kerpeteni önünde tutuyorlar. 'Getirecek misin?' diyorlar. O da altınları olmadığını belirtiyor. İkinci dişini çekiyorlar. Bir yandan da köyü ateşe veriyorlar. Kadını orada öldürüyorlar. 1964’de o gelinin yakınlarına ev yaptım. Temeli kazarken kadının iskeletini, çürümüş şarı nermesini ve başına taktığı gümüş tepeliği (gırrık) bulduk." ANF/SİVAS