Direne direne kazanmaya devam edeceğiz
Selahattin IŞILDAK Haberleri —
- Wan'da “bizim olanı geri aldık”. Geçmişi bilen, bugünü gören, geleceğe dair öngörüsü olan DEM’lenmiş bir siyasi çizginin sonuç alabileceğini bütün dünyaya göstermiş olduk.
Demek ki neymiş? Mücadele ve direniş her zaman kazandırırmış. 31 Mart yerel seçimleri sonrasında Wan’a kayyım atama girişimine karşı halkların Kurdistan’dan Türkiye’ye kadar her yerde sürdürdüğü direnişi sonuç alabiliyormuş. Asıl olan kararlı, istikrarlı, kesintisiz bir şekilde alanlarda mücadeleyi soluksuz bir şekilde sürdürmektir. Wan belediyesinin gasp girişimine karşı Kurdistan’dan Türkiye’ye kadar her alanda ortak bir tavır ve tutum ile tepki gösterilmesinin meyvelerini aldık. Yani “bizim olanı geri aldık”. Bizim olanı geri almamıza karşı kurulan kumpaslara karşı, ali-cengiz oyunlarına karşı susmadan, sesimizi her zamankinden daha güç bir şekilde ve her alanda yükselterek mücadele kararlığımızı gösterdiğimiz taktirde, sonuç alınabileceğini dosta da düşmana da gösterdik. Geçmişi bilen, bugünü gören, geleceğe dair öngörüsü olan DEM’lenmiş bir siyasi çizginin sonuç alabileceğini bütün dünyaya göstermiş olduk.
Peki 31 Mart seçimleri bizlere neyi gösterdi, neyi öğretti? Sormak ve sorulara doğru cevap vermek gerek elbette. Bu seçimlerin sonucunda; Mayıs ayında gerçekleşen genel seçimler sonucunda (bazı kesimlerce) yaşanan hayal kırıklığının yersiz ve gereksiz olduğunu çok açık bir şekilde gördük. Aradan çok uzun süre geçmeden bu denli büyük bir değişimin nasıl yaşandığını anlamayanlara kısaca anlatalım.
Genel seçimlerde izlenen stratejinin temelinde “ittifakların” tepede, yani tavanda yapıldığını gözlemledik. Ancak bu son seçimlerde ortak mücadele hattının tavanda ve kapalı kapılar ardında değil, tabanda halkların talep ve istemleri üzerine inşa edildiğini ve etkili bir sonuç verdiğini gördük. “Kent uzlaşısı” espirisi diye adlandırılan siyasi tutumun özünün, esasen Demokratik Konfederalizm’in özü olduğunu burada vurgulamak gerekir. Bu çizgi, doğrudan demokrasinin ya da yaygın söylemle radikal demokrasinin hayata geçirildiği, demokratik sosyalist bir çizgidir. Son seçim sonuçları halkların siyasi bilincini küçümseyen, bürokratik konfederalist bakış açısını (bilerek ya da bilmeyerek) uygulayanların hatalarını yüzüne çarpan güçlü ve sert bir tokat oldu. Bu son seçim sonuçları; geçtiğimiz yılın Mayıs ayında izlenen çizgiye –tabiri caiz ise- ince bir ayar veren, tabanın sesinin güçlü bir şekilde yanıt verdiği doğru bir tavır oldu. Bu sesi duymak ve de duyurmak, doğru bir şekilde hayata geçirmek bugün seçilmiş olan bütün belediye eş başkanlarının asli görevidir.
Legal alandaki mücadelenin en sert ve fırtınalı aşaması esasen yeni başlamaktadır. “Bugün Wan’a yarın sana” diyen milyonlarca insan, hem Kurdistan coğrafyasında hem de Anadolu’da alanlara çıkarak kendi sesini duyurmaya çalışmış, yaşanan haksızlığa, gasp girişimine karşı sesini yükseltmiş ve bu gidişata dur demiştir. Bu daha başlangıçtır. Wan halkı, iradesinin gasp edilmesi girişimine hayır diyerek “bizim olanı kazandık” dedi. Kars, Bitlis, Şırnak, Hilvan gibi bir çok yer benzer bir mücadele ile kazanılmak için sırada beklemektedir. İster Kurdistan olsun ister Türkiye kentleri fark etmez; nasıl ki Wan’da halklarımızın iradesine sahip çıkmışsak, her yerde halkalarımızın haklarını savunmaya ve bunun için mücadele etmeye devam etmeliyiz.
Sonuçlar gösterdi ki, saray rejimi artık “topal ördek”tir. Ancak, seçim sonuçları ve Wan nezdindeki kazanımımız bizleri yanıltmamalıdır. Başûr ve Irak coğrafyasına yönelik planlanan askeri saldırı planları hala günceldir, eli kulağındadır. Bu saldırı planlarına karşı uyanık olmalıyız. Halkların özgürlük savaşımının sürdürmek ve kesintisiz bir şekilde mücadeleye devam etmek gerekir.
El Pueblo Unido Jamás Será Vencido!
Örgütlü halklar asla yenilmezler.