Dr. Trabert: Sel bölgesinde büyük acının izleri var
Dünya Haberleri —
- “Üç kişilik bir aile çatıdan suya atlayarak, nehir kenarına yüzmeye çalışırken suya kapılmış. Anne boğularak kaybolmuş, baba ve çocuğu büyük bir çaba sonucu kurtulabilmiş. Bunun yanında evlerini, varlıklarını, her şeylerini kaybeden insanların çaresizlikleri vardı.”
NİHAL BAYRAM/MAINZ
Batı Avrupa’da Cumartesi günü meydanda gelen sel felaketi nedeniyle çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Resmi açıklamaya göre; 190 kişi hayatını kaybederken, 800’ün üzerinde yaralı bulunuyor. Sel nedeniyle hala bin kişiden haber alınmazken, büyük maddi hasar meydana geldi.
Almanya’da meydana gelen sel felaketi nedeniyle bölgede arama kurtarma çalışmalarında yer alan Dr. Gerhard Trabert, gazetemize tanıklıklarını anlattı.
Sel mağdurlarıyla bire bir görüştüğünü dile getiren Trabert, “İnsanlar ölüleri nasıl bulduklarını, ölen yakınların ve arkadaşların arkalarında ne kadar büyük bir acı bıraktıklarını, sularda insanların yardım çığlıkları attıkları fakat imdatları duyanların o insanlara yardım edemediklerini anlattı. Üç kişilik bir aile çatıdan suya atlayarak, nehir kenarına yüzmeye çalışırken suya kapılmış. Anne boğularak kaybolmuş, baba ve çocuğu büyük bir çaba sonucu kurtulabilmiş. Bunun yanında evlerini, varlıklarını, her şeylerini kaybeden insanların çaresizlikleri vardı” diye belirtti.
Kendisini en çok etkileyen olaylara da değinen Trabert, “Yaşlı biri boğulan altı insanı çok yakından tanıdığını ve altı yaşında olan torununun cesedini evin bahçesinde suların geri çekilmesi ardından bulduğunu anlattı. Yine sular geri çekildiğinde ağaçların üzerinde iki ceset bulunmuş” diyerek tanıklıklarını anlattı.
Felaketin nedeni iklim değişikliği
Felaketin nedeninin iklim değişikliği olduğunu sözlerine ekleyen Trabert, “Bu gibi felaketler günler geçtikçe daha da çoğalıyor. Böylesi alanlarda ‘siyasetin harekete geçmesi için neden her zaman felaketlerin yaşanması gerekiyor’ diye soruyorum kendime. Benim için iki ayrı önemli nokta var. Birincisi; ülke içi ve ülke dışı sosyal eşitlik, ikincisi ise iklimin korunması. İklim ile denge halinde yaşamamız gerekiyor. Ancak iklim hayatta kalırsa, bizler de hayatta kalırız” diye konuştu.
Dinleyerek terapi
Gittikleri bölgelerde acil tıbbi yardımda bulunduklarını dile getiren Trabert, “Yanımıza birçok tıbbi malzeme aldık ve bunları dağıttık. Diğer bir terapi yöntemimiz dinleme oldu. İnsanların anlatımlarını, korkularını, endişelerini, duygularını dinledik. Bu acil bir terapi yöntemi oldu” ifadelerini kullandı.
Grup tedavileri yapılmalı
Felaket bölgelerinde elektrik, içme suyu ve telefon hattının olmadığını dile getiren Trabert, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birçok insan adeta insan ötesi bir güç ile evleri çamurdan ve yıkıntılardan temizlemeye çalışıyordu. Bu insanlar belki bir kaç gün, hafta yada ay sonra yaşananları algılayabilecekler. Alt bilince saklananlar yakın zamanda veya çok sonradan gün ışığına çıkabilir. Bu içe dönüş birçok insanı derinden etkileyecektir. Bu travma izleri kolay kolay silinmeyecek. Travmayı aşmak kimileri için çok zor görünüyor. Bunun için yardım ve tedavi imkanları sunulmalı.”
Akdeniz’de boğulanları unutmayın
Dayanışmanın önemine dikkati çeken Trabert, bölgeye çok sayıda insanın yardıma geldiğini ve dayanışmanın devam etmesi gerektiğini ifade etti. Trabert, “Böylesi bir acı yaşandığında insanlar daha da duygusallaşıp harekete geçebiliyor. Bu dayanışma duygusu acil durumun dışında da ileriki zamanda da var olmalı. Fakat bu dayanışmayı vurgularken, Akdeniz’de sessiz ölümleri de hatırlatmak istiyorum. Çok sayıda insanl halen Akdeniz sularında boğuluyor. Bu boğulan insanları, aileleri, çocukları da düşünmemiz gerekiyor” dedi.