Erdoğan’ın olduğu yerde barış olmaz

Forum Haberleri —

Suriye

Suriye

  • İşgal bölgelerindeki gruplar neden Türkiye’yi protesto ediyorlar? Çok yurtsever oldukları, Türk işgaline karşı oldukları için mi? Hayır. Tam tersi. Türkiye, Suriye’den çıkmasın, bizi yüzüstü bırakmasın, Esad yönetimine satmasın, diye ayaklanıyorlar.

ZEKİ AKIL

Erdoğan bir süredir Beşar Esad’ın peşinde. Tehdit ettiği ve hakaretler yağdırdığı bütün güçlerle uzlaşmaya ve arayı bulmaya çalışıyor. İsrail Cumhurbaşkanını Türkiye’ye davet edip ağırladı. Katil ve darbeci dediği Sisi’yi nihayet kucaklayabildi. Aynı şey Suudi Prensi ve BAE için yapılmıştı. Yunanistan’a artık "Bir gece ansızın gelebiliriz’’ tehditleri yapılmaz oldu. "Ey Amerika, Ey Avrupa" efelenmeleri bitti. Putin için zaten kapıda daimi bekler durumda.

Erdoğan yeni stratejisini "Düşmanları azaltmak ve dostlarını artırmak’’ olarak açıklamıştı. Çünkü yaptığı düşmanlıklar ve sağa sola bulaşma artık gücünü aşar hale gelmişti. Yayılmak ve nüfuzunu artırmak istiyordu. Ancak Kürtlerin direnişi onun birçok planını bozdu. Dostları arasına Kürtleri koymayı hiç düşünmedi. Stratejisini Kürtleri bertaraf etme üzerine kurdu. Bunun için bütün dünyayı Kürtlere karşı arkasına almaya çalışıyor. Kendi güçleriyle Kürtleri yenemiyorlar. ABD ve NATO’dan yıllardır aldığı destek de buna yetmedi. Ekonomileri ve mantaliteleri, kültürleri de gelişkin olmadığı için bölge halklarını ordu ve zor dışında etkileyemiyorlar.

MSB Yaşar Güler şimdi "Biz meşru müdafaa, terör koridoru için Suriye’deyiz’’ diyor. Neyin meşru müdafaası? Kim Suriye’ye saldırdı? Bunlar basit yalanlar. Erdoğan ve şürekası Esad’ı devirmeyi ve İhvancıları iktidar yapacaklarını hesaplamışlardı. Şam’a gidip Emevi Camii’nde namaz kılacaklardı. Erdoğan, Türkiye’nin sınırlarını DAİŞ ve El Kaide’ye sonuna kadar açtı. Suriye’yi yıkıma uğrattılar. Bunlar yetmeyince bu defa ordularını Suriye’nin üzerine sürdüler. On binlerce silahlı gücü örgütlediler. Ve bunlara SMO adını verdiler. Erdoğan bunları "Kuvayı Milliye’’ olarak Türk halkına pazarladı. İşgal ettiği bölgelerde Geçici Suriye Hükümeti kurdurdu. Bu silahlı grupları Libya gönderdi. Dünyaya terör ihraç eden bir ülke haline geldi.

En son Erdoğan, B. Esad’la görüşmeye ve anlaşmaya hazır olduğunu söyledikten sonra işgal bölgelerinde Türkiye’ye karşı gösteriler yapıldı. Türk bayrakları yakıldı, araçları tahrip edildi. Buna karşı da Türk askerleri ve onlara bağlı silahlı gruplar göstericilere karşı silah kullandılar. Birçok insanın öldüğü ve yaralandığı bildiriliyor. Ayrıca Kayseri’den başlayarak birkaç şehirde Suriyeli mültecilere saldırılar düzenlendi. Evler ve işyerleri yakıldı. Bu olaylar da organize işlerdir. Kesinlikle halkın kendi başına yaptığı eylemler değildir.  

Efrînliler Türkiye’ye ne yapmışlardı ki, Türk ordusu oraya saldırdı ve Kürtleri tarihi mekanlarından sürdüler? Terör koridoru dedikleri yer Kürtlerin yerleşik olduğu bölgelerdir. Amaçları etnik temizlik, soykırımdır. O toprakları Kürtlerden arındırmak istiyorlar. Kürtler Türkiye’ye saldırmamış, herhangi bir bölgelerini işgal etmemiş. İşgal eden ve saldıran Türkiye’dir. Suriye’yi mahvettiler. Şimdi de Suriye’nin iç barışını, sorunlarını içlerinde çözmelerini engellemeye çalışıyorlar. Şunu da öncelikle söyleyelim; Suriye yönetimi Kürtlerle barışır ve onların kimliklerini tanır ve sınırlı bazı haklar bile verirse Türkiye kesinlikle buna karşı çıkar.

İşgal bölgelerindeki gruplar neden Türkiye’yi protesto ediyorlar? Çok yurtsever oldukları, Türk işgaline karşı oldukları için mi? Hayır. Tam tersi. Türkiye, Suriye’den çıkmasın, bizi yüzüstü bırakmasın, Esad yönetimine satmasın, diye ayaklanıyorlar. Türkiye’nin onları satacağını ve çıkarlarını esas alacağını biliyorlar. Ama Türkiye sayesinde oraya yerleşmişler, halkı soyup topraklarına, mal varlıklarına konmuşlar. Türk ordusu çekilirse ya gidip başka ülkelere sığınacaklar ya da Suriye’ye teslim edilecekler. Mutlaka içlerinde bu çirkinliklere karşı olanlar da vardır. Ama orada Suriye muhalefeti diye siyasi bir güç yoktur.

Türk devleti işgal bölgelerindeki silahlı güçleri tamamen kendi yedeğine aldı. Siyasi kimlik sahibi olmalarını engelledi. Eğer onlar Suriye muhalefeti olsalardı, ülkelerindeki diğer siyasi güçlerle ittifaklar yapar, demokratik bir cephe oluştururlardı. Bu durumda muhalefet güç ve kimlik kazanırdı. Şam hükümetiyle de bu sıfatla görüşür ve Suriye’nin demokratik dönüşümünde rol oynarlardı. Ama böyle olmadı. İtilaf denilen bu sözde muhalefet Kürtlere, özerk bölgelere düşman oldular, Türkiye’nin mayın eşeği olarak kendi vatandaşlarına karşı savaştılar. Türk askerlerine koruculuk yaptılar. Türk devletinin argümanlarını ve lügatini kullandılar.

Sonuç olarak Türkiye, Suriye’yi yıkmakla yetinmiyor. Yıkıcı ve barışa engel olma rolünü oynamaya devam ediyor. Türkiye basını ve muhalefeti de sorunu cesaretle ele alıp tartışmaktan hala kaçınıyor. Şimdi on binlerce askeri Güney Kurdistan’da savaşıyor. Oraları işgal ediyor. Suriye ve Irak’ta Türk işgalini sorgulayan ve tartışan bir muhalefet olmadı mı, Erdoğan kötülük saçmaya ve kan dökmeye devam eder. Bütün Türkiye ve bölge halkları da bunun faturasını öder.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.