Fernas işçileri pes etmiyor

Fernas işçileri

Fernas işçileri

  • Fernas işçileri, Ankara/Kurtuluş Parkı’ndaki açlık grevi eylemini, Türk devlet güçlerinin saldırısına rağmen sürdürüyor. Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, "Kazanmadan Ankara'dan ayrılmayacağız" dedi.

Manisa'nın Soma ilçesinde AKP Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na ait olan Fernas Madencilik isimli şirkette çalışırken Bağımsız Maden İşçileri Sendikası'na (Bağımsız Maden İş) üye oldukları için işten çıkarılan madenciler, direnişlerinin 13. gününde gözaltına alındı. 

Madenciler, Ankara'ya taşıdıkları eylemlerini sürdürüyor. Ankara'daki direnişlerinin 13. gününde gözaltına alınan 34 madenciden 33'ü, Emniyet'teki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Umut Sendikası (Umut-Sen) üyesi Özgü Gözoğlu'nun ise işlemleri devam etti. Bağımsız Maden İş tarafından yapılan paylaşımda, “Görün AKP Batman milletvekili Ferhat Nasıroğlu kudretli ilişkilerini! Tüm bu ilişkiler 301'ler sessizce ölsün diye gece gündüz çalışıyor. Kurtuluş Parkı'nda açlık grevinde olan tüm madenciler ve sendika yöneticilerimiz gözaltına alındı. Biz Soma'dan yerin altından geldik kimseden korkmuyoruz. Herkesi bulunduğu yerde ses çıkartmaya çağırıyoruz” denildi.

Gözaltına alındığı sırada fenalaşan bir işçinin ise eylem alanında polis ablukasında tutulduğu öğrenildi. Bağımsız Maden İş Sendikası avukatı Sabri Karagündüz, basının ve avukatların ablukadaki alana yaklaşmasına izin verilmediğini belirtti. Fenalaşan işçi, saatler sonra milletvekilleri eşliğinde hastaneye götürüldü. 

İşçilerin parkta kaldıkları alan polisler tarafından bariyerlerle kapatıldı.

Geri adım atmayacağız

Fernas işçilerinin gözaltına alınmasını ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, şunları söyledi: "İşçiler yerden göğe çok haklılar. Bunu bütün Türkiye'ye de anlayabilir diye düşünüyoruz. Bu haklılıkları karşısında güçlü bir perdeyle karşılaştılar. Mecliste milletvekili olan, çok güçlü ekonomik ve siyasi gücü olan Ferhat Nasıroğlu ve ondan çekinen ve onun arzuları doğrultusunda hareket eden devlet bürokrasisi, yerel idareciler, kollukla her yerde karşılaştık. Daha önce de Ankara'da iki hafta önce 24 arkadaşımız gözaltına alınmıştı. Dün gece de gözaltı oldu. Daha öncesinde de Soma'da, Akhisar'da gözaltı oldu. Madenciler ve madenci eşlerine yurt dışı çıkış yasağı, bizlere iş yerine 500 metre yaklaşmama cezası verildi. Bu kararı verenler, hem Türkiye'de sendikal mücadelenin, işçi haklarının üstünü örtmek, basmak, işçilerinin haklarını kullanmasını sağlamak üzere hareket ediyorlar. Tekrar aynı akıbetle karşılaşsak da geri adım atmayacağız. Madencinin haklı olduğu için korkmasını gerektirecek bir durum yok. Arkadaşlar da korkmuyor."

Gözaltı bizi yıldıramaz

Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ise Fernas işçilerinin haklarını alana kadar eylemlerini sürdüreceğini belirterek, "Gözaltı bizi yıldıramaz. Hakkını arayan insanlar, ya gözaltına alınıyor ya da yasa var deniyor. Bu yasalar aslında patronlara da var ama kullanmıyorlar. İşçileri dizginlemeye çalışıyorlar. Onlarca, yüzlerce kez de gözaltına alınsak bu işçilerin mücadelesini kazanmadan Ankara'dan ayrılmayacağız. Bunu da bütün kamuoyu, siyasetçiler, patronlar bilsin" dedi. ANKARA

 

* * *

Savaşa karşı emekçi mitingi

İşçi Emekçi Birliği, “Düşük ücretlere, hayat pahalılığına, vergi soygununa ve savaş politikalarına karşı topyekun direnişi büyütelim” şiarıyla 20 Ekim'de İstanbul/Kartal Meydanı’nda miting düzenleyecek.

Mitingin hazırlıkları aralıksız bir şekilde devam ediyor. Çalışmalar kapsamında birçok yerde bildiri dağıtılarak, tüm işçi ve emekçiler mitinge davet ediliyor. Miting Sözcüsü Okan Karaçam, işçilerin çok zor şartlar altında yaşadığına işaret ederek, işçilerin seslerini duyurmayı amaçladıklarını belirtti. Karaçam, "AKP iktidarı, içeride toplumsal kesimlere yönelik baskı ve saldırıları yoğunlaştırdı. Dışarıda da savaş ve saldırgan politikaları izliyor. Şu an görüşülmekte olan yeni iş yasası, işçi ve emekçilere güvencesizlik ve belirsizlik dayatıyor. Kazanılmış haklar tırpanlanıyor. Kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz olayları sürekli çoğalıyor. Gençlere de geleceksizlik dayatılıyor. İşçi sınıfını toplumsal bir güç olarak sahneye çıkaramazsak iktidar ve sermaye saldırılarını sürdürecek. Bu yüzden miting düzenliyoruz. Direnenleri, tüm toplumsal kesimleri bir araya getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. 

Savaş bütçesi işçilerin sırtında

Kürtlerin kazanımlarına dönük saldırıların ekonomik krizi daha da derinleştirdiğine dikkat çeken Karaçam, saldırıların faturasının işçi ve emekçilere kesildiğini söyledi. Karaçam, şöyle devam etti: "İçeride toplumsal kesimleri baskı altına alırken, dışarıda savaş politikaları izliyor. İsrail’e karşı olduğunu söylüyor ama Azerbaycan üzerinden İsrail'e petrol taşıyor. Kürt halkına yönelik saldırılar da hız kesmeden devam ediyor. Ekonomik kriz derinleşirken, savaş bütçesi işçi ve emekçilerin sırtına yükleniyor. Savaşa bütçe yaratılıyor.

Bugün işçiler asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Ülkede çalışanların yüzde 70’i bu ücretle hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Kira fiyatları, özellikle emekçi mahallelerinde 15 bin TL’ye kadar çıkmış durumda. Yani bir işçi, sadece kirasını ödeyebiliyor. Diğer temel ihtiyaçlarını karşılaması imkansız. Ayrıca fabrikalarda işçiler, baskı ve mobbing ile karşı karşıya kalıyor. Sendikalı olmaya kalktıklarında ise işten çıkarılma tehdidiyle karşılaşıyorlar. Bu koşullar altında bir işçinin bu mitinge katılması çok önemli.”

Kürsü, mücadele edenlerindir

Miting günü kuracakları kürsüde sadece sendika başkanlarının değil, direnen işçilerin de olacağını vurgulayan Karaçam, "Biz kürsüyü direnişçi işçilere bırakıyoruz. Miting öncesinde direnişte olan işçileri ziyaret edip, onları kürsüde konuşmaya davet ettik. Yani 20 Ekim'de kürsü, mücadele eden işçilerin olacak. Mitingin sonunda ise sanatçı arkadaşlarımız sahne alacak” dedi.

Mitingle sınırlı kalmayacak

Birleşik mücadelenin önemini vurgulayan Karaçam, şunları söyledi: "Elbette sadece bu mitingle sınırlı kalmayacağız. Yıl boyunca çalışmalarımız sürecek. Önümüzde bütçe görüşmeleri ve asgari ücret görüşmeleri var. Tüm işçi ve emekçilere sesleniyoruz; taleplerimizi birlikte dile getirmeliyiz. Yan yana, omuz omuza durmalı ve mücadele etmeliyiz. Düşük ücretlerden güvencesiz çalışmaya, esnek çalışma koşullarından mobbinge kadar pek çok sorunla karşı karşıyayız. Kadın işçiler, eşit ücret alamıyor, daha fazla sömürülüyor. Bu sorunların çözümü örgütlenmekten ve birleşik mücadeleden geçiyor."

 

* * *

Açlık sınırı 28 bini aştı

BES-AR’a göre; asgari ücretli bir kişi, 28 bin 358 lira olan açlık sınırının yüzde 66,79 altında ücret alıyor.

Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR), Ekim ayı açlık ve yoksulluk verilerinini açıkladı. BES-AR’ın gıda madde fiyatları üzerinden yaptığı hesaplamaya göre; dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı (açlık sınırı) Ekim ayı için 28 bin 358 lira, tek bir çalışanın yaşam maliyeti ise 35 bin 100 lira olarak tespit edildi. Böylece açlık sınırı, bir önceki aya göre yüzde 3,99 arttı.

Ayrıca, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı, kısacası yoksulluk sınırı ise 77 bin 751 lira olarak açıklandı.

Bu sonuçlara göre; 2024'te 17 bin 2 lira alan asgari ücretli 28 bin 358 lira olan açlık sınırının yüzde 66,79 altında ücret alıyor.

 

* * *

Tepkiler katkıyı erteletti

Kredi kartlarından silahlanma için 750 TL kesilmesi teklifinin görüşülmesi 2025'e ertelendi

Savunma Sanayii Destek Fonu'na aktarılmak üzere yılda toplam 80 milyar TL dolayında ek gelir yaratmak hedefiyle başta kredi kartı sahipleri olmak üzere mali işlemlerin taraflarına kalıcı hizmet bedeli getirmeyi öngören yasa teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi ertelendi. Görüşmelerin başlangıcında CHP ve DEM Parti'li üyeler, getirilen teklifin esasen bir vergi düzenlemesi olduğunu belirterek, komisyona sunulduğu çerçevede değerlendirilemeyeceğini ve önce Savunma Komisyonu'nda görüşülmesini veya bir alt komisyon oluşturularak teklifin öncelikle orada değerlendirilmesini önerdiler.

Tartışmalar sürerken söz alan AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, "Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ve Bazı Yasa Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin görüşülmesinin Bütçe Kanunu'nun çıkarılması sonrasına, 2025'e ertelendiğini açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de "Halktan gelen tepkilere kulaklarımızı tıkayamayız. Gelen değerlendirmeleri Meclis dikkate alır" demişti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.