Fethullah Gülen sırlarıyla öldü

Fetullah Gülen ve siyasetçiler

Fetullah Gülen ve siyasetçiler

  • Önce komünizmle mücadele, sonra Türk-İslamcılığını yayma, nihayetinde devletin bir paydaşı olarak Kürt soykırımına ortak olma görevleriyle yetinmeyip iktidara yürüyünce tasfiye edilen Fethullah Gülen, misafir edildiği ABD'de öldü.

Türkiye'nin son 40 yılının önemli aktörlerinden, devlet içi iktidar çatışmasının mağluplarından 83 yaşındaki Fethullah Gülen'in 1999'dan beri yaşadığı ABD''de önceki akşam öldüğü, önce yayın organları tarafından duyuruldu, ardından yeğenleri Kemal Gülen ve Ebuseleme Gülen tarafından teyit edildi.

Bir Nur talebesiyken devşirilip devletin vaizi yapılan, devletin kucağında, içinde, yanında büyütülen ama devletin kendisini isteyince ensesine vurulan Fethullah Gülen, 25 yıldır üslendiği ABD'nin Pensilvanya eyaletinde, arkasında büyük soru işaretleri ve dağınık bir teşkilat bırakarak hayata veda etti.

Pasinler'de başladı

Fethullah Gülen, Erzurum'un Pasinler ilçesinde 27 Nisan 1941'de 8 kardeşin ikincisi olarak dünyaya geldi. 17 yaşında Saîdê Kurdî'nin şakirtleriyle tanıştı. Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olarak 1959'da Edirne'de vaiz olarak göreve başladı. Askerlik sonrası 1962'de Komünizmle Mücadele Derneği'nin Erzurum Şubesi'nin kurucuları arasında yer aldı. Dört yıl sonra tayininin çıktığı İzmir'de vaiz, öğretici ve kurs müdürü olarak görev yapıp Nurcular içinde teşkilatlanmaya başladı. 12 Mart 1971'deki askeri muhtıraya kadar burada görev yaptı. 12 Mart muhtırasından sonra Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından 4 Mayıs 1971'de İzmir'de tutuklandı. İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi'ne ulaştırılan 'komünizmle mücadele' referansıyla 9 Kasım 1971'de tahliye edildi. Mahkemenin 1972'de verdiği üç yıl hapis cezası da yine 1974'te Askeri Yargıtay tarafından bozuldu. Zaten o da 12 Mart için "ihtilal ve darbe değildir. Hükümeti belli konularda uyaran bir ikazdır" diyerek muhtırayı övmeyi ihmal etmedi. Serbest kaldıktan sonra Edremit, Manisa ve İzmir'de vaizlik yapmayı sürdürdü.

6 yıl kaçıyormuş gibi

Gülen, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gözaltına alınacaklar listesindeydi. O kendinden emin bir şekilde Ekim 1980'de kaleme aldığı, "Son Karakol" başlıklı yazısında "Ümidimizin tükendiği yerde hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz" diyerek 12 Eylül'e selam durdu. 1981'de resmi vaizliği bıraktı. Hakkındaki yakalama kararına rağmen 6 yıl boyunca dokunulmadı. 1986'da Burdur'da yakanmış gibi yapılıp bir gün sonra bırakıldı. 1989'den itibaren İzmir ve İstanbul'daki 'gönüllü' vaazlarını 1992'ye kadar sürdürdü.

İran ve Suudi’ye karşı

'Komünizmle mücadele' referansı sayesinde Türkiye kadar Türkiye'nin nüfuz alanı olan Türki cumhuriyetler ve Balkanlarda Sovyet blokunun yıkılması sonrası önü açıldı. Buralarda özellike İran, kısmen de Suudi etkisini bloke etmesi sağlandı. Bu sayede giderek tüm dünyaya yayıldı. Türk-İslam sentezine uygun okullar açtı, buradan yetişenleri devletin her kademesine emanet etti. Medyadan bankacılığa kadar büyük ticari yapılar oluşturdu.

Tüm hükümetlerin himayesi

Gülen, Büent Ecevit'ten Tansu Çiller'e, Turgut Özal'dan Tayyip Erdoğan'a kadar tüm başbakanlardan saygı, hürmet ve iltimas gördü. 28 Şubat döneminde Necmettin Erbakan'ı eleştirip askeri müdaheleyi çözüm olarak selamladı. Devlet içinde ondan rahatsız olanların gayretini de görünce 1999'da ABD'ye gitti ve bir daha geri dönmedi.

AKP'nin temel ortaklarından

Necmettin Erbakan'a ihanet edenlerin kurduğu AKP'nin 2002'de iktidara getirilmesi sayesinde tüm kadrolarını Erdoğan ve AKP'nin hizmetine sundu. Böylece hem AKP iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştı hem de Gülenciler daha fazla devletin her kademesinde büyüyüp ilerledi. Devlet içinde rahatsız olanların rapor ve dava girişimleri de bertaraf edildi. AKP iktidarının 5. yılında Fethullah Gülen'in ekibi artık operasyon yapabilecek düzeydi ve yapmaya başladı. İktidara ve kendisine karşı olanların yanı sıra devlet içindeki nüfuzunu kalıcılaştırmak için Kürtlere yöneldi. 'KCK operasyonları' adı altında siyasi soykırım uyguladı, imha konseptini savundu, tüm uzuvlarıyla bunun propagandasını yaptı.

Artık MİT'in tekelini istedi

Hızını alamayıp MİT'i tek başına yönetmek istedi. Bunun için de 7 Nisan 2012'de Hakan Fidan'ın arasında bulunduğu MİT görevlilerini gözaltına almaya çalıştı. Abdullah Gül ve Erdoğan, bunu durdurdu. AKP, varlığına kast edildiğini düşünerek kontrolü bir hamleyle 2013'te dershaneleri kapatmak içi yasa teklifi hazırladı. Cah damarlarından biren dokunulan Fethullah Gülen Grubu, 17 Aralık-25 Aralık 2013 operasyonlarıyla Erdoğan dahil tüm kabineyi yolsuzlukları üzerinden vurdu.

Kürtlere karşı savaş merkezli

Erdoğan ve AKP için artık Gülen ve ekibini tasfiye için yeni ittifak ve metodlar gerekliydi. Ergenekon ile görüşmelere başlayan AKP, hem yeniden Kürtlere karşı savaş hem de Fethullah Gülen ekibinin tasfiyesi konusunda mutabık kaldı. Kürtlere karşı 'Çöktürme Planı'nı onaylayan MGK, Gülencileri 'Paralel Devlet Yapılanması' diye kodladı.

Kürt savaşı ve devlet içi çatışma

AKP iktidarı, Temmuz 2015'te Fethullah Gülen ekibinin 'Sri Lanka' modelinin örnek alınmasıyla hazırlanan 'çöktürme Planı'nı uygulamaya soktu. Zaten bu zemini hazırlayan devlet içindeki Fethullahçılar da hem buna dahil oldular hem de buradan güçlenip çıkarak iktidar mücadelesini kazanmayı hesapladı. AKP tarafı, Haziran 2016'da bu tehlikeye karşı iddianame hazırlattı. İddianame henüz mahkeme tarafından kabul edilmeden 15 Temmuz 2016'da devlet içinde silahlı çatışma başladı. Çatışma, Fethullah Gülen ekibinin tasfiyesiyle sonuçlandı. Tasfiye, tüm insan gücünü, mal varlıklarını ve kurumsal birikimlerini kapsadı.

Pensilvanya'daki ölüm sonrası

Fethullah Gülen'in önceki gün ölmesiyle birlikte yurt dışındaki yapılanma, içerideki kriptolar ve mevcut devlet için yeni bir oyun planı başlıyor. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.